Hayatımı kurtardı traduction Anglais
5,449 traduction parallèle
Hayatımı kurtardın. - Orasını bilemiyorum.
You saved my life.
O hayatımı kurtardı. "
He save my life. "
Hayatımı kurtardığın için sana karşı borçlu hissedip hissetmeyeceğimi belki de sizinkileri kırıp geçirme konusunda fikrim değişir mi diye merak ediyorsun.
You're wondering if I have a sense of debt to you for saving my life... maybe I'll change my mind about decimating yours.
- Hayatımı kurtardın.
Yeah, yeah- - you saved my life.
İki defa hayatımı kurtardın. Hep böyle kal.
You saved my life two times, so you stay just as you are.
Bu benim hayatımı kurtardı.
It saved my life.
Hayatımı kurtardığını duydum.
I hear you saved my life.
- Hayatımı kurtardın.
- You saved my life.
Oğlum hayatımı kurtardı ve hepiniz onun şeytan olduğunu söyleyip duruyorsunuz sırf kocamda olması gereken erkek cesareti onda olduğu için.
My son saved my life, And you all keep saying he's evil, All because he had the courage to be the man
Hayatımı kurtardığın için teşekkür ederim.
Thank you for saving my life.
O tepeden aşağı uçmak hayatımı kurtardı.
Getting blown off that hill saved my ass.
Sid'leyken hayatımı kurtardığın için.
For saving my life with Sid.
Emily hayatımı kurtardı.
Emily helped save my life.
Hayatımı kurtardın.
You've saved my life.
Hayatımı kurtardı.
She saved my life.
Ah, başlangıç olarak, hayatımı kurtardı.
Uh, for starters, he saved my life.
Vex hayatımı kurtardı.
Vex saved my life.
Eddie hayatımı kurtardı.
Eddie saved my life.
Benim hayatımı kurtardı. Seninkini de... Şimdi senin de Emma'nın hayatını kurtarman gerek.
She saved my life and yours, and now I need you to save Emma's.
Hayatımı kurtardın.
You saved my life.
Hayatımı kurtardığın için teşekkürler.
Thank you for saving my life.
İlaçlarınla hayatımı kurtardın.
_
Ben hayatını kurtardım.
I save you.
Birinin hayatını kurtardığım için özür dilemeyeceğim.
I am not gonna apologize for saving someone's life.
Ben de bu kasabada birçok kişinin hayatını kurtardım.
Y-You know, I have saved many lives right here in this town.
Bana kalırsa ne isterlerse alabilirler çünkü onu şu narkotik işinden kurtardılar ve artık Tony'nin de düzenli bir hayatı olabilir.
You know, as far as I'm concerned, they can have whatever they want because they got him out of the D.E.A., and now that Tony might be having some stability in his life, maybe he'll start thinking
Hayatımı onun kurtardığını düşünme hazzını vereceğime en dibe vururum daha iyi.
- Well... You know what, I'd rather fail catastrophically than, you know, give him the satisfaction of thinking he handed me my life on a platter.
Etrafına bir zaman kapsülü cisimleştirerek gemin patlamadan bir saniye önce hayatını kurtardım. Ama sen ağlamaya devam edebilirsin.
I materialised a time capsule exactly round you and saved your life one second before your ship exploded, but do please keep crying.
Hayatını kurtardım Paslı.
I saved your life, Rusty.
- Bugün hayatını kurtardım, hâlâ bana güvenmiyor musun?
I saved your life today... And you still don't trust me?
Az önce seni kurtarayım diye Klaus'un hayatını kurtardım.
I just saved Klaus'life trying to protect you.
Ama onun hayatını kurtardım.
But I saved her life.
Yaptığın şey hayatımızı kurtardı.
What you did saved our lives.
O benim hayatımı kurtardı.
He saved me.
Matt hayatımı kurtardı.
Matt kept me alive.
Az önce hayatımızı kurtardı.
She just saved our lives.
Az önce şu kızın hayatını kurtardım.
I just saved this girl's life.
Vay be, orada resmen hayatımı kurtardın.
Whoa! Wow, you really saved me down there.
Kızımın hayatını kurtardınız.
You saved her life.
Az önce bir ton insanın hayatını kurtardım.
I just saved a whole bunch of people.
Tüm hayatın boyunca seni ben kurtardım.
I've been saving you your entire life!
Tamam, bu korkunç, rüzgarlı kayaya tırmanmamalıydım belki ama yavru bir keçi gördüm ve az önce o küçük yaratığın hayatını kurtardım.'
'OK, maybe I shouldn't have climbed this terrifying windy rock face but 'I saw the baby goat and I just had to save that little critter's life.'
- Hayatını kurtardığım yere.
The place I saved your life.
Hayatını kurtardım.
I saved your life.
Sonra hayatımı neden kurtardığını sordum.
Then I asked him why he saved my life.
Hayatımızı kurtardın, bunu unutmayacağım.
You saved our lives and I won't forget that.
Happy'i Connelly'nin bilgisayarına ulaştıran kurban keçisi bendim. Herkesin hayatını kurtardığımı da saymıyorum.
I was the sacrificial lamb that made it possible for Happy to get Connelly's computer, not to mention save everyone's life.
- Hayatını kurtardım.
I saved your life.
Az önce hayatını kurtardım. Bunu inanıyor musun?
Well, I just saved your life.
Tavuklarım hayatını kurtardı.
My chicken saved your life.
Octavia, sen benim hayatımı biçicilerden kurtardın.
Octavia, you saved my life from the Reapers.
hayatımı kurtardın 178
hayatımı kurtardınız 38
hayatım 3662
hayatim 33
hayat 236
hayatı 33
hayat devam ediyor 42
hayatımı 47
hayatını 28
hayatımın aşkı 18
hayatımı kurtardınız 38
hayatım 3662
hayatim 33
hayat 236
hayatı 33
hayat devam ediyor 42
hayatımı 47
hayatını 28
hayatımın aşkı 18
hayat nasıl gidiyor 25
hayat kısa 24
hayat güzel 31
hayatta 78
hayatın 30
hayatımda 29
hayata 34
hayatını yaşa 16
hayat dolu 30
hayattayım 45
hayat kısa 24
hayat güzel 31
hayatta 78
hayatın 30
hayatımda 29
hayata 34
hayatını yaşa 16
hayat dolu 30
hayattayım 45