Değil mi ya traduction Anglais
4,698 traduction parallèle
Değil mi ya? "Bakın zenci dostum var benim." deyip herkese anlatmazsan olmaz bu iş.
Yeah, shine a light on it, make sure everybody sees and knows, like, "I have a black friend," and that's a thing.
- Değil mi ya?
Me, too. - You know?
- Çok ucuz değil mi ya?
That's pretty cheap, isn't it?
" Aman Tanrım, çok şirin değil mi ya?
" Oh, my God, is this not just the cutest?
Değil mi ya, çok ilginç.
I know, it's crazy.
Değil mi ya...
That's what I'm talking about.
Aa, ama başka televizyon şirketi yok, değil mi ya?
Oh, there's not another cable company is there?
Size başka bir televizyon şirketinin numarasını versem de onları arayıp... Aa, o şirket de biziz, değil mi ya?
You want me to give you the number of a different cable company... oh, wait, we're it, aren't we?
- Değil mi ya? Bu şeye bayılıyorum.
I love this thing.
Değil mi ya?
Yeah, I know, right?
Ya yol yardım olsaydı, değil mi?
What if she were Triple-A, right?
Hanna'ya yardım etmek istiyorsun, değil mi?
Look, you wanna help Hanna, right?
Uçağı buraya inmiş ya da buradan kalkmışsa kaydı vardır, değil mi?
If his plane took off or landed here, you'd have it on file, right?
Ya da... Dr. Isles çok iyidir bekleme konusunda, değil mi Dr. Isles?
Or, uh, you know Dr. Isles is very good at standing by.
Patlayan şeyleri seviyorsun, değil mi?
You like stuff what goes boom, don't ya?
Ama sen beni aşağıya gönderebilirsin, değil mi Tash?
But you could sneak me down there, couldn't you, Tash?
Parmak izi kontrolü için bunları alsam sorun olmaz, değil mi?
So you won't mind if we take'em for fingerprints then, will ya?
Sen ciddisin, değil mi?
You're serious, ain't ya'?
Bu bize pahalıya patlayacak, değil mi?
Well, it'll cost us, won't it?
- Şehri özledin, değil mi?
You miss the city, don't ya?
- Ne diyorsun sen ya? - Bu, en iyi şarkıyı yapmak için daha çok neden verir, değil mi?
Well, that's all the more reason to do a Best Song, right?
Londra'ya yeni geldin, değil mi?
You've just arrived in London, haven't you?
Peder, bizi iblisten ya da hayaletten koruyacak bir şeyin var, değil mi?
Father, you have anything protect us from evil, or ghosta, don't you?
Burada yaşıyorsunuz, değil mi?
You live here, do ya?
Arkadaşım Marcel var ya... Sağlam çocuk değil mi?
So my mate Marcel... nice bloke, don't you think?
45 yıl yaşadığın evini, her gün yakmıyorsun ya, değil mi?
It's not every day you burn down a house you spent 45 years in, right?
- Bir de sivil kayba göre, değil mi? - Sivil kaybın bir Hellfire füzesi ya da gaz tarafından oluşmasının pek de önemi yok, değil mi?
- It doesn't make much difference to the collateral damage whether it's damage by gas or a Hellfire missile, does it?
Bırakın ya. Peki, evime gitmiştiniz, değil mi?
Come on...
Bir trambolinde bacaklarını kırabilirler ya da bir bal kabağını.. .. oyduklarında dikiş atmak zorunda kalabilirler.. .. biliyorsun değil mi?
They're supposed to break their leg on a trampoline or get stitches when their hand slips carving a pumpkin, you know?
Kapıya ismi sen yazmadın, değil mi?
You're not the one who put the name on the doors, are you?
Qetsiyah ya da adı her neyse, bir cadı gelip de.. onu mahvedene kadar her şey Silas için mükemmeldi, değil mi?
Everything was great for Silas until some witch named Qetsiyah or whatever came by and screwed him over, right?
... ya da suçlu değil mi?
.. or not guilty?
Bunu Emma'ya demiştin değil mi?
Oh, you were talking to Emma, weren't you?
- Şimdi kızdın öyle değil mi?
Now you're mad, aren't ya?
Dünya'ya bize saldırmak için gelmiyorlar, değil mi?
They're not coming to earth to attack us, are they?
Ya da sadece hatırlayabilirsin, çünkü biz zaten görmüştük değil mi?
Or, uh, well, you could just remember,'cause we saw it already, didn't we?
Şu davacıya gidip evini didik didik etmeliyiz, değil mi Jack?
Go to that prosecutor, raid his house. Right, Jack?
Bak, bunun için ağlamıyor, değil mi?
Look, you don't see him crying about it, do ya?
Bir kadınla bir şey izlemeye gittiğinde neler olur biliyor, değil mi?
You know what happens when you see something with a bird, don't ya?
Ah, insan uyarır değil mi?
Shh. Oh, geeze, give a girl a little warning, will ya.
Hayır, belli ki daha çok komşu evin oğlu gibi, değil mi Andy?
No, clearly he's much more of a boy next door. Aren't ya, Andy?
Bu kendini bir Katy ya da Gaga olarak tanımlama olayı... Glee kulübü hafta boyunca bunu mu yapacak? İnanılmaz sinir bozucu, değil mi?
This practice of referring to oneself as a Katy or a Gaga... the Glee Club will be doing this the entire week?
Doğru ya, burası Hanmin Üniversitesi Hastanesi değil mi?
Right. This is the Hanmin University Hospital, right?
Bunun Dr. Brennan ya da Ajan Booth ile ilişkisi yok, değil mi?
Which will not concern Dr. Brennan or Agent Booth, will it?
- Tanrı'ya inanıyorsun, değil mi?
You believe in God, don't you?
- Benden hiç hoşlamıyorsun, değil mi?
You don't like me, do ya, huh? !
Orada gitti kadar Bu paket teslim gördüm, ah, Zack Fisk, ve onu karşı karşıya, değil mi?
You saw the package was delivered to, uh, Zack Fisk, so you went over there and confronted him, huh?
Japon Kraliyet Donanmasına ait bir denizaltıya rastlamadın, değil mi?
You didn't happen to run across a Japanese Imperial Navy submarine, did you?
Tanrım ya, çok tatlı değil mi?
Oh, my God, how adorable is that?
Baba, gelmeden önce arayabilirdin, değil mi? Tabii ya!
Dad... you could've called first, okay?
Peki, ya senin yaptıkların, onlar numara değil mi?
And what you do... those aren't tricks?
değil mi 44479
degil mi 350
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil miyim 77
değil misin 154
değil mi çocuklar 56
değil mi efendim 66
değil misiniz 34
degil mi 350
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil miyim 77
değil misin 154
değil mi çocuklar 56
değil mi efendim 66
değil misiniz 34