English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ H ] / Haydı

Haydı traduction Anglais

57 traduction parallèle
Şimdi ise o, geri dönmek zorunda. Haydı, canım. Mösyö Perrin'e teşekkür et ve onunla vedalaş.
And now that we've all had our little laugh, he can go home.
Tabii ki. Haydı gidelim!
- Are you coming?
İşte, şimdi memnun oldun mu? Haydı.
- Right, are you happy now?
Haydı!
Come on!
Haydı yapalım şu işi!
Come on, let's go! Hurry up!
Haydı yuvarla ; evet öyle! Evet.
[ "FEVER" PLAYING OVER SPEAKERS ]
Haydı yapalım ;
Let's do it.
Haydı, herkes arabaya.
Get in the truck.
Haydı, kızım, geri git!
Come on, girl, back up!
Haydı, acele et. Neye ihtiyacın varsa al.
Get whatever you need, quickly.
- Haydı dostum - Ağzı toprak dolmuş.
His mouth is full.
Haydı.
Come on.
Başımı ağrıtıyorsunuz.Haydı.
You're giving me a headache.
- Haydı gidip şu Barış Muhafızlarını öldürelim!
- Let's go and kill Peacekeepers! - Chiana!
haydı. eski bir hikaye.
Come on. Ancient history.
Haydı ama, bir XO'nun karısı olmanın ayrıcalıkları olmayacaksa anlamı ne?
Come on, if there are no privileges of being an XO's wife... then what's the point?
Haydı çık dışarı.
Come on out.
Haydı, kapa artık ışığı!
Turn out that light!
Bu daha çok kişisel bilgileri ortaya dökmek vee, haydı başla...
It's just more like you divulging personal information, and... go.
Haydı, bayanlar, zaman boşa gidiyor.
Come on, Ladies, time is running out.
Haydı çalkala.
Let's shake it.
Haydı bu vatanın evlatları.
# Come, children of the Fatherland
* Haydı bu geceyi ay-dın-lat * * vereceğin bir kabuk ve ısırık var * * aşka ta-ma-men sahip olduğumuzu biliyorsun * * gel ve beni ay-dın-lat * * geceyi aydınlat. *.
♪ Let's light up the world toni-i-ight ♪ ♪ You got to give up the bark and bi-i-ite ♪ ♪ I know that we got the love all ri-i-ight ♪
Üzgünüm geç kaldık... Haydı, 3 dediğimde... Bir... iki... üç!
Sorrt sorrt we're late guys... hurrt hurrt... on three... one... two... three!
Haydı göz kamaştıralım ve intihara son verelim.
Let's be lucid and death to sucide.
Haydı marş marş!
Now move!
Haydı yapalım şu işi.
Let's do it.
Haydı canım.
Fuck you!
Haydı, rüşvetini veren herkese bunu yapıyorsun.
Come on, you do it all the time for the right price.
Haydı. Bunlar gerekli mi?
Is that really necessary?
- Haydı hayırlısı.
Here goes nothing.
" Cesedimi bulursanız, bunu Birdie'ye verin ki adını haydırarak öldüğümü bilsin.
" You found my body, deliver this to Birdie so she knows I died while singing her name.
hayd, çıkar şu gözünü!
Come on.
Hayd, i gidelim!
Let's get cracking!
Hayd ¡ Sally, b ¡ r seyler atistiralim.
Come on, Sally, let's grab a bite.
Hayd ¡, otur.
Come, sit down.
Hayd ¡ Chauncey.
Come on, Chauncey.
Hayd ¡ oradan.
Up yours.
Hayd Merlin.
Go on, Merlin.
Hayd devam et willie, Ona kocama bir öpücük ver!
Go ahead willie, give her a big smack!
Bu adam tam olarak bir şizofren. Biz burada Jeykll ve Hayd'tan bahsediyoruz.
This guy's a total schizo.
Hayd, haydi, haydi.
Come on, come on, go.
Hayd biraz yürüyelim.
Let's have a walk.
Haydı Ivana, portakal al.
Come, take some.
- Öyleyse haydı çalışalım. - Hayır, biz burada çalışmayız.
- Here we do not exercise.
Hayd, ciddi misin?
Hayd, are you serious?
Hayd haydi.
Go gotta go.
Hayd- -
Go- - [gasps]
- Hayd!
- Go. Go!
Hayd gidelim, beyler.
Let's go, guys.
Hayd Park'ta her yüz kovanda on iki uyuzböceği bulduğunu duydum.
I heard you found 12 mites per hundred up at Hyde Park.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]