English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ H ] / Hayatını yaşa

Hayatını yaşa traduction Anglais

457 traduction parallèle
Hani derler ya, benimle takıl hayatını yaşa.
You stick with me, and I'll put diamonds in your teeth.
Biraz hayatını yaşa.
Gotta live a little.
Zavallı civciv sefil hayatını yaşa bakalım Tanrının hepimizin yaşamasına izin verdiği kadar
Poor mite, live out your miserable life as surely as God allows us all to live
Çık dışarı, hayatını yaşa biraz.
Go out and live a little :
Hayatını yaşa!
Live your life!
Kendime ait bir hayatım var. Kendi dairende kal ve sen kendi hayatını yaşa, ben de...
I have got my own life to lead, and I told you I never wanted to see you again.
Hayatını yaşa.
Enjoy life!
Git ve deli saçması hayatını yaşa.
Go out and enjoy your freaking life!
Sen, sen hayatını yaşa.
You, you live your life.
Git ve kendi hayatını yaşa!
Go live your own life!
ve benim hayatımı yaşamamı mı istedin... sen git hayatını yaşa!
And you asked me to live... live your life!
Git ve hayatını yaşa.
Go away and live your own life.
Haydi, biraz hayatını yaşa.
Come on, live a little
Hayatını yaşa.
Go live your life.
Haydi Al, hayatını yaşa biraz.
Come on, Al. Live a little.
Sean! Phoebe, hayatını yaşa.
Sean!
Hadi biraz hayatını yaşa Kitty Kat.
- Come on, live a little. Kitty-cat Kat?
İlk çıktığımız zamanlarda da, bana takıl hayatını yaşa tatlım, demiştin!
Like when we were dating and you said : "Stick with me, babe, I'm really going places"?
Hayatını yaşa.
Live your life.
Kendi hayatını yaşa!
Live your own life!
Benim için telaşlanmayı bırakman lazım. Hayatını yaşa.
You know, I still resent you for poking around in my personal life.
Biraz hayatını yaşa.
Live a little.
Hayatını yaşa.
Get a life.
Hayatını yaşa be kadın!
Get a life, will ya?
Hayatını yaşa. "
Stay single. "
Dışarı çıkıp hayatını yaşa.
Go out and meet your life.
Hadi restoranını aç, hayatını yaşa, bebek yap.
Go on, open your restaurant, live your life, have your babies.
Hayatını yaşa.
Live your own life.
Kendi hayatını yaşa.
Go my child, go
Ama sonra yoluna devam et ve kendi hayatını yaşa.
But then move on and live your life.
Biraz para harca, biraz hayatını yaşa.
I mean, you have to live a little. You can't just take everything in.
Hı hıı, biraz hayatını yaşa.
Come on. Just live a little.
Önemsiz hayatını yaşa.
Live your little life.
Kendi hayatını yaşa biraz.
Get a life.
Hayatını yaşa. Ben de elimden geleni yapacağım.
Live your life, and I'll do the best I can.
Hayatını yaşa.
Start living it up.
Hayatını yaşa biraz.
Come on, Ted, we're on holidays.
Ekmek elden su gölden hayatını yaşa burada.
Live your life like a man down here.
Hayatını baştan yaşa deseniz belki kabul ederdim.
I'd almost be willing to live my life over again.
Hayatını şimdi yaşa yoksa geç kalırsın.
He meant, enjoy life now, before it's too late.
Dünyaya açıl. Hayatı yaşa, zevkleri tat bu şekilde zevkin tadını alan bedenin aklını rahatlatacak.
Go in the world, revel in pleasure up to nausea.
Sadece bir kadın ol, sevdiğin adamla evlen ve mutlu bir hayat yaşa.
Just be the woman you are, marry the man you love, and live a happy life.
On dört yıl boyunca bana yoldaş olan bir kadın. Hayat yoldaşım ve çocuklarımın anası. Ve şimdi bu yasa sayesinde hayat yoldaşımla evlenebileceğim.
And now my personal toast to a lady who for 14 years has been my companion of my life and mother of my children.
Belki de kendi hayatını ve geleceğini araman gereken yaşa geldin.
Perhaps you have come to an age when you must seek out your own life and your own future.
Hayatımın çoğu vahşi bozkırda geçti ve yaşamak için bir dizi yasa benimsersin.
I lived most of my life in the wild country, and you set a code of laws to live by.
Hayatını en iyi şekilde yaşa, ve tabi bizleri de!
Make the most of life, and of us!
İskoçya'da yasa geçiremediğinde, ümit et ki, hayatın çok durgunlaşmasın.
Hope life doesn't become too dull, not being able to pass laws over Scotland.
# Hayatını dizlerinin üzerinde yaşa. # Anahtarlar!
# Live your life on your knees # Keys!
Hayatının geri kalanında şu derin donduruculardan birinin içinde yaşa.
Go sit in one of your walk-in refrigerators for the rest of your life.
Geri dön ve hayatını yeniden yaşa.
Go back and live your life again.
Bilirsiniz, yaşadığın hayatı sev, sevdiğin hayatı yaşa.
You know, love the life you live and live the life you love.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]