Değil mi traduction Anglais
400,982 traduction parallèle
Yorucu değil mi?
It's exhausting, right?
Seni hırsızlıkla bağlayan bir şey yok değil mi?
Nothing connects you to the robbery, right?
Bırakmadın değil mi?
Well, you didn't let him, did you?
İyi, değil mi?
So it's cool, right?
Kilisedeki kız arkadaşın, Amy. Sana böyle demiyor, değil mi?
Your girlfriend at the church, Amy... she doesn't call you that though, does she?
Değil mi?
Is that right?
Mesele de bu, değil mi?
That's the point, isn't it?
Çok güzel değil mi?
Ain't she a beaut?
Özel soruşturmacın, Cath'de bir C.I dosyası olduğunu söylemişti, değil mi?
Your private investigator said there was a C.I. file on Cath, right?
Smurf seni kira için gönderdi, değil mi?
Smurf got you taking care of the rent, huh?
Hoş, değil mi? Sevdin mi?
It's pretty cool, huh?
Köprücük kemiğini kırmıştın, değil mi?
Yeah, you broke his damn collarbone, right?
- Sana güvenebilirim, değil mi?
- I can trust you, right? - Yeah.
Ve her şeyi bizimle anlaşman gerek, değil mi?
And you have to run everything by us, okay?
- yarısını almıştı, değil mi?
- we found him, right?
O teknede bunlardan çok olacak, değil mi?
There's gonna be a lot of it on that boat, right?
Sen Ulusal Güvenlik Danışmanı'sın, değil mi?
You're the National Security Advisor, right?
Zekisin sen, değil mi?
You're a smart one, aren't you?
Pekala, tüm numaralar sende değil mi?
All right, you have all the numbers, right?
Gerçekten onu yemeyeceksin, değil mi?
You're not really gonna eat that, are you?
Seni bir daha sahaya göndermeyeceklerinin farkındasın değil mi?
You do realize, they won't ever let you in the field again?
Yatağın altı, değil mi?
Underneath the bed, all right?
Bu yeni bir şoför, değil mi?
It's a new driver, yeah? Danke.
Çok hoş, değil mi?
It's nice, isn't it?
- Kimseyi işten çıkarmayacaklar, değil mi Rog?
- They're not planning any more layoffs, are they, Rog?
Sürekli şarkı çalmayacak, değil mi?
It's not just gonna be one song after another, is it?
Bu sözler biraz sınırlı, değil mi?
Bit limited, these lyrics, aren't they?
Hayır, onu demiyorum ama ilgi çekici, değil mi?
No, I'm not saying that, but... it's interesting, innit?
İyice baktın, değil mi?
Had a good look, have you?
Yeni ufuklar, değil mi?
New horizons, yeah?
Değil mi?
Yeah?
- Hala konuşmak için zamanınız var, değil mi?
- So you've still got time to talk her round.
Şimdi söylemeyecek, değil mi?
He's not going to tell her now, is he?
Neredeyse 30 geçiyor, değil mi?
Well, it's nearly half past now, isn't it?
Bize katılmanız sorun olmaz, değil mi kızlar?
So we don't mind you joining in, do we, girls?
Evet, değil mi?
Yeah, in't it?
Sen değilsin, değil mi?
It's not you, is it?
Duvarda yazıyormuş, değil mi?
It says it right there, doesn't it?
Sadece asansörde karşılaştık, değil mi? Evet.
We just met in the lift on the way down, didn't we?
Burada sinyal yok, değil mi?
Mm, yeah, erm, there's no signal down here, is there?
Binaların etrafında yolunu bilmek işe yarıyor, değil mi?
It's handy, you knowing your way around these buildings, isn't it?
Bu olay biraz Agatha Christie'ye döndü, değil mi? ( Gizemli cinayet romanı yazarı. )
This is all a bit Agatha Christie, isn't it?
Sıkıntıdan öldürmedim, değil mi?
I've not bored you to death, have I?
Fakat böyle olmadı, değil mi?
But it didn't work out like that, did it?
Fakat bu kalpsiz bir eleştirmen olmanı engellemedi, değil mi?
It still hasn't stopped you becoming a heartless critic, though, has it?
Biliyorum, değil mi?
I know, right?
Değil mi prenses?
Don't we, princess?
Değil mi?
Right?
Mae söyledi değil mi?
Mae told you, di...
Onu söylüyor, değil mi?
That is what she's saying, right?
İyi, değil mi?
Good for you, huh?
degil mi 350
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil misin 154
değil miyim 77
değil mi efendim 66
değil mi çocuklar 56
değil mi ya 25
değil misiniz 34
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil misin 154
değil miyim 77
değil mi efendim 66
değil mi çocuklar 56
değil mi ya 25
değil misiniz 34