English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ K ] / Kalk

Kalk traduction Anglais

39,546 traduction parallèle
Şimdi de kalkıp atına mı atlayacaksın?
Now's the time you want to get up on your high horse? Okay.
Bir şey yapmaya kalkışırlarsa bağır.
If they try anything, you yell.
Bugünlük diğer her şey rafa kalkıyor.
Everything else today is icing.
Hayır, bir kilometre uzakta kalkıyorum.
No. I clock out at a mile.
Bunu bana verdiğinde demiştin ki, her kim planımıza engel olmaya kalkışırsa, onu durdur.
You know, when you gave me this, you said to stop anyone who gets in the way of our plan.
Ben gündoğumuyla kalkıyorum, bebeğim.
Well, I rise with the sun, baby.
Güneşle mi, yoksa evladınla mı kalkıyorsun?
S-U-N or S-O-N?
Uçağım 3'te kalkıyor.
My plane leaves at 3.
Ayağa kalkın!
All rise.
Uçağın vaktinde mi kalkıyor?
Is your flight on time? Great.
Kalk.
Get up.
Şimdi ayağa kalk.
Get up.
Sakın bana havagazı satmaya kalkışma.
Don't you dare try to gaslight me.
- Hayır, uçağım yarın kalkıyor.
- No, my plane leaves tomorrow.
Kalk onu.
Get her up.
- Kalk onu.
- Get her up.
- Ayağa kalk.
- Get up.
Kalk. yukarı. yukarı!
On your feet. Up.
- kalk ve defol.
- Get up and get out.
Ayağa kalk.
Get up.
Ayağa kalk!
Get up!
Boyumdan büyük işlere kalkışmıştım.
I was clearly in over my head.
Bunun neye sebep olacağını bilmiyordum. Kalk.
I did not know what this would lead to.
Ayağa kalk!
Up!
Kalk! Otur şuraya.
You look at the camera.
Yörüngede yarım düzine gemi bekleteceğim, bizi durdurmaya kalkışan olursa benim emrimle Zairon'a inecekler.
I'll have a half dozen ships in orbit awaiting my instructions, ready to descend on Zairon should anyone try to stop us.
Darbe yapmaya kalkışmak.
Staged a coup.
Bu, organize suç ailesinin patronunu..... öldürmek için planlanmış büyük bir kalkışma demekti.
It's a very big deal in organized crime to try and kill the- - the leader of the crime family.
Hiç kimse ben kanıt bulana kadar bir şey yapmaya kalkışmasın.
Remember, no one does anything until I get confirmation.
Kalkışa hazırız. Kalkışa hazırız.
Ready for the launch, we are ready for the launch.
Tüm istasyonlar kalkışa hazır.
All stations verify ready for launch. T-minus 30 seconds.
- Bu sabah kalkıp ona geri dönmeye karar vermediğini nereden bilebilirim?
- How do I know she didn't wake up this morning and decide to run back to him?
Kalk gidelim hadi.
Come on.
Hükümlü kiralama ortadan kalkınca yeni bir sistem doğdu, Jim Crow sistemi Afrikalı Amerikalılara daimi olarak ikinci sınıf statüsü veriyordu.
And once convict leasing faded away, a new system was born, a Jim Crow system, that relegated African Americans to a permanent second-class status.
Haydi ayağa kalk.
Oh, come on, hey, get up.
Ayağa kalk Ross.
On your feet, Ross.
Mike, kalk artık.
Mike, wake up.
Ayağa kalk, evlat.
Get up, kid.
Yani buradan kalkıp ve şöyle derim... Şu düğüm doğru yerde olmadığı için korkunç bir aşçı olduğunu söyleyebilirim.
So I get up in here... and I say... see that knot right there that says you're a terrible cook.
Ayaga kalk.
Stand up.
Hadi. Kalk, kalk.
Get up, get up.
Kalk, Shelby.
Get up, Shelby.
Devam et, Flora, ve ayağa kalk.
You go on, Flora, and rise up.
- Kalk.
- Get up.
- Evet, kalk.
- Yeah, get up.
Kalk hadi, kalk.
Lift up, lift up.
Ya eğer hamileyken böyle tehlikeli işlere kalkışırsa?
What if she's pregnant and she pulls a stunt like that?
Bu davayla yatıp kalkıyorum.
I've been living and breathing this case.
Kalkıştan hemen önce bilet aldı.
That was 40 minutes after he landed on the flight from Stansted.
Ve kalkış.
And we have liftoff.
Kalkış gerçekleşti.
Liftoff, we have a liftoff!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]