Bunu biliyorsunuz traduction Anglais
1,461 traduction parallèle
- Tamam ben sizlerden biri değilim millet, ve bunu biliyorsunuz.
OK, I'm not one of you guys and you guys know that.
- 1. şansım bile olmadı.Sen ve ihtiyar bunu biliyorsunuz.
You and the old man saw to that. First my girl, now my money.
Bunu biliyorsunuz.
I mean, you know this.
Ama zaten bunu biliyorsunuz.
Then again, you all already knew that.
Bunu biliyorsunuz.
You know that.
Yardım etmek istediğiniz için size minnet duyuyorum, bunu biliyorsunuz... ama Ed'in hayatı oldukça karmaşıktır.
You know, you guys, I really appreciate you wanting to help, I do... but Ed's life is really complicated.
Kanunlara aykırı ve bunu biliyorsunuz.
It's against the law, and you know it.
- İzniniz yok, Bay Bregman. Bunu biliyorsunuz.
You're not allowed, Mr Bregman.
İkiniz de kesin şunu! Düello yasak, bunu biliyorsunuz!
Stop this both of you, duels and sorcery are forbidden!
Bunu biliyorsunuz, değil mi?
You know that?
Ve hepiniz bunu biliyorsunuz.
And y'all know that.
Bu legal değil ve tam bir zırvalık bunu biliyorsunuz.
This is not legal and its bullshit and you know it
Aileme ne olacağını bilmeye hakkım var. Bunu biliyorsunuz!
I am entitled to know what will happen to my family, and you know that!
Onları ilk affeden annemiz olurdu. Bunu biliyorsunuz.
Mom would've been the first to forgive them, and y'all know that.
Bunu biliyorsunuz. Ama niye böyle şeylerden bahsediyorsunuz?
You know that.. but.. why are talking about all these things?
Bunu biliyorsunuz?
You know that?
Onu soğuk depodan almaya gittim ama orada yoktu. Ama tabii bunu biliyorsunuz.
I went to get it out of cold storage and it wasn't there, but you knew that.
Bunun patlamayla hiçbir alakası yok bunu biliyorsunuz.
You know, this has nothing to do with the blast.
Evet, bunu biliyorsunuz zaten.
Yeah, you know that.
Zaten bunu biliyorsunuz.
Obviously, you know that.
- Bunu nereden biliyorsunuz?
- But how do you know?
Biliyorsunuz bunu yapamazsınız.
You know we can't do that.
Bunu siz de biliyorsunuz, ben de biliyorum.
You know that and I know that.
Ama bunu öğrenecek, biliyorsunuz.
He's going to find out, you know?
İki dil biliyorsunuz ve bunu çeviremiyorsunuz öyle mi?
You know both languages, can you translate it?
Bunu biliyorsunuz zaten.
You know that.
- Ki bunu siz de biliyorsunuz.
- Which you know.
Biliyorsunuz bunu hasta olduğumdan yaptım...
You know, I got this-this this illness, which... Look.
Ama Ama bunu zaten biliyorsunuz değil mi?
But I'm sure you already have, haven't you...?
Ama bunu zaten biliyorsunuz, öyle değil mi?
But then, you know that, don't you?
Bunu kullanamayacağımı hepiniz biliyorsunuz.
You, of all people, know I can't use this thing.
Bakın Doktor Cox, biliyorum, benim fikrimin hiç önemi yok ve genelde yararsız bir insanım, bunu doğru olmadığını siz de biliyorsunuz çünkü kahretsin, kahvenizi unuttum.
Look, Dr. Cox, I know my opinion doesn't mean anything and I'm always wrong and apparently useless - - which deep down you know isn't true because... shoot, I forgot your coffee.
Bunu nerden biliyorsunuz?
How do you know that?
Bunu nasıl biliyorsunuz?
How do you know that? !
Genelde ıssız olmasının iyi bir sebebi vardır, Binbaşı. ... bunu en az benim kadar iyi biliyorsunuz, yoksa buraya gelmezdiniz.
They're usually uninhabited for good reason, Major, and you know that as well as I do, or you would not be here.
Avon'ın bunu sizden bileceğini biliyorsunuz, değil mi?
You know Avon's gonna put it on you, right?
Size bunu söyleyemeyeceğimi biliyorsunuz.
You know I cannot give you a diagnosis.
- Bunu nereden biliyorsunuz?
And how do you know that?
Bunu hepiniz biliyorsunuz.
All y'all know it.
Bunu siz de biliyorsunuz, ben de!
You know it and I know it.
Ama bunu zaten biliyorsunuz artık.
You know the way.
Eğer bunu okuyorsanız, yaratığın servetin ötesinde değeri olduğunu biliyorsunuz.
if you are reading this you know that the creature is a treasure beyond price
Bunu nereden biliyorsunuz?
How do you know that?
Bunu yapamayacağımı biliyorsunuz, Bayan Başkan.
You know I can't do that, Madame President.
Resimler dediğiniz gibi internetteyse, sadece Massachusetts eyaletiyle sınırlı kalmazlar. Bunu siz de biliyorsunuz.
If these images are on the Internet, they probably wouldn't be limited... to the Commonwealth of Massachusetts, and you know that, sir.
Bunu siz de biliyorsunuz, ben de biliyorum.
You know she did it. I know she did it.
Bunu nereden biliyorsunuz?
How did you know that?
Bunu da nereden biliyorsunuz ki?
How do you even know about this?
Bunu yapamam Bay Manuel, siz de biliyorsunuz.
Now, I can't do that, Mr Manuel, as I believe you know.
Bunu nereden biliyorsunuz?
How would you know that?
- Bunu nereden biliyorsunuz?
- How the hell do you know?
biliyorsunuz ki 33
biliyorsunuz 744
bunu duyduğuma sevindim 230
bunu biliyorum 710
bunu biliyor musun 150
bunu alabilirsin 17
bunu al 228
bunu yapma 481
bunu kabul edemem 111
bunu yapmana gerek yok 38
biliyorsunuz 744
bunu duyduğuma sevindim 230
bunu biliyorum 710
bunu biliyor musun 150
bunu alabilirsin 17
bunu al 228
bunu yapma 481
bunu kabul edemem 111
bunu yapmana gerek yok 38
bunu bana neden yaptın 18
bunu yapabilirim 231
bunu nereden biliyorsun 159
bunu da 65
bunu bilmiyordum 213
bunu sevdim 345
bunu unutma 219
bunu yapabilir misin 143
bunu yapamam 834
bunu yapmak istiyorum 21
bunu yapabilirim 231
bunu nereden biliyorsun 159
bunu da 65
bunu bilmiyordum 213
bunu sevdim 345
bunu unutma 219
bunu yapabilir misin 143
bunu yapamam 834
bunu yapmak istiyorum 21