Iki tane var traduction Anglais
2,618 traduction parallèle
- Sanki benden iki tane var.
It's like there's two of me.
Bil bakalım kimde iki tane var? Ben almayayım.
Guess who's got two of these?
Her katta bunlardan iki tane var.
There's two of these on every floor.
Benim iki tane var.
I've got two pasts.
- Bende iki tane var. - 3 tane kaldı.
Three shots left.
- Kentte sadece iki tane var.
There's only two in town.
Sizin bölgenizde iki tane var.
There are two in your area.
İçimin açılıp bir parçamın başkasına verilmesini istediğimden değil. Ama bende iki tane var ve bu kadında hiç yok.
It's not like I want to be cut open and have a part of me taken out, but I've got two, and this woman has none.
Sorun ise, bizde iki tane var.
Problem is, we got ourselves a pack of two.
Evlat, bizim evde iki tane hamster var da başa çıkamıyoruz, evin içine ediyorlar.
Son, we had two hamsters for the month - they nearly shit out the house!
İki tane mi ödevin var?
You two have homework?
İki tane şarjörümüz var.
We have two spare magazines.
Manzarası yok ama iki tane kraliçe var.
No view, but it's got two queens.
Göğsünde iki tane kurşun yarası var.
There are two bullet wounds in her side.
İki defa yapmak gerekti. 50 milyon tane çelik gibi adam var orada.
Had to do it two times. 50 million men of steels.
İki tane yakın koruması var.
He also has two personal bodyguards.
Benim iki çocuğum var, ara sıra evimde iki tane küçük beyaz kızın olması hakkında düşünüyorum.
I have two kids and I think about them sometimes and that... like, I got two little white girls in my house.
İki tane küçük beyaz kız var.
These are two little white girls.
Elimizde 4 tane cinayet var ve iki tanesi ile bağlantılısın.
We have four related murders, and you're connected to two of them.
[İbrahim] Bunun üstünde, iki tane nokta var.
This one has two dots over it.
- Burada üzerlerinde imzanız bulunan iki tane belge var.
- Oh, no, that's right. - Well, uh, there were two documents that you uh, signed off on.
Pekâlâ, iki tane merdiven var.
Okay, so there's two sets of stairs.
İki tane kuyruğu var gördün mü?
The sperm are now in a race to the finish.
İki tane kuyruğu var gördün mü?
- That's huge! - Oh, it's got two tails! - Oh, it has got two tails.
Bildiğim iki tane var.
- A couple I know of. Pop liked to travel.
Peki, iki tane seçeneğimiz var.
Well, we have two options.
Ve iki tane de kız kardeşin var.
And two sisters.
Buranın yakınında iki tane kuyu var.
There are two wells near here.
Bunlar haric bir-iki tane daha gemi var.
There's a couple of ferries there that are the same, so could be any one of them.
Bir iki tane son dakika değişikliği var.
Hey, I just have a couple of last-minute changes
Adamın Küba'da sekiz tane evi var aynı yatakta iki kere uyumaz.
The man has eight residences in Cuba, never sleeps in the same bed twice. It could take a while.
Kapıda iki tane korkutucu adam var.
There's two scary guys at our front door.
Harlin'de iki tane pompalı tüfek, bir de 11.43'lük tabanca var.
He's not responding to the bullhorn.
Çocuklarım var benim, iki tane çocuğum... Onlar için kesin bir kurtuluş olmalıyım ama şimdi kesinlikle onlar için kurtuluş değilim.
I have children, I have two kids, and I should totally be saving for them and I'm totally not saving for them at all.
Ana girişte iki tane silahlı adam var.
You have two armed with handguns on the prime door.
İki tane katil var.
Those two are killers.
İki tane mi işin var? Evet, Manhattan'lı bir sosyetik diva için bebek bakıcılığı yapıyorum.
Yes, I babysit for a Manhattan socialite diva.
- İki tane var.
- I have two.
İki tane alarmı var. Biri uyandırmak için, diğeri de alındığın saat için.
It has two alarms - - one for wake-up, one for pick-up.
İki tane ön ismi var.
He has two first names.
İki tane gölge var.
There are two shadows up there.
İki tane var.
We've got two.
Burada iki tane daha var.
Here's two more.
İki tane daha var.
We've got two more.
Ve Lima Morg Cemiyeti'yle iki tane almaları konusunda konuştum çoktan. Ve, 200 dolara ihtiyacımız var.
And I've already talked to the Lima Mortuary Society about buying a couple, and we... we need about 200.
Şimdiye kadar sadece iki tane imza var ve ikisi de benim.
and they started a petition to get it back. I only have two signatures so far, and... they're both mine.
Tamam, siz bu meseleyi çözerken ellerinde silahlarıyla şehirde cirit atan iki tane haydut var.
Okay, well, while you two figure that out, we got two desperadoes running around town with guns in their hands.
Anne geldi, iki tane koruması var.
Anna's here- - two bodyguards.
Buzdolabında iki tane daha var.
There's two more in the fridge that need to be warmed up.
- İki tane sütlü kahven var.
- You got two lattes.
- İki tane var. Diğeri arabada.
The other one's in the truck.
iki tane 162
iki tane al 16
iki tane daha 43
iki tane olsun 20
vardı 193
varoş 16
vargas 68
vardır 53
varmış 24
var mı 248
iki tane al 16
iki tane daha 43
iki tane olsun 20
vardı 193
varoş 16
vargas 68
vardır 53
varmış 24
var mı 248