Hiçbir şey bilmiyorsunuz traduction Anglais
201 traduction parallèle
Ama hakkımda hiçbir şey bilmiyorsunuz.
But you don't know anything about me.
Hiçbir şey bilmiyorsunuz, aradığımı bile.
You know nothing, not even that I'm phoning.
Siz hiçbir şey bilmiyorsunuz.
You don't know anything.
Sorun şu ki, siz tekneler hakkında hiçbir şey bilmiyorsunuz.
The trouble with you, miss, is you...
Kaptan hakkında hiçbir şey bilmiyorsunuz.
You don't know anything about the captain.
Yalnızca yüzeyi kaşıdınız, ama hiçbir şey bilmiyorsunuz.
You've scratched only the surface and you know nothing.
Özgürlük hakkında hiçbir şey bilmiyorsunuz.
And you know nothing of freedom.
Hiçbir şey bilmiyorsunuz, Bay Bond.
You know nothing, Mr Bond.
Köpekler gibi sadece üçe kadar saymayı biliyorsunuz,... kendi hakkınızda hiçbir şey bilmiyorsunuz doğum yapmanın ilahi olsa da ürkütücü olduğunu kabullenemiyorsunuz.
Just like dogs, who only know how to count up to three, you know nothing about yourselves and you can't admit that giving birth is as divine as it is harrowing.
Hiçbir şey bilmiyorsunuz.
You know nothing.
Hanımefendi, siz hiçbir şey bilmiyorsunuz.
Well, ma'am, you don't know nothin'.
Hiçbir şey bilmiyorsunuz.
Sir, you know nothing.
Kutup hakkında hiçbir şey bilmiyorsunuz.
You know nothing about the Arctic.
Siz benim hakkımda hiçbir şey bilmiyorsunuz... ben de sizin hakkınızda hiçbir şey bilmiyorum.
Well, you boys don't know nothing about me and I know nothing about you.
Hiçbir şey bilmiyorsunuz.
You will know nothingness.
Yaptıklarım hakkında hiçbir şey bilmiyorsunuz.
You know nothing of my work.
- O halde hiçbir şey bilmiyorsunuz.
- So you don't know anything.
Madam Rosa, böyle konuşmaya hakkınız yok, hiçbir şey bilmiyorsunuz.
Watch what are you saying, Madame Rosa! What's all this talk about? Syphilitic Arabs!
Bu şeyler hakkında hiçbir şey bilmiyorsunuz ve... aklınızdan ne geçtiğini bir tek Tanrı bilir.
You know nothing about these matters... and God only knows what you conjure up.
Bizim hakkımızda hiçbir şey bilmiyorsunuz.
- We thought you were going to miss it.
Hiçbir şey bilmiyorsunuz.
You don't know anything about this, Mister.
Hiçbir şey bilmiyorsunuz, öyle değil mi?
You don't know nothing do you?
İyi de, hiçbir şey bilmiyorsunuz.
I'm not going to kill her...
Siz de hiçbir şey bilmiyorsunuz, değil mi?
You guys don't know nothing about nothing, do you?
Demek, gerçekten hiçbir şey bilmiyorsunuz.
So you really don't know anything.
Pamuk çiftçiliği hakkında hiçbir şey bilmiyorsunuz.
Mrs. Spalding, you don't know a thing about cotton farming.
Kızılderililer hakkında hiçbir şey bilmiyorsunuz.
You obviously don't know anything about Indians.
Öyle mi? Sizler hiçbir şey bilmiyorsunuz.
You guys... don't know shit.
Hiçbir şey bilmiyorsunuz!
You know nothing!
- Hakkımızda hiçbir şey bilmiyorsunuz.
- You don't know anything about us.
- Hakkımda hiçbir şey bilmiyorsunuz.
- You don't know one thing about me.
Bazılarımızın sahip olduğu tek baba. Siz Bay Clark hakkında hiçbir şey bilmiyorsunuz!
Mr. Clark is like a father, the only father some of us know.
Hiçbir şey bilmiyorsunuz.
You don't know anything.
Vikont, evlilik planlamaları hakkında hiçbir şey bilmiyorsunuz.
Vicomte, you know nothing of arranged marriages.
Benim hakkımda hiçbir şey bilmiyorsunuz.
You don't really know anything about me.
Fransız düşünce yapısı hakkında hiçbir şey bilmiyorsunuz Yüzbaşı.
I mean, you don't know anything about the French mentality.
Hiçbir şey bilmiyorsunuz!
You don't know about anything!
O zaman hiçbir şey bilmiyorsunuz?
Then you know nothing?
Siz veletler, hiçbir şey bilmiyorsunuz!
You kids don't know anything!
Hakkımda hiçbir şey bilmiyorsunuz.
You know nothing about me.
Olanlar hakkında hiçbir şey bilmiyorsunuz, değil mi?
You don't know anything about what happened, do you?
Benim hakkımda hiçbir şey bilmiyorsunuz.
You don't know anything about me.
Hiçbir şey bilmiyorsunuz Adamson.
You know nothing, Adamson.
Durun! Siz hiçbir şey bilmiyorsunuz.
You guys don't know shit.
Siz dün geceyle ilgili hiçbir şey bilmiyorsunuz.
Alright, all of you. You know nothing about last night!
Bu davayla ilgili hiçbir şey bilmiyorsunuz, o yüzden Detektif Ryan'ın engelliyorsunuz.
You know nothing about this case, so you stuck it with Detective Ryan.
Hiçbir şey bilmiyorsunuz.
You don't know shit...
FBI'sınız ama hiçbir şey bilmiyorsunuz!
You're the goddamn FBI, and you don't know shit!
Benimle, ya da geçmişimle ilgili hiçbir şey bilmiyorsunuz.
You know nothing about me, or my past.
- Hiçbir şey bilmiyorsunuz.
- If only you knew.
Hey, hiçbir şey hakkında hiçbirşey bilmiyorsunuz sarışın, ve bunun bir gerçek olduğunu biliyorum.
Hey, you don't know nothing about nothing, blondie, and I know that for a fact.
hiçbir şey 4260
hiçbir sey 26
hiçbir şey anlamadım 43
hiçbir şey anlamıyorum 56
hiçbir şey yok 457
hiçbir şeye dokunma 57
hiçbir şey yoktu 36
hiçbir şey istemiyorum 65
hiçbir şey olmuyor 60
hiçbir şeye 82
hiçbir sey 26
hiçbir şey anlamadım 43
hiçbir şey anlamıyorum 56
hiçbir şey yok 457
hiçbir şeye dokunma 57
hiçbir şey yoktu 36
hiçbir şey istemiyorum 65
hiçbir şey olmuyor 60
hiçbir şeye 82
hiçbir şeye ihtiyacım yok 25
hiçbir şey söyleme 96
hiçbir şeyin yok 23
hiçbir şeyim yok 92
hiçbir şey bilmiyorum 160
hiçbir şey hissetmiyorum 56
hiçbir şey olmadı 177
hiçbir şey görmedim 47
hiçbir şey yapma 44
hiçbir şey göremiyorum 133
hiçbir şey söyleme 96
hiçbir şeyin yok 23
hiçbir şeyim yok 92
hiçbir şey bilmiyorum 160
hiçbir şey hissetmiyorum 56
hiçbir şey olmadı 177
hiçbir şey görmedim 47
hiçbir şey yapma 44
hiçbir şey göremiyorum 133