Bunu alacağım traduction Anglais
798 traduction parallèle
Sanırım bunu alacağım.
I guess I'll take that one.
- Bunu alacağım.
- I'll take that.
Ben bunu alacağım - Teşekkürler, Joe.
- All right, Charles, I'll take that.
Sen bunu süreceksin ben de bunu alacağım.
You'll drive that one, I'll take this.
- Hayır, bunu alacağım.
- No, I'll take this one.
Sorun değilse bunu alacağım neye benzediğini unutmak istemiyorum.
If you can spare this one, I'd like to take it along... in case I forget what he looks like.
Bunu alacağım.
I'll take that.
Yine de bunu alacağım.
I'll keep it after all.
Sözünüzün kanıtı olarak bunu alacağım.
I'll take this as a pledge.
Tabii ki bunu alacağım.
Sure, I'll take it.
Maggie, lütfen, bu yolda kuruluşun katılımına ihtiyacımız var, ve ben piskopos'a bunu alacağıma söz verdim.
MAGGIE, PLEASE. WE NEED THE FOUNDATION'S PARTICIPATION IN THIS DRIVE,
Bunu alacağım.
I'll take this.
O değil, bunu alacağım.
Not those.
Ben bunu alacağım.
I'll take this one.
Bunu alacağım, ve bunu, da, izin verirsen!
I`ll take this one, and this one, too, if you don`t mind!
Bu mu? Dinle, hayatımda bir çok hata yaptım... ama bunu üzerime alacağıma asılırım daha iyi.
Say, listen, I've made a lot of mistakes in my life, but I'll be hanged if I'll plead guilty to that.
- Bunu dikkate alacağım. - İyi günler.
- l'll take it under advisement.
İzninizle bu seçeneği göz önüne alacağım, bunu yapacağız.
We've got to take that chance and with your permission, we will.
Bunu yapmaya devam edersen onlardan yana tavır alacağım.
If you keep doing that, I'm going to fall right into them.
Bunu da alacağım.
That's what I'll buy.
Bunu takdir etmek için bir içki daha alacağım.
I'II have another drink to appreciate that.
bunu sen tekrar gelince bir bardak birayla kutlayacağız. birahanemde.ödül paramla alacağım.
Perhaps you'll come and take a glass of ale in the pub I'll buy with my prize money.
Tabii ki alacağım ve buradan gideceğim, çünkü bunu sen istedin.
And I'll get out, too, like you told me!
Bunu alacağım.
Master Jihei!
Bunu dikkate alacağım.
I'll take it under advisement.
Hep bir sonraki işten alacağımız parayla bunu gerçekleştirmeyi bekledik.
It was always the next job we pulled that was gonna give us the money to do it.
Bunu bana vereceksin ve ben alacağım diye mi düşündün?
Did you think you could just give me this and I would take it?
Alacağım ve karşıma çıkan ilk askere saplayacağım bunu.
I'll take it, walk into the city, put it into the first soldier I meet.
Ben bunu da alacağım.
- I'll buy this one too.
Çok iyi.Bunu not alacağım, Willoughby.
Very well. I'll make a note of that, Willoughby.
Bunu ödünç alacağım.
I'll borrow this.
Bunu satın alacağını mı düşünüyorsun?
Would you believe she'd buy one of these?
İzninizle bunu incelemek için alacağım.
I will take it to examine, if you don't mind.
Bunu göze alacağım.
I'll take that chance.
- Bunu dikkate alacağım.
I'll mark that down.
Şimdi bunu sizden alacağım.
Now I take this from you.
Bunu yanıma alacağım.
I think I'll keep this.
Bunu beğendim. Alacağım.
And I'd like to have this.
Ondan daha fazla bilgi alamazsak, sanırım bunu baz alacağız.
Unless we get more information from him, it will have to serve.
Sanırım bunu üstüme alacağım.
I think I'll put this on.
Bunu da alacağım.
Oh, and I'll have that.
Bunu on defadır yapıyorum, Beş florinimi ne zaman alacağım?
This is the tenth time I've done it, when am I going to get my five florins?
On saniye onun sırtında kalabilen olursa işe adam alacağım zaman bunu göz önünde bulundururum.
Now if one of you was to stay aboard her, for, say, a count of 10 I might just keep that in mind come hiring'time.
Bunu yapamazsak, en azından bir resim alacağım.
If I can't do that, at least I'll take a picture of it.
Bunu yanıma alacağım Franz.
Franz, I'm going to take this with me.
Elbette öyle ve ben de bunu fakir Prens John için alacağım.
It sure is, and I'll just take it for poor Prince John.
Bu gördüklerimi unutmak için bunu ücret olarak alacağım.
I'II take this as a fee to forget what I saw.
Size garanti veriyorum, Bay Duncan, bunu kontrol altına alacağız.
I'm gonna check this thing out, Mr. Duncan.
Bunu satacağım, senin için ve Faruk için elbiseler alacağım.
I'll sell this and buy Navai's verses for Farukh and a dress for you.
Bunu ben alacağım, ve kazanacağım!
I'll take that, and I'll win it.
100.000 doları nakden teslim etmemin tek şartı hakimin bunu alacağından emin olmam.
Now, the only way I'm going to turn over $ 100,000 in cash... is to make sure he gets it.
alacağım 105
bunu duyduğuma sevindim 230
bunu biliyorum 710
bunu biliyor musun 150
bunu al 228
bunu alabilirsin 17
bunu kabul edemem 111
bunu yapma 481
bunu bana neden yaptın 18
bunu yapmana gerek yok 38
bunu duyduğuma sevindim 230
bunu biliyorum 710
bunu biliyor musun 150
bunu al 228
bunu alabilirsin 17
bunu kabul edemem 111
bunu yapma 481
bunu bana neden yaptın 18
bunu yapmana gerek yok 38
bunu nereden biliyorsun 159
bunu da 65
bunu yapabilirim 231
bunu bilmiyordum 213
bunu yapabilir misin 143
bunu sevdim 345
bunu unutma 219
bunu yapamam 834
bunu yapmak istiyorum 21
bunu biliyordum 108
bunu da 65
bunu yapabilirim 231
bunu bilmiyordum 213
bunu yapabilir misin 143
bunu sevdim 345
bunu unutma 219
bunu yapamam 834
bunu yapmak istiyorum 21
bunu biliyordum 108