Gayet iyi biliyorsun traduction Anglais
528 traduction parallèle
Sen de gayet iyi biliyorsun ki evliliğime rağmen seni sevmekten vazgeçmedim. Ama bugün seninle buluşmam imkansız.
You know well that I could not stop loving you in spite of my marriage.
Gayet iyi biliyorsun ki artık yaşamıyorum.
"You know well enough that I am no longer alive."
- Gayet iyi biliyorsun.
- You know very well.
- Ne camı olduğunu gayet iyi biliyorsun!
- What windows? - You know what windows!
Kimin öldürdüğünü gayet iyi biliyorsun ve ben de bunu ispatlayabilirim!
You know very well who killed him, and you know I can prove it!
Gayet iyi biliyorsun.
You know very well...
Kiminle konuştuğunu gayet iyi biliyorsun.
You know very well who he was talking about.
Kafanda nasıl hayaller kurduğunu sen de gayet iyi biliyorsun.
You know perfectly well how you imagine things.
Annen uyanana kadar o topu yere vurmaman gerektiğini gayet iyi biliyorsun.
You know very well you're not supposed to bounce that ball until your mother is up.
Kilerde 13 ceset olduğunu gayet iyi biliyorsun.
You know very well there are 13 bodies down in our cellar.
Üçüncü çapa ipinin neden yapıldığını gayet iyi biliyorsun Kiloranlı.
And you know well what the third rope was made of, Kiloran.
Bence gayet iyi biliyorsun...
Oh, yes you do...
Terry, nedenini gayet iyi biliyorsun.
Terry, you know very well what it is.
Böylesine öfke patlamalarına ve sinire gelin gitmeyeceğim ve sen de bunu gayet iyi biliyorsun.
I'm sick of it! I'm not going to marry into hothead shoutings and nerves and you might as well know it now.
Neden olmayacağını gayet iyi biliyorsun.
You know perfectly well why not.
Arabaya gittiği zamanlar nereye gidiyor gayet iyi biliyorsun.
Just like you know where he's going when he goes to the car.
Neden yapamadığımı gayet iyi biliyorsun.
You know very well why.
Yapacağımı gayet iyi biliyorsun.
You know very well I will.
- Gayet iyi biliyorsun.
- You know very well
- Gayet iyi biliyorsun ki- -
- You know very well
Sebebini gayet iyi biliyorsun, bilmiyormuşsun gibi yapma.
- You know the reason very well!
- Gayet iyi biliyorsun adını.
- You know as well as I do. Jakob Zouk.
Sen de gayet iyi biliyorsun ki bu kadın torunum değil.
You know perfectly well this woman is not my granddaughter.
- Ne demek istediğimi gayet iyi biliyorsun.
- well, you dang well know what I mean.
Doktor, şerifin bize hizmet etmediğini gayet iyi biliyorsun.
You know dang well he ain't our sheriff, Doc.
Bugünün Aron amcanın isim günü olduğunu gayet iyi biliyorsun.
You know quite well that it's Uncle Aron's name day today.
Isak'la benim gizlice nişanlandığımı gayet iyi biliyorsun.
You know quite well that Isak and I are secretly engaged.
Neden burada olduğumu gayet iyi biliyorsun.
You know very well why I'm here
- Nereye getirdiğimi gayet iyi biliyorsun.
J UST BECAUSE I HAPPEN TO LOOK LIKE SOMEBODY IN A PHOTOG RAPH.
Ne demek istediğimi gayet iyi biliyorsun!
You know very well what I mean!
Onu neyin mutlu edeceğini gayet iyi biliyorsun.
You know very well what will make him happy.
Kahretsin, sen de gayet iyi biliyorsun ki sadece senin istediklerin olur.
You know damn well we'll do what you want to do!
Gayet iyi biliyorsun.
You know very well.
Ama bizim olmadığımızı gayet iyi biliyorsun.
You know perfectly well that we do not.
Neyden bahsettiğimi gayet iyi biliyorsun.
You know very well what I'm talking about.
Onu çağırmayacağımı gayet iyi biliyorsun.
You know very well I didn't ask her to come.
Ama bunu yapmamalarını söylediğimi gayet iyi biliyorsun.
But you know perfectly well I don't recommend they do it.
Nedenini gayet iyi biliyorsun.
You know perfectly well what for.
- Kim olduğumu gayet iyi biliyorsun.
- You know darn well who I am.
Sen de gayet iyi biliyorsun, her şeyi yapabilecek kapasitedeyim.
I'm capable of anything, you know well.
Bir sürüde taş vardı, sen de gayet iyi biliyorsun.
Too many stones, you know that.
- Gayet iyi biliyorsun.
- You know quite well.
Gayet iyi biliyorsun.
You know perfectly well.
Veremeyeceğimi gayet iyi biliyorsun.
You know bloody well I couldn't.
Ve gayet iyi biliyorsun ki arkanı ilk döndüğün anda kafanı patlatıp sıvışacağım.
Now you know damn well the first time you turn your back I'm gonna clout you over the head and run off.
Bu bölgeyi sen gayet iyi biliyorsun.
You know the place well.
Nerede olduğunu gayet iyi biliyorsun.
You know perfectly well where you were.
Kimi kastettiğimi gayet iyi biliyorsun.
You know very well who I mean
Sen de gayet iyi biliyorsun ki bütün Kültür Bakanlığı sorgulandı.
You know perfectly well all our cultural ministry were questioned.
Jug, sen de gayet iyi biliyorsun ki, gerçek Fişek Morgan şu anda kasabaya doğru geliyor.
Now, Jug, you know full well that the real Swifty Morgan is coming to this town.
Linda'nın bana ne verdiğini gayet iyi biliyorsun. Espri yapmaya çalışma.
You know damn well what she gave me, don't try to be funny.
gayet iyi 353
gayet iyiyim 119
gayet iyiler 20
gayet iyi gidiyorsun 17
gayet iyi anlıyorum 19
gayet iyisin 32
gayet iyiydi 30
gayet iyi görünüyor 21
biliyorsun 4418
biliyorsunuz ki 33
gayet iyiyim 119
gayet iyiler 20
gayet iyi gidiyorsun 17
gayet iyi anlıyorum 19
gayet iyisin 32
gayet iyiydi 30
gayet iyi görünüyor 21
biliyorsun 4418
biliyorsunuz ki 33