Dikkatli olmalıyım traduction Anglais
275 traduction parallèle
- Dikkatli olmalıyım.
I have to be cautious.
Ama dikkatli olmalıyım.
But I must be careful.
Bu vatan hainliği ve gelecekte dikkatli olmalıyım ama o güzel gözlerinizle beni heyecanlandırmayıp yardımcı olmanız gerekiyor.
It's treason, and I must be careful in the future... but you must help me by not exciting me with your beautiful eyes.
Dikkatli olmalıyım.
I've got to be careful.
Sen çok hınzırsın. Dikkatli olmalıyım.
What strange ideas you get into your head.
Çok dikkatli olmalıyım.
I've got to be so careful.
İş ekmek parama gelince dikkatli olmalıyım.
When it comes to my bread and butter, I stay careful.
Dikkatli olmalıyım.
I got to be careful.
Bugünlerde kimse benim sırlarıma inanmıyor, o yüzden dikkatli olmalıyım.
But nowadays no one believes in my secrets so I have to be careful.
Çok dikkatli olmalıyım çünkü dört genç kıza eşlik ediyorum.
I must be very careful as I'm chaperoning four teenage girls.
- Bu konuda dikkatli olmalıyım.
- That's one thing I have to watch.
Ben kör bir adamım. Daima dikkatli olmalıyım.
As a blind man, I've learned I can never be too careful.
Senin gibi bir hilekara karşı... çok dikkatli olmalıyım!
I have to be careful in dealing with... a cunning man like you
Bu yüzden, konuşurken dikkatli olmalıyım.
Pa-in-law has to be careful what he says.
Dikkatli olmalıyım çocuk.
Can't be too careful, boy.
Dikkatli olmalıyım.
I must be careful.
Ben de dikkatli olmalıyım.
I, too, must be careful.
- Daha iyi, ama dikkatli olmalıyım.
- Better, but I must be careful
Daha iyi, ama dikkatli olmalıyım.
Better, but I must be careful
Belki de sen buradayken daha dikkatli olmalıyım.
I had better watch out to have you around the place.
Çok daha dikkatli olmalıyım
I must be more careful
Daha dikkatli olmalıyım.
I've got to be more careful.
- Dikkatli olmalıyım.
I must be careful.
Dikkatli olmalıyım.
Have to be careful.
Çok daha dikkatli olmalıyım.
I must take much care.
Dikkatli olmalıyım, enerjisini hızla emerek makineyi aşırı yüklememeliyim. Bu tüm gece sürecek.
I must be careful, not to drain his energy too fast this could take all night
Dikkatli olmalıyım!
I have to be careful!
Pazarlık yapacağım, ama Karnas'la ilgilenirken çok dikkatli olmalıyım.
Now, I'll negotiate, but I'll have to be very careful in dealing with Karnas.
Dikkatli olmalıyım.
I have to be careful, that's all.
Daha dikkatli olmalıyım.
I oughta be more careful.
Onun için yaptığım seçimlerde çok dikkatli olmalıyım.
I have to be very clear on the choices I make for him.
Mevkimde, dikkatli olmalıyım.
I have to be careful...
Dikkatli olmalıyım.
I have to be careful.
Geri dönüş seyahatinde daha da dikkatli olmalıyım.
I'll have to be ever so careful on the return journey.
Dikkatli olmalıyım.
I gotta be careful.
Dikkatli olmalıyım.
I have to watch out.
Çok dikkatli olmalıyım.
I've got to take care of that.
Bu sefer çok dikkatli olmalıyım.
Gotta handle this one really well.
Karşılığında aldığımız mallarda son derece dikkatli olmalıyız.
We must be extremely careful what goods we take in exchange.
Dikkatli olmalıyız. Onu saklayalım.
We must move cautiously.
Söz konusu bu çete olunca attığımız her adımda dikkatli olmalıyız, Şerif.
We've gotta be careful about everything with this bunch, sheriff.
Sanırım çok dikkatli olmalıyız.
Well, I think we've got to be very careful.
Dikkatli olmalıyım.
It's dangerous around here.
Şimdi kimin ne yaptığını konuşalım ve alacağımız karara göre... işe yeni baştan başlayalım. Görevler konusunda daha dikkatli olmalıyız, örneğin ateş.
So now let's discuss who does what, and when we have decided... we can start again... and be careful about things like the fire.
Şimdi dikkatli olmalıyız evraklara bakmam lazım.
Now I have to take care of the damn paperwork.
Aynı hataya düşmemek için, dikkatli olmalıyım.
I must be careful not to make the same mistake.
Sanırım, ikimiz de çok dikkatli olmalıyız. Bakarsın bir tanesi gece önümüze birden atlayıverir.
I guess we'd both best be careful that one doesn't jump out at us some dark night.
Gelecek geminin sıkı karantinaya alınması gerekiyor. Sadece bizim hayatımızı değil o uzay gemisindekilerin hayatını da tehlikeye atmamak için gemiye yaklaşılmasına izin vermeden önce dikkatli olmalıyız.
'The incoming vessel will have to be placed in strict quarantine,'carefully, before we can allow anyone near it,'for fear of jeopardising not only our own lives,'but the lives of whoever is aboard that spaceship.'
Umarım, ama genede çok dikkatli olmalıyız
Hopefully it is, but still we've got to be careful
Yüzbaşı'nın kastettiğinin o olmadığına eminim, ama böyle bir durumda, dikkatli olmalıyız.
I'm sure that is not what the Lieutenant meant, but in such a situation, we must be cautious.
Hiç olmadığımız gibi dikkatli olmalıyız.
We must be ever watchful.
dikkat 2385
dikkatli bak 33
dikkatli 76
dikkat et 3434
dikkatli ol 1949
dikkatlice 34
dikkat edin 949
dikkat ederim 20
dikkat etmedim 27
dikkatinizi verin 17
dikkatli bak 33
dikkatli 76
dikkat et 3434
dikkatli ol 1949
dikkatlice 34
dikkat edin 949
dikkat ederim 20
dikkat etmedim 27
dikkatinizi verin 17