Bir bakarım traduction Anglais
2,190 traduction parallèle
Ama eğer belgelerinizi bana yollarsanız ne yapabileceğime bir bakarım.
But if you want to send me your documents, then I'll see what I can do.
Ne yapabilceğine bir bakarım.
I'll see what she can do.
Bir bakarım. Sorun değil.
I'll take a look. it's not a problem.
- Bir bakarım.
I suppose I could ask.
- Neler yapabilirim bir bakarım.
- I'll see what I find out.
- Ne yapabileceğime bir bakarım.
I'll see what I can do.
- Tabii, bir bakarım.
I'll take a look.
Ne yapabilirim bir bakarım.
I'll see what I can do.
Tamam, peki. Çiçekçi bir tanıdığım var mı, bir bakarım.
All right, fine, I'll see if I know someone at the flower mart.
DNA'sına bir bakarım.
I'll run DNA.
İstersen bir nabız yoklar bir şeyler bilen var mı bir bakarım.
If you want, I can put out feelers, see if anybody knows anything.
Şunlara bir bakar mısın?
Will you look through this stuff?
Bakar mısın tatlım, bir tane daha alabilir miyim?
Excuse me, honey, another one?
Ben bir çaresine bakarım, Walter.
I'll take care of them, Walter.
Giada, şuna bir bakar mısın?
Giada, can you take a look?
Bir bakar mısınız, Sahip?
A moment Dominus.
Ben araba satmıyorum ama bana vitesi bulmamı söylesen yuvarlak bir şeye bakarım.
I'm a car salesman. Well, I don't sell cars, but if you ask me to find a wheel, I'm gonna go with something round.
En azından derin arşivlerde bir şey var mı diye bakar mısın?
Can you at least see if there's something in the deep archives?
Gidip Wilson'la başka bir konuda konuşup ne olacağına bakarım.
Go talk to Wilson about something completely unrelated and see what happens.
Bazen başka insanların hayatlarına baktığımda, onların başarıp benim başaramadığım şeyleri gördüğüm zaman, çocuklarımdan birine bakarım, ve görürüm ki bir gününü bile boşa harcamamışım...
Sometimes when I look at other people and their lives and everything they've accomplished and... I haven't, and then I... I look at one of my kids, and I know not a single day has been wasted... and what's important are all the days still to come.
Bir çaresine bakarız, tamam mı?
We'll figure it out, OK?
Bize bir bakar mısın? Ucubeyiz gerçekten.
[Laughing] Well, look at us.
Bakar mısınız, kızıl saçlı, İngiliz bir duvarcı ustası arıyorum. Kendisi buralardan geçmiş olabilir.
Excuse me, I'm looking for an English mason with red hair who may have passed through these parts.
Bir bakar mısınız lütfen?
A word, please.
Oraya çıkıp onlara Teta'nın yine kaybetmesi için istediklerini verebilirsiniz ya da yanınızdaki adama bakar ve bir takım olarak onları yanıltmaya karar verirsiniz. Pes ettiğinizde bu kardeşliği önemsemediğinizde, kim olduğumuzu bu yeminin, bu kardeşliğin anlamını unuttuğunuzda neler olacağını gösterirsiniz.
You can go out there and give them exactly what they expect for the Thetas to lose again or you can look to the man next to you and you can decide as a team that you're gonna prove them wrong, show them what happens when you give up, when you sleep on this fraternity when you forget who we are, what this pledge stands for what this brotherhood is all about.
Ben dikkatli bir şekilde dergilere ve araba bayilerine bakarım.
and car dealerships.
Bir dakika bakar mısın.
Come here for a second.
Şuna bir bakar mısın?
Would you look at her?
Şunlara bir bakar mısın?
Would you look at all this?
Şuradaki sargılı adama bir bakar mısın?
What about bandage man, right here?
Bir bakar mısın Roger?
Excuse me, Roger?
Sizinle konuşmayı gerçekten çok istiyorum, Bayan Patterson beraber bir çıkar yolu bulup bulamayacağımıza bakarız.
[Phone Beeps] So, I'd really like to talk to you, Mrs. Patterson, see if we can't turn this thing around.
Jesse, şuna bir bakar mısın?
Hey, Jesse, will you take a look at this?
Bir saniye bakar mısınız?
Can I talk to you for a second? Police officer.
Şey, bir saniye bakar mısınız?
uh... Um... Um...
Bir kamu avukatı tutarım ve başımın çaresine bakarım.
I'll get a public defender and take care of this.
Ama baban beni zorluyor. Evet. Bir yanlış gördüğümde icabına bakarım.
Tell me, does this sound like the actions of a man not going anywhere?
Bir bakar mısın?
Now will you take a look at it?
Kıza, şişeyle ilgilenen bir müşteriyi temsil ettiğimi söylerim ne çıkar bakarız.
I'll tell her I'm representing a client Who's interested in the bottle, See what I can dig up.
Şöyle bir etrafıma bakarım.
Sol look where I am and
Spor salonundayken yanıma iki kafalı bir adam gelirse bakarım.
If I was in a gym and a bloke came in with two heads, I'd look.
Geldiğine sevindim. Şuna bakar mısın? Esau'nun ciğerinde bir sızıntı ve plevral efüzyon var.
Esau's got an infiltrate on his lung and a pleural effusion.
Bir bakar mısın?
Do you mind?
Dr. Bailey geliyor mu bir bakar mısın?
Can you find out if dr. Bailey's on her way?
Bir kez daha bakar mısın lütfen?
Take another look, please?
- Ne? Başka bir tarafa bakar mısın?
Look somewhere else.
Hey, bakar mısınız, bir tabak daha somon alabilir miyim dostum?
Hey, excuse me, can I get another salmon, compadre?
- Şunu bir atlatalım da, bakarız.
- Right now we have to get through this.
- Çocuklara bakar mısın bir?
Um, can you go check on the kids for a minute?
Önce bir taneyle başlayalım sonrasına bakarız.
Let's just start with one and see how that goes.
Yemek için çıktığımızda komşulara bir bakarız.
We'll go for lunch later. Scope out the neighborhood.
bakarım 81
bir bira 56
bir bak 140
bir bilsen 22
bir bardak su 34
bir bardak su alabilir miyim 42
bir bakıma 183
bir bebek 44
bir bardak 18
bir bakar mısın 19
bir bira 56
bir bak 140
bir bilsen 22
bir bardak su 34
bir bardak su alabilir miyim 42
bir bakıma 183
bir bebek 44
bir bardak 18
bir bakar mısın 19
bir baksana 40
bir bakabilir miyim 22
bir beyefendi 18
bir baba 17
bir bu eksikti 116
bir bakalım 968
bir bayan 21
bir bakacağım 28
bir bakıma evet 17
bir bakın 70
bir bakabilir miyim 22
bir beyefendi 18
bir baba 17
bir bu eksikti 116
bir bakalım 968
bir bayan 21
bir bakacağım 28
bir bakıma evet 17
bir bakın 70