Iyi biri traduction Anglais
10,183 traduction parallèle
Cary Grant'ın kibirli ve kendini beğenmiş olarak düşündüm. Ama daha önce çalıştığım başrol oyuncularına nazaran daha iyi biri.
I thought Cary Grant would be conceited and stuck-up, but he's one of the nicest costars I've ever worked with.
Şimdi biz de kimsenin Oppenheimer'in yerini dolduramayacağını düşünüyoruz. Ama ya elimizde Musial varsa. Oppenheimer'e eşit ya da daha iyi biri?
Now, we're all assuming that no one can replace Oppenheimer, but what if we had a Musial, someone equal to Oppenheimer or better?
Sadece iyi biri olduğu için insanı sevebiliyorsun.
But you can come to love a person just because they're good.
Hepiniz aynısınız ve Stevie'de daha iyi biri değildi.
You're all the same... and Stevie was no better.
Sene Tia daha iyi biri mi?
You think that girl Tia's any better?
O, hâlâ iyi biri.
She's still good.
Gidip Dulé Hill'e sarılacağım çünkü iyi biri. Sizin aksinize.
I'm gonna go hug Dulé Hill, because he's nice, not like you guys.
Bunun garip bir tarafı yok. Ne kadar iyi biri olduğunu gösteriyor.
Nothing strange about that... just shows how good of a person you are.
- Sakın. Andrew işinde oldukça iyi biri.
Andrew's really good at what he does.
- Ve iyi biri.
- And he is fine.
- Evet, ne hoş. Yani o iyi biri diyorum.
I'm just... saying he's a good guy.
- Nasıl daha iyi biri olabileceğimi yaptığın ruhsal uygulamanın ne kadar harika olduğundan...
- We were just talking about how awesome it is that you have a spiritual practice,
Bana oldukça iyi biri gibi geldi.
He seemed like a pretty nice guy.
Demek Spektrum'un iyi biri olduğunu ve teknolojinin de bir güç arttırıcı olduğunu mu sanıyordun?
So you thought Spectrum was a good guy and your tech was a power amplifier?
Bundan daha iyi biri olduğunu sanmıştım.
I thought you were better than this.
Bir yanım senin asla iyi biri olamayacağına inanıyor.
There is a part of me that does not believe you can ever be good.
Kızının, ne kadar çabaladığını, iyi biri olmak için neler yaptığını bilmesini isityorum.
I want him to know how hard she tried to be good and that no one should ever judge her.
Kötü haber vermek istemem ama kardeşin iyi biri değil.
Hate to break it to you, but your brother isn't a very nice guy.
Olivia Pope bu kadar iyi biri mi yoksa sadece şanslı mı?
Is Olivia Pope that good or simply lucky?
- Evet, annen iyi biri gibi görünüyor, adamım
Yeah, your mom seems all right, man.
- Yo, O "iyi biri" değil. O bir aziz.
Yo, she ain't "all right." She's a saint.
Ama denersem belki şimdikinden daha iyi biri olabilirim.
But... but maybe, if I try, I could be something better than I am.
Sen değişip daha iyi biri olmasaydın Robin'le birlikte olmayacaktın.
If you didn't change for the better, you wouldn't be with Robin.
Teksas kadar bir egosu var ama iyi biri bence.
He's got an ego the size of Texas, but, yeah, he's all right.
O iyi biri.
She's a good one.
Bir eş istiyorum dünyanın gerçek yüzünü bilen biri ama ayrıca dünyanın daha iyi hale getirilmesi gerektiğini bilen biri.
I want a partner, someone who knows the world for what it is but also knows it must be made better.
Bizim dışımızda biriyle konuşmanın iyi olacağını düşündük. - Güvenebileceğin biri...
We think it'd be really good for you to see somebody that's not us, that you trust...
Bıçağı ondan daha iyi kullanan biri olursa ona para vereceğini söylüyor.
Says he'll buy a round for the man who moves the blade quicker than he.
Cehennemden gelen biri için iyi göründüğünü söylemeliyim.
I must say, you look good for someone who has been through hell.
Bir gün Washington Square Park'ta dolaşıyordum adamın biri yanıma geldi ve Fruit by the Food reklamı için azınlıktan birini bulmaya çalışıyorlarmış ben de kabul ettim, iyi bir ücret aldım, sonra da reklamlarda oynamaya devam ettim.
I was just walking around in Washington Square Park one day, and this guy came up to me and said they were trying to find a minority for a Fruit by the Foot commercial, and I said yeah, and I got paid pretty well, so I just kept doing more commercials.
Günümüzde yaşamanın en iyi yönlerinden biri.
It's one of the great things about being alive today.
Çünkü en iyi şansımız, Regina'nın nefret ettiği biri.
Because our best bet is the person Regina hates most.
İyi biri olduğunu düşünüyorum.
I think there is good in you.
İyi biri miydi?
Was he good?
İyi biri olduğun için.
For being one of the good guys.
Sizi ondan daha iyi iyileştirebilecek başka biri yok.
No better one to heal you than Him.
Biliyorum, iyi bir nişancısın ama namlu ucunda gerçek biri varken çekmek çok farklı bir durum. Hele bu kişi babansa.
Look, I know you're a good shooter, but it's a whole different story when you pull the trigger on an actual person, much less your father.
Burada, Quantico'daki eğitiminizin sonunda sahip olduğumuz en iyi adaylardan biri olmak için kendini kanıtladın.
Over the course of your time here at Quantico, you've proven yourself to be one of the finest trainees we've ever had.
Sadece seri cinayet vakalarındaki Büro'nun en iyi danışmalarından biri değil, aynı zamanda kendisini en çok satan yazar ve televizyonda uzman olarak tanırsınız.
Not only is she one of the Bureau's top consultants on serial-murder cases, but some of you may know her as a best-selling author and television pundit.
Akrabalarımızla aramızda mesafe var, Bu burada kalacak biri için iyi değil.
There is a distant relative, good for nothing who stays here.
- Git başımdan. - İyi biri olmalı.
He sounds lovely.
Zamanının büyük bir bölümünü havada harcayan biri olarak ayaklarının üzerindeyken de oldukça iyi fikirler üretmeye başlıyorsun.
For a guy who spends so much time in the air, you're getting pretty good at thinking on your feet.
Komşularının hepsi kadın için iyi kalpli ve sıcak biri diyor.
All her neighbors say she is "a warm and loving woman.".
Yok, her şey olur. Sadece hayatımın en iyi gecelerinden biri olduğundan emin ol.
Yes, anything's fine, just make certain it's one of the best nights of my life.
- Kız iyi biri gibi görünüyor.
Well, she seems nice.
İyi huylu biri gibi duruyor hem sende gözü var.
He seems good-natured and he only has eyes for you.
En azından biri fark etmeden ödünç alabildiğim en iyi hayvan.
Or at least the finest I could borrow without anyone noticing.
İyi biri olduğunu anlamıştım.
I knew you were a good guy.
- Çok iyi biri.
She's a good one.
İyi biri [snarls]
Good one. [snarls]
Öyle akıllı öyle eğlenceli biri ki en iyi yanı da hukukla yakından uzaktan alakası yok.
He's... he's smart and he's funny and... best of all, he has nothing to do with the practice of law.
iyi birisin 30
iyi birine benziyorsun 16
iyi biri mi 21
iyi biriydi 25
iyi biridir 33
iyi birine benziyor 31
biri 247
birisi 209
birini 32
biri var 29
iyi birine benziyorsun 16
iyi biri mi 21
iyi biriydi 25
iyi biridir 33
iyi birine benziyor 31
biri 247
birisi 209
birini 32
biri var 29
birim 66
birinci gün 16
birinci 55
birine 18
birinci katta 19
biri bana 23
birincisi 390
birinci kat 30
birisi var 21
birinin 43
birinci gün 16
birinci 55
birine 18
birinci katta 19
biri bana 23
birincisi 390
birinci kat 30
birisi var 21
birinin 43
birinci dünya savaşı 32
biri burada 17
biri geliyor 129
birini arıyorum 33
birini bekliyorum 30
biri vardı 17
birinci kural 18
birinci bölüm 38
biri gitti 31
biri mi öldü 17
biri burada 17
biri geliyor 129
birini arıyorum 33
birini bekliyorum 30
biri vardı 17
birinci kural 18
birinci bölüm 38
biri gitti 31
biri mi öldü 17
birim 01 25
birini seç 19
birini öldürdüm 16
birinci manga 18
birinci subay 32
birinci sınıf 101
biri hariç 30
birini seç 19
birini öldürdüm 16
birinci manga 18
birinci subay 32
birinci sınıf 101
biri hariç 30