Bunun yanında traduction Anglais
1,206 traduction parallèle
Bunun yanında sevinçler de birlikte yaşanır, birlikte paylaşılır.
They experience joy together too... and share it.
O kıyafetle bunun yanında yürürken harika gözükürdü, brrr...
He'd look great walking along... Brrrm, brrrm...
Bunun yanında, Vulkan evliliklerinin daha önceden ayarlandığını düşünürdüm.
Besides, I thought that Vulcan marriages were arranged.
Minik Debbie, bunun yanında kusmuk yığını gibi kalıyor.
Makes Little Debbie look like a pile of puke.
Ama, bunun yanında, ben... ben müdahale etmeye izinli değilim.
But besides I'm not allowed to interfere.
Bunun yanında adamlarımızı korumak zorundayız, değil mi? !
Besides, we have to protect our men, don't we?
- Bunun yanında, her zaman Ithaca'yı görmek istedim.
Besides, I've always wanted to see Ithaca.
Yeryüzündekilerin zehiri bunun yanında hiç kalır.
The venom of the land animal is nothing by comparison.
Bunun yanında altın bir kalbin var değil mi?
On the other hand you do have a heart of gold don't you?
Bunun yanında, ordu ve sağlık ekipleri Jersey sahilinde, tahliyeyi düzenlemek için bir karargâh kuruyor.
But in addition, city, military and health officials are setting up a command post on the Jersey shore in anticipation of an evacuation...
Bunun yanında, Borneo'da bazı kabile kadınları Ampallang'ı olmayan bir erkekle sevişmeyi düşünmezler bile.
that said, there are tribal women in borneo... who won't even consider having sex with a man who doesn't have an ampallang.
Bunun yanında, haklı olsan bile, yapabileceğin çok fazla şey yok... var mı?
And besides, even if you're right, there's not much you can do... is there?
Bunun yanında, aldığın yaraları düşünürsek, bu görev çok ağır gelir.
Besides, this mission is too much for the injuries that you've incurred.
Bunun yanında...
Aside from the... Meat?
Başkent, bunun yanında Mayberry gibi kaldı.
Makes DC look like Mayberry.
Resimlere bakmak eğlencelidir. Bay Giles. Ama bunun yanında yazıları da okumak gerek.
The pictures are fun, Mr Giles, but one really ought to read the nice words as well.
- Bunun yanında değilim, ama eğer eksileri bu olacaksa...
- Well I'm not for it, but if that's what it takes...
Bunun yanında, ben...
Besides, I....
Bunun yanında, Warren bahçeyi gübreleyemiyordu.
Besides, Warren couldn't fertilize a garden.
Bunun yanında, dışarı çıkıp Capeside'ın sevimli kızlarıyla tanışma zamanın geldi de geçiyor.
Besides, it's time we got you out and you met some of Capeside's cuties.
Eğlence kelimesi bunun yanında solda sıfır kalır.
- Fun doesn't begin to describe it.
İlk bakışta... çok fazla ilkeller- - genetik kirlilik, telepatilerinin olmayışı, şiddete eğilimli olmaları- - ve bunun yanında fikirlerini iletebilmek için bir sürü güzel yöntem keşfetmeleri edebiyat, sanat, müzik.
At first glance... they're so primitive- - genetic impurities, no telepathy, violent- - and yet they've created so many beautiful ways to communicate their ideas- - literature, art, music.
Onlarla hoş olmayan tecrübeler yaşadığınızı anlıyorum, ama Crell'e gereken şansı verecek olursanız, onun ne kadar şefkatli ve arkadaş canlısı olduğunu göreceksiniz ki, bunun yanında hayatınızı kurtarmaya çabaladığından bahsetmiyorum bile.
I understand your experience with them was unpleasant, but if you give Crell a chance, I think you'll find that he's a friendly, compassionate man, not to mention a genius who's trying to save your life.
Bunun yanında, sonsuza dek uyanık kalamayız.
Besides, we can't stay awake forever.
Bunun yanında tuhaflıklar onun aleyhinde.
Besides, the odds are against him.
Bunun yanında, sadece öğrenmek zorunda olduğum onun bazı dövüş teknikleri var.
Besides, she's got some fighting techniques I just gotta learn.
Bunun yanında, bir Centaur prensi olarak, bu antlaşma Xenon için önemli.
Besides, as a Centaur Prince, this treaty's important for Xenon.
Bunun yanında hayatınızda yaptığınız yolculuklarda yalar alırsınız!
they say journeys are emotional scars for life!
Bilmiyorum, bunun yanında daima aklımda olacaksın Seni kendimden nefret etmk için hatırlıyacağım.
whenever I look at you I'm reminded of everything I hate about myself.
Bir düğünün nekadar pahallı olabileceğini biliyoruz, bunun yanında bu sadece evliliğe harcananı.
We're happy to do it. Oh, we know how expensive weddings can be. Besides, this may be the only wedding we get to throw.
Bunun yanında, arzu ederseniz, sarayı gezerken benden daha iyi rehberlik yapacaktır.
Besides this, if you so wish, she will be a better guide than myself around the palace.
Bunun yanında, o sadece uçan bir metal parçası.
Besides, this is just a flying piece of steel.
Bunun yanında, bilim fuarları geek'ler için.
And besides, science fairs are for geeks.
Bunun yanında gidecek birşey nereden alabilirim?
Where can I get something to go with this juice?
- Bunun yanında, onda olanı hiçbir zaman elde edemeyeceksin.
- Besides, you'll never get what he's got.
Bunun yanında sana söyleyecek hiç bir şeyim yok.
Besides, I got nothing to say to you.
Bunun yanında, eğlenceli zamanları vardı.
Besides, he did have his entertaining moments.
Bunun yanında on sene ve sonra...
Just wait ten years and...
... bunun yanında Bayan Pooja yüzde 51ine sahip
As far as I remember, this company belongs to Prem, doesn't it?
100 yıIlık bir tarih bunun yanında ne ki?
Now, what's 100 years of history compared to that?
Yani bunun yanında, tek sahip olduğumuz ev kendimiz için kurduğumuzdur.
I mean, besides, the only homes we ever have are the ones we make for ourselves.
Bunun yanında 1998 yılındayız.
And besides, this is 1998.
Bunun yanında futbol takımındaki en yakışıklı çocukla yatıyorum zaten.
Besides I'm already sleeping with the best-looking guy on the football team.
Bunun yanında, onu orda tek başına bırakamazdım.
Besides, I couldn't just leave him out here all alone.
Güzel ama bunun yanında bir hiç.
It's very cool, Bateman. But that's nothing.
Bu herifin ne çeşit etobur avukatlar tutacağı hakkında herhangi bir fikrin var mı? Bunun yanı sıra siyasi bağlantıları.
Do you have any idea what kind of flesh-eating lawyers this guy will have?
Tom Faheem evin yanında içinde mesaj olan bir uçurtma uçurmamızı önerdi ama bunun lojistik sakıncaları vardı.
Tom Faheem suggested we fly a kite with a message alongside the house,..... but that had logistical problems.
- Komşunun karısına yan gözle bakmayacaksın. Bunun hakkında konuşalım.
"Thou shalt not covet thy neighbor's wife." Let's talk about that.
Bunun çektiklerimin yanında ne kadar küçük olduğuna dair en ufak bir fikrin olsaydı... Çok kötü.
Do you have the slightest idea how little that narrows it down?
Ve bunun dışında onun yanına tekrar taşınmalıydım.
And any more than that, I have to move back in.
Bunun her yanında senin ismin yazılı.
This one had your name all over it.
yanında 38
yanındayım 92
yanında kim var 24
yanındaki kim 31
yanında olacağım 35
yanında mı 21
bunun yanı sıra 41
bunun anlamı nedir 87
bunun 274
bunun için üzgünüm 144
yanındayım 92
yanında kim var 24
yanındaki kim 31
yanında olacağım 35
yanında mı 21
bunun yanı sıra 41
bunun anlamı nedir 87
bunun 274
bunun için üzgünüm 144
bunun için çok üzgünüm 39
bunun gibi 190
bununla ne demek istiyorsun 20
bununla birlikte 245
bunun anlamı ne 159
bunun adı ne 18
bununla beraber 102
bunun anlamı 121
bununla 93
bunun bir önemi yok 62
bunun gibi 190
bununla ne demek istiyorsun 20
bununla birlikte 245
bunun anlamı ne 159
bunun adı ne 18
bununla beraber 102
bunun anlamı 121
bununla 93
bunun bir önemi yok 62