English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ G ] / Gayet normal

Gayet normal traduction Anglais

904 traduction parallèle
Şüphelenmeniz gayet normal.
It's your place to suspect.
- Gayet normal.
- That's normal
Seninle evlendiğimde gayet normal bir kadındın Bella.
When I married you, Bella, you were a normal woman.
- Sevgili kaptan İngiltere kıyılarından 450 km açıkta, 45. enlemde bir İngiliz uçağında Alman destroyeri tarafından vurulduğunuzda akabinde yarı batmış bir kanat üzerinde diğer sıkıntılı insanlarla saatler boyu boğulmayı bekleyince gazeteci olduğunu söylemeyi unutması gayet normal oluyor.
- My dear Captain... when you have been shot down in a British plane by a German destroyer... 300 miles off the coast of England, Latitude 45... have been hanging on a half-submerged wing for hours... waiting to drown with half a dozen other stricken human beings... you're liable to forget that you're a newspaperman for a moment or two.
Gayet normalim.
On the contrary, I'm perfectly normal.
Bu gayet normal ve kahramanca.
That's only natural and gallant.
Bu kadar şaşırmayın. Bu gayet normal.
Don't be so amazed, it's a very ordinary matter.
Yabancı bir yerde yalnızlık çekmek gayet normal.
Yeah. It's natural to feel lonesome in a strange place.
Bu gayet normal.
That's quite natural.
Havada hiç bulut yok. Sıcaklık 25 derece. Her şey gayet normal görünüyor.
The sky is perfectly clear, the thermometer is at 76, your throat appears quite normal.
Kafası gayet normal gözüküyor.
His head looks all right to me.
Demek istediğim, bir erkeğin yapabileceği çok şey var... ve toplumda bu gayet normal.
All I'm saying is there are lots of things that a man can do... and in society's eyes it's all hunky-dory.
Gayet normal işte!
It is almost customary.
Başka yönlerden gayet normal bir koca ama bu iş... gerçekten aklını ele geçirmiş gibi görünüyor.
He's a perfectly normal husband in other respects but this thing... it really seems to have got hold of his mind.
Orpheus, karını bırakıp gidersen, onu sevenleri araması gayet normal.
Orpheus, if you abandon your wife, it's only normal that she should call on those who love her.
Size gayet normal görünüyorlar değil mi?
They seem perfectly normal to you?
Gayet normal.
Naturally.
Gayet normal.
Perfectly all right.
- Gayet normal.
That's normal.
Evli. " Şimdilik gayet normal.
Married. " So far, normal.
Evet, gayet normal.
Well, that figures.
Kendisi, eğer sencede sakıncası yoksa gayet normal, ölümlü bir insan.
He happens to be, excuse the expression a normal, mortal human being.
Gayet normal bir ayak izi olabilir Susan,
Well, it could be a perfectly ordinary footprint, Susan,
Bence gayet normal.
No, everything is normal :
Hepsi gayet normal.
All perfectly normal.
Hayır, gayet normal, efendim.
No, it's normal, sir.
Üvey babana olan husumetin çok doğal. Gayet normal bir davranış.
Your hostility towards your step-father is only natural... a normal reaction
Bu olay burada gayet normaldir.
That's quite normal here.
Çıldırınca gayet normal.
Such a drama about something perfectly normal.
- İçtiği şişeye bakılırsa gayet normal.
- With the bottle he drank, he must!
Biraz kilo verdi ama bu gayet normal.
She has lost some weight, but that's quite normal.
Onu bu sabah gördüm, gayet normal görünüyordu.
I saw her this morning and she seemed ok.
Yaptığın şey için pişmanlık duymayı bırak, beni delirtmek senin için gayet normal bir şey.
Don't repent for what you've done, it's natural for you to be mad at me.
Beni delirtmek senin için gayet normal bir şey.
It's natural for you to be mad at me.
- Dişleri gayet normal.
- His teeth are normal?
Kulaklarının paslanmış olması gayet normal. Önceden kulakları onu sadece bir meyve yere düşerken ya da tehlikeli bir hayvan ona yaklaşırken uyarıyordu.
Before, his ears served only to alert him to falling fruit or the approach of a dangerous animal.
Ahırda sigara izmariti yüzünden yangın çıkması gayet normal.
- That a barn burns because of a cigarette, perfectly possible.
Evime davet ettiğim insanları tanımak zorundayım. Bu gayet normal, değil mi?
I should know the people that I invite at least that, no?
Gayet normal. Neredeyse sabahın üçü oldu bile.
That's only natural, because it's almost three a.m. already.
Aslında suç daha işlenmeden olay yerine gidilmesi gerekirdi ama sizin durumunuzda bu hata gayet normal.
This time, due no doubt to an organisational oversight, you arrived before the crime. But, as I've come to expect, that made little difference.
Hiç bir kızın benle bir şey yapmak istememesi gayet normal.
It's not so strange none of the girls want anything to do with me.
Gayet normal ve doğal.
Perfectly normal and natural.
Efendi Owari'nin peşimden adam yollaması gayet normal.
It's obvious that Lord Owari would send men after me.
Billy hakikaten orada bulunduğu için de bunun, şu anki durumunu etkilediğini varsaymak gayet normal. Hiroshima'dan bile kötü.
Worse than Hiroshima.
Az önceye kadar acıdan kıvranan nefes dahi alamayan sen, şu an gayet iyi gözüküyorsun.
You're acting way too normal for someone who was dying a minute ago.
Kolunu ya da bacağını kaybetmiş bir sürü insan var ama hayatlarına gayet güzel devam ediyorlar.
Lots of people lose a leg or arm - and continue living perfectly normal lives.
Gayet normal.
Just the usual.
- Gayet normal bu fiyat.
That's too much.
Şartlar göz önüne alındığında başınıza konan talih kuşunun akıbetinin bu şekilde olması gayet anlaşılabilir ve normal bir durumdur.
There are no tricks involved. There are simply normal and understandable outgrowths and conditions that go with any windfall.
- Onlar için gayet doğal.
- That's normal for them.
Hepsi gayet doğal davranıyordu.
They all acted as normal as apple pie.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]