Kendisine traduction Anglais
8,688 traduction parallèle
- Lütfen kendisine şükranlarımı...
Please express my... Safe travels, Lord Tyrell.
Buna arada sırada kendisine bakmam da dâhil.
That will involve looking at her from time to time.
Kendisine hizmet aşkıyla tutuşanları öldüren bir hükümdar, diğerlerini pek teşvik etmez.
A ruler who kills those devoted to her is not a ruler who inspires devotion.
Sanırım şehre geliyormuş, bana bir içki ısmarlayıp kendisine yeni bir temsilci bulup bulamayacağımı öğrenmek istiyor.
I guess she's coming into town and she wants to buy me a drink to see if I can help her find a new agent. Can you?
Şu anda ulaşamıyorum kendisine.
I couldn't reach him.
Görünüşe göre kendisine geçici olarak infazın ertelenmesi bahşedilmiş.
It appears he's been granted a temporary stay of execution.
- Barındığımız bu ev kendisine aittir.
This is his home we're sheltering in.
Kendisine sabah da ulaşabiliriz.
We can approach him in the morning.
Kendisine partner olacak birini istedi.
He has asked to have someone team up with him.
Ona güçlü olmayı ve kendisine güvenmeyi öğret.
Teach her to be strong, to trust in herself.
Hatta kendisine bile bahsetmeden aday gösterecektim kadını.
I should've just announced her nomination before I even asked her.
Gördüğüm kadarıyla da kendisine adil davranmıyorsunuz.
And the way I see it, you're not treating him fairly.
Görünen o ki daha demin kendisine fısıldadı,
It appears he just whispered to himself,
Kendisine iyi bakıldığı ve Başkan Petrov'a an meselesi olan salıverilmesi konusunda minnettardı.
He was being treated well and was grateful to President Petrov for granting his imminent release.
Böylesine bir ihanetten sonra kocamın kendisine en yakın kişiyi seçmesi normal.
Well, after such a sinister betrayal, it's perhaps no surprise that my husband has chosen the man closest to him.
Kendisine bildiririm.
I'll let him know.
Bence koşulun kendisine odaklanmamız lazım.
I think we need to keep our focus on the provision itself.
Kocam, kendisine gelen insanlara oldukça kibardır.
My husband is as generous as they come.
Kendisine gelen bazı insanlara.
Towards some people.
Yolda kendisine bir şey olmuş olmalı.
Something must've happened to him out on the road.
Kız, kendisine "Amcık Pompacısı" diyor ve Kawasaki sürüyor.
- Calls herself Muff Bulldagger and drives a Kawasaki.
Jason "panseksüel" olarak kendisine atıfta bulunurdu.
Jason would've referred to himself as "pansexual."
O bu ismi seçti. Çünkü kendisine sert ve keskin bir hava vermek istiyordu.
He picked that name... because... he wanted to be sort of as hard, sharp-edged.
Onu içeri alınca kendisine sormana izin veririm.
I'd let you talk to the guy once we bring him in.
Kendisine iletirim.
I'll tell him.
Bu annenin kendisine yardım etmez.
That's not gonna help Mama buy personalized.
Kendisine suçlama yapılmamıştı.
She was never charged.
Ve güç dünyadan barışı almak bunun oturdu kendisine verildi.
"and power was given to him that sat thereon to take peace from the earth."
Bu yüzden buraya gelip çocuğun gücünü kendisine alacak.
And that is why she will come here. To take the child's power for herself.
Görünüşe bakılırsa Birlik kendisine katılanları yeniden programlama safhasından geçiriyor.
Apparently, the League has some of their recruits undergo a process of reprogramming.
Kendisine arkadan saldırıldığı sırada belkide kapıyı açıp kaçmaya çalışıyordu.
He may have been attempting to run when he was attacked from behind.
Bunu kendisine o yaptı, onun için üzülme.
Hey. He did this to himself. Don't feel sorry for him.
Bashir, oğlu Abdul'ün kızları 5000 $ a kendisine sattığını söylüyor.
Bashir says that his son Abdul owed him 5,000 US dollars.
Kendisine "Teddy" denmesi hoşuna gidiyor mu onu da bilmiyorum.
I don't know if he likes being called "Teddy."
Kendisine engel olacak birine izin verecek biri değildir.
See, she ain't one to let such get in her way.
Ama bütün çalışanları kendisine saygı ve hayranlık duyuyor. Merak ediyor insan.
But all his employees respect and admire him, which, uh, makes you start to wonder.
Kendisine Diş Perisi denilmesinin hoşuna gitmediğini düşünüyorum.
I think he doesn't like being called the Tooth Fairy.
Komplocu, Hector Tontz kendisine çoktan bir anlaşma yapmış.
The co-conspirator, Hector Tontz... He's already cut himself a deal.
O kendisine yardım edemez.
She can't help herself.
İşte bu yüzden sen onun yanına taşınmalı ve kendisine gelmesini sağlamalısın.
- That's why you should move in with him and head her off at the pass.
Dolarhyde, kendisine özel yapılmış bir akrilik sete sahipti.
Dolarhyde had a new acrylic set just like them made to fit him. Chinese manufacturer.
O kendisine yeterince yapıyor zaten.
He already does enough of that himself.
Lütfen Clifford, kendisine zarar verecek.
Please, Clifford, he'll hurt himself.
Kendisine zarar vermeye niyetli olduğunu görmüyor musun?
Can't you see he's intent on hurting himself?
Nasıl yapmış bunu kendisine?
How could she have done this to herself?
Kendisine zarar vermeyeceğim.
She won't be hurt.
Crane iki tane aşılama protokolü geliştirmiş. Kendisine ve başka birine.
Crane developed protocols for two inoculations, himself and somebody else.
- Yaşlı kadın onu reddediyor, adam doktora gidiyor ve kendisine güzel bir yüz yaptırıyor.
- So, the old woman rejects him, he goes to the doctor, gets himself a pretty new face.
Tapınak kendi kendisine çöktü.
The temple collapsed on itself.
Neyse ki, Talbot'a, seni kendisine vereceğimize dair söz vermiştik.
Fortunately for you, we already promised you to Talbot.
Kendisine Flash diyor.
He calls himself the flash.
kendine iyi bak 816
kendi 44
kendine dikkat et 335
kendine 60
kendimi 187
kendine gel 419
kendisi 191
kendini 76
kendinize iyi bakın 182
kendini yorma 31
kendi 44
kendine dikkat et 335
kendine 60
kendimi 187
kendine gel 419
kendisi 191
kendini 76
kendinize iyi bakın 182
kendini yorma 31