English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ B ] / Buna gerek kalmayacak

Buna gerek kalmayacak traduction Anglais

211 traduction parallèle
Buna gerek kalmayacak.
That won't be necessary.
Buna gerek kalmayacak, tatlım.
Ohh. Oh, that won't be necessary, dearie.
Merak etme, buna gerek kalmayacak.
Don't worry, you won't have to.
Buna gerek kalmayacak.
I don't think you'll have to.
Buna gerek kalmayacak, Paul.
That won't be necessary, Paul.
Sizi temin ederim buna gerek kalmayacak.
That won't be necessary, I assure you.
Buna gerek kalmayacak, hayatım.
You won't have to, dear.
Buna gerek kalmayacak, General.
That won't be necessary, General.
Buna gerek kalmayacak.
You won't have to.
Artık buna gerek kalmayacak.
It won't be necessary anymore.
Buna gerek kalmayacak babacığımızın odası da var.
Well, that won't be necessary. Ann will have Daddy's room.
Sanırım buna gerek kalmayacak, Yüzbaşı.
I think, that won't be necessary, Captain.
Buna gerek kalmayacak.
That will not be necessary.
- Teşekkür ederiz ama buna gerek kalmayacak.
If she ever becomes a burden, I'll gladly purchase her.
Hayır, bayan. Buna gerek kalmayacak.
No, ma'am, that will not be necessary.
- Hayır, buna gerek kalmayacak.
No, that won't be necessary.
Buna gerek kalmayacak.
I'd like to see that. I won't have to.
buna gerek kalmayacak.
That won't be necessary.
Sanırım, buna gerek kalmayacak.
Oh, i don't think It'll be necessary to...
Sanırım buna gerek kalmayacak, yani öldürmeye.
Oh, i don't think it'll be necessary to... Kill it.
Efendim. Buna gerek kalmayacak.
That will not be necessary.
Buna gerek kalmayacak, Yarbay.
That won't be necessary, Colonel.
Buna gerek kalmayacak.
They won't need it.
Buna gerek kalmayacak. Buradan bu ilin bütün dosyalarına erişebilir ve onları veri belleğine indirebiliriz.
We can access the province's files from here and download them into a data clip.
Eğer yüzmeniz gerekirse, ki söz veriyorum, buna gerek kalmayacak ayaklarınızı akıntıya doğru verin ve yeleğinize sıkı sıkıya tutunun.
I promise, but if you do, point your feet downstream and hold onto your jacket. Make sure it's buckled real tight.
Kai seçildiğinde bu kez buna gerek kalmayacak.
Once you become Kai we'll never have these times together.
Bence buna gerek kalmayacak.
No, I don't think it'll be necessary, Gahjii.
Sanırım buna gerek kalmayacak.
Looks like you won't have to.
Buna gerek kalmayacak.
We won't have to.
Buna gerek kalmayacak.
You won't need to.
Buna gerek kalmayacak.
That wouldn't be necessary.
Buna gerek kalmayacak.
- You won't have to.
Buna gerek kalmayacak.
That will hardly be necessary.
Buna gerek kalmayacak.
That won't be necessary, Ruby.
Demek istediğim şu : Hazır olduğunda buna gerek kalmayacak.
I'm trying to tell you that when you're ready you won't have to.
Buna gerek kalmayacak.
It's not gonna come to that.
Buna gerek kalmayacak, ama burnunun dibine kadar yaklaşsan bile...
It won't come to that, but even if you're sitting on his lap...
Buna gerek kalmayacak.
You ain't gonna need that.
Buna gerek kalmayacak.
We won't need it.
Buna gerek kalmayacak, kaptan.
That won't be necessary, Captain.
Efend, m buna gerek kalmayacak.
Sir, that won't be necessary.
Buna gerek kalmayacak, Bay Komarovsky.
That won't be necessary, Mr Komarovsky.
- Galiba buna gerek kalmayacak.
You know, I don't think he'll have to.
Çatı çökerse, molozların sıçrayıp beni öldürmeyeceği bir yerde durmaya çalışıyorum. - 5 dakika sonra buna gerek kalmayacak.
Making sure that if the roof comes down, the debris can't ricochet and take me out. In five more minutes, you won't need to.
- Buna gerek kalmayacak.
- That won't be necessary.
Buna gerek kalmayacak çünkü birkaç saat içinde seni bir şeyle suçlayacak kimse kalmayacak.
It won't be necessary, because in a few hours... no one will be left to charge you with anything.
Hayır, buna gerek kalmayacak.
No, that won't be necessary.
Buna asla gerek kalmayacak.
That, you will never do again.
- Buna da gerek kalmayacak, General.
- That won't be necessary either, General.
Buna gerek kalmayacak!
I say you oughtn't have done that!
Yarın işe gelmeme gerek kalmayacak. - Buna bayılacaksınız.
Perfect, I'll die tonight and won't have to come in tomorrow

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]