English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ H ] / Haline bir bak

Haline bir bak traduction Anglais

825 traduction parallèle
Şu evin haline bir bak.
Look at this place.
Şu haline bir bak.
looking all yellow.
Şu haline bir bak.
Just look at the state you're in.
- İçeride. Ama David şu haline bir bak.
- In there, but look at yourself.
- Şu soyunma odasının haline bir bakın.
- Look at the condition of this dressing room.
Vay canına, vagonumuzun şu haline bir bakın.
My goodness look at our car.
- Şu haline bir bak.
- Look at the state you're in.
Müdür koltuğundaki haline bir bak.
Look at you in the warden's chair.
Bana söz... - Şu haline bir bak!
- Take a look for yourself.
Şu haline bir bak, inatçı aptal!
See what you've done by being so stubborn?
Şu bisikletin haline bir bakın.
Marie, telephone!
Şu haline bir bak.
Look at the state of you.
Haline bir bak. Şu aptal sıfatınla erkeğimle ilgileniyorsun.
Look at you, with that stupid look on your face... getting involved with my man.
Şu haline bir bak.
Just look at yourself.
Şu haline bir bak!
Hey! Look at you!
Haline bir bak.
Well, look at yourself.
Şu haline bir bak.
Look at yourself.
Şu haline bir bak!
Look at you.
Ama şu haline bir bak.
But look at you.
Şu elbisemin haline bir bakın.
And look at this dress.
Oğlum Harold'ın haline bir bak. İyi görünümlü bir çocuk.
We've been up nights just planning and planning for you.
Şu haline bir bak Zafer sandığın bir yenilgiye seviniyorsun.
Look at you now gloating over a victory which is a defeat.
Onun haline bir bak.
Look at him.
Şu haline bir bakın.
These clothes.
Bayan Diogenes'in haline bir bak.
Look at Madame Diogène.
Şu haline bir bak.
Look at this.
Yani gerçekten haline bir bak.
I mean, just look
Şu haline bir bak, pislik içindesin!
Just look at you, you're filthy!
Şu haline bir bakın.
Just look at the state of him.
Şu haline bir bak! korkak!
Look what a coward you are!
Tanrım, şu haline bir bak!
Gosh, look at you!
Şu haline bir bak!
Just look at the state you're in.
Haline bir bakın!
Look at her!
"Bak... Aynada kendi haline bir göz at."
"Look... what you look like on the mirror"
Şu haline bak, kasap dükkanındaki bir kuzu gibi asılmışsın.
Look at you, hanging there like a lamb in a butcher's shop.
Şu haline bak. The Furies'in bir parçasını kaybetmeyi düşünüyorsun ve savaşmaya hazırsın.
Just the thought of losing part of The Furies, and you're ready to claw and scratch.
Şu haline de bir bakın.
Look at him.
Sana bir bakayım dedim, şu haline bak.
I came up for a minute to see how you are, and look.
Avrupa'dan Asya'ya geçmeye hazırlanan şu adamın haline bakın daha bir koltuktan ötekine bile geçemiyor.
This is the man who is preparing to pass from Europe into Asia, but cannot even pass from one couch to another.
Bir de şimdi haline bak!
And look at you now!
Ele avuca sığmaz bir çocuktu ama şimdiki haline bak.
He was very mischievous, but look at him now
Şu insanların haline bir bakın!
Look at the people...
Haline bak, hamile bir ördeğe benziyorsun.
Look at you, you look like a pregnant duck.
Bir de şu haline bak.
Look at her.
Soğuk ve kasvetli bir ruh haline büründü ve bir bakıma Cortés komutasındaki İspanyolların... Meksika'yı fethetmesine yardımcı olmuş oldu.
He became distant and gloomy and in that way, helped to set the stage for the successful Spanish conquest of Mexico under Cortés.
Bir evlendiğim kadına bak, bir de şu haline bak.
She doesn't eat. I married a woman, now look.
Şu haline bir bak!
Are you a mullah to teach our children?
Haline bak bir kere...
Tell me
Kömür madenciliği harika bir şey, baba. Ama sen asla anlamayacaksın. Şu haline bak!
Coal mining is a wonderful thing, Father but it's something you'll never understand.
Bir de şimdiki haline bak.
Look at it now.
Bir de şu haline bak!
Look what has become of you

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]