Elbette tanıyorum traduction Anglais
134 traduction parallèle
- Elbette tanıyorum.
- I certainly do.
Elbette tanıyorum.
I sure do.
- Elbette tanıyorum.
- Sure, I do.
Elbette tanıyorum. Bir zamanlar onunla nişanlanmıştım.
Well, you better come in.
Matt Sherman'ı elbette tanıyorum.
Yes, sure. I know Sherman.
- Elbette tanıyorum Jerome..
- Yes, of course.
Elbette tanıyorum Bay McLintock. Benimde söylemek istedi- -
Of course, Mr McLintock, and that's what I wanted...
Elbette tanıyorum.
Yes, of course I do.
Elbette tanıyorum! Ama o geri dönmedi yüzbaşım!
Montgomery Brown, of course i do or i used to, but he's been gone a long time now.
Elbette tanıyorum. Size büyük bir hayranlık duyuyorum efendim.
Of course I do.
Sen Liu Piaopiao'sun uçan perilerden seni elbette tanıyorum!
You are Liu Piaopiao, one of the Flying Fairies I knew it all along
Onu tanıdığını mı ima ediyorsun? Evet, elbette tanıyorum.
You mean you know him?
- Elbette tanıyorum.
- I surely do.
Elbette tanıyorum.
Of course I do.
Elbette tanıyorum.
Sure I know him.
Elbette tanıyorum. Mesela, senin yaydığın his.
Like, your aura that you give off.
Elbette tanıyorum.
Sure i knew him.
Onu elbette tanıyorum, Efendim.
- Yeah. Of course I know him, sir.
- Elbette tanıyorum!
- Of course I do.
Elbette tanıyorum, bizim Nihat.
Of course I know him, It's just Enad
Elbette tanıyorum.
YOU DON'T EVEN KNOW ME. SURE I DO.
Elbette oğlunuzu tanıyorum.
Why, of course I know your son.
Onu tanıyorum elbette.
I know her, of course.
- Elbette, tanıyorum.
- Of course, I do.
Elbette, onu tanıyorum.
Sure, I know him.
Elbette. Güvenilir kayıkçılar tanıyorum.
I know reliable boatmen.
Elbette onu tanıyorum.
Sure, I know him.
Elbette kendisini tanıyorum.
Of course I know of him.
Elbette tanıyorum.
Sure, I do.
Elbette tanıyorum.
Sure I do.
Elbette onu tanıyorum! Madeni parada görmüştür.
Well, the Cap's got his work cut out, then.
Elbette onu tanıyorum!
Of course I know him!
- İşte onu. Elbette onu tanıyorum!
'Course I recognise him!
Elbette, seni tanıyorum.
Well, of course, I know you.
Elbette hayır. Seni tanıyorum.
Of course not. I know you.
Elbette tanımıyorum.
No... of course not... not at all.
Şey, elbette, Yukarıdaki Sarah'la konuşuyordunuz bu yüzden sizi tanıyorum.
Well, of course, I saw you talking with Sarah Upstairs... so I knew you were all right.
Elbette tanıyorum.
Yeah, sure, I know him.
Evet, elbette seni tanıyorum, Karpov.
Yes, of course I know you, Karpov.
Elbette, Kont Steinbach'ı tanıyorum.
Yes, i recognize count steinbach.
Elbette! Bir tane Amparito tanıyorum.
I only know one Amparito.
Elbette kadınlarla tanışıyorum.
There's a women's basketball team, track team. Women all over the place.
Elbette Doug'la tanışmamı hatırlıyorum.
Of course I remember meeting Doug.
Elbette, Bir Baggins Tanıyorum.
- Baggins? Sure, I know a Baggins.
Elbette, tanıyorum.
Hell, yes, I know him.
Stan Marsh. Elbette, seni tanıyorum evlat. İçeri gel...
Of course, I know you, my child, come in.
Elbette onu tanıyorum.
- Of course I know him.
Elbette onu 20 yıldır tanıyorum.. ... o Fitz Roy'daki dükkanın sahibi.
Of course, I've known him for 20 years, he owns Fitz Roy general store.
Elbette onu tanıyorum.
Of course I know him.
Elbette Andre'yi tanıyorum.
Sure I know Andre.
Elbette ki tanıyorum.
Of course I know her.
tanıyorum 129
tanıyorum onu 21
elbette 13408
elbet 35
elbette var 142
elbette ki 133
elbette istiyorum 43
elbette seviyorum 29
elbette benim 21
elbette yok 101
tanıyorum onu 21
elbette 13408
elbet 35
elbette var 142
elbette ki 133
elbette istiyorum 43
elbette seviyorum 29
elbette benim 21
elbette yok 101
elbette iyiyim 21
elbette öylesin 20
elbette biliyorum 55
elbette isterim 24
elbette biliyorsun 19
elbette canım 17
elbette efendim 146
elbette doktor 21
elbette eminim 36
elbette değilim 21
elbette öylesin 20
elbette biliyorum 55
elbette isterim 24
elbette biliyorsun 19
elbette canım 17
elbette efendim 146
elbette doktor 21
elbette eminim 36
elbette değilim 21