English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ K ] / Kendisini

Kendisini traduction Anglais

11,316 traduction parallèle
Zaman kendisini tamir etmeye çalışıyor.
Time's trying to repair itself.
- Kendisini severim ama bence kafayı yemiş.
- Oh, I love the guy, but he's a nut.
Bugün kendisini bulamamıştım.
I couldn't track him down today.
Kendisini dinleyen herkese masum olduğunu söylemekte ısrar ediyordu.
He insisted to anyone who would listen that he was innocent.
Polis kendisini Maria'nın kayboluşuyla ilgili sorgulayana kadar ben de bilmiyordum.
I wasn't aware until the police questioned him about her disappearance.
Ne yaptığını bilmediğimiz ve kendisini tanımadığımız birine çok güçlü bir mesaj göndereceğiz bence.
I think we're really gonna send a strong message to whomever to stop doing whatever it is he or she is doing.
Kendisini ziyaret edip bize karşı davasını geri çekmesi için ikna edersin diyoruz.
We think it's a good idea for you to go and see him and get him to sign off on his lawsuit against us.
O gün Thanos kendisini evrenin yüce hâkimi olarak ilan etti.
On that day, Thanos declared himself supreme ruler of the universe.
Kendisini babun beyninin hayal ettiği tüm silahlara dönüşebilir.
He can turn himself into any weapon his baboon brain can imagine!
Kendisini mağdur ve yanlış anlaşılmış olarak görüyor.
He feels mistreated, misunderstood.
Bunu yapmak için kendisini spor denilen bir çeşit hücre içi geçici ölüm ile korumaya alır.
To do this, it protects itself with a sort of intracellular suspended-animation chamber called spores.
O vakit onun ibadeti kendisini, erdemli bir insanın dahi ulaşamayacağı bir mertebeye taşır.
Then his worship will bring him great fulfillment, such that even the righteous cannot achieve.
Linda'nın kendisini terk etmesine o kadar üzülmüş ki cep telefonunu bile evde unutmuş.
Yeah, Senior was so broken up over Linda, he forgot his cell phone at home.
Mr. Durst Texas'a gelip kendisini bekleyen suçlamalara karşı savunma yapacağı endişeliydi.
Mr. Durst is anxious to get to Texas to defend himself on the charges pending there.
Benim için kendisini feda edeceğini biliyordun!
You knew he would sacrifice himself for me!
Ne istersen getirirdi ama kendisini adı Mike'mış gibi hissettirecek şeyler yapmasına izin vermek zorundaydın.
She got you anything you wanted, but you had to let her do stuff that made her feel like her name was Mike.
Bilmiyorum ama Richie'nin cesetten kurtulma hikayesini bizim kendisini direkt olarak oraya götürmemiz için anlatmış.
I don't know, but he probably told us that story about Richie dumping a body so that we could lead him straight to it.
Jody kendisini sigorta şirketinden geldim diye ziyaret eden kadının eşkalini çizdirdi.
We just got that sketch back from Jody of the woman who visited her claiming to be from an insurance company.
Bu yüzden kardeşimin tahmin uğruna kendisini yok etmesine izin vermeyeceğim.
So I'm not gonna let my brother destroy himself on a guess.
Annen kendisini size şimdi söylemek zorunda hissetmeseydi keşke.
I'd hoped that Mum didn't feel that she had to tell you now.
Çünkü Jimmy'nin arkadaşı sadece yurtta kalanların her yediği naneyi bildiğini söylemedi. Bir de onu Hampstead'da "Nonoş Bar" diye bir yerde kendisini bir erkek müşteriye sunarken gördüğünü söylemişsin.
Because Jimmy's friend says not only did you pretty much know everything the residents were up to, but that you'd told him you'd seen Jimmy servicing a male client down an alley behind a Hampstead "queer pub".
Kendisini biraz benzetmemi istedi.
He asked me to rough him up a bit.
- Söder'in kendisini de.
- Nor Sà ƒ ♪ der.
Annesi, Afganistan'da delirdiği için kendisini suçlu hissediyordu.
His mom felt guilty because he went crazy in Afghanistan.
Bu hastalık kendisini obezitede gösterir ama sen zayıfsın George.
That's a condition associated with obesity, and you're slim, George.
Herkes annesinin kendisini koşulsuz sevdiğini bilir ama babalar bunu yüksek sesle söylemeli.
You know, everybody knows their mother loves them unconditionally, but fathers have to say it out loud, I think.
Kendisini kurtarma şansı verdim.
I gave him a chance to save himself.
Sana katılan bir doktor tanıyorum nispeten genç sayılacak biri, o da genetiklerden etkilenmiş kendisini ahlaktan, insanlıktan uzak gören biri.
I know of a doctor who agreed with you. A relatively young man also fascinated by genetics. A man who didn't concern himself with morality, humanity.
Bunu yaptığında, benim için ona kendisini bencermesini söyle, lütfen.
When you do, tell him to go fuck himself for me, please?
Aradım, bilirsin, Dallas hemen cevap bekliyor ama ben kendisini alüminyum folyoyla sarıp ve uzaylılarla falan konuşuyor olmasından korkuyorum.
I did, you know, and Dallas wants an answer now, but I'm afraid he's wrapped himself up in tin foil and is talking to aliens or some shit.
Kendisini yasaların üzerinde gören bir cani.
She is a criminal who thinks she's above the law.
Zayıftı, hastalandı ve öldü. Sonra yeni Lily doğdu. İstediğini elde eden ve kendisini kucaklayan bir aile bulan güçlü Lily oldu.
She was weak, she got sick and died, and then a new Lily was born, a powerful Lily who took what she wanted and found a family that embraced her,
Şeytani eylemler, pagan ritüelleri yaptığın söyleniyor ve kendisini.. .. ele geçirdiğini söyleyen.. .. çocuk senin odanda ölü bulunuyor.
You are suspected of ungodly acts, pagan rites, and the boy who says you involved him ends up murdered in your chambers.
O mücevher kendisini kendisi hakkında daha iyi hissettirmiş.
I mean, that jewelry made her feel better about herself.
Kendisini önemli hissettirmiş.
It made her feel like she mattered.
Kendisini Virginia Ruh Sağlık Spa Merkezi'nde etiketlemiş.
Yup, with a geotag at Virginia Soul Health Spa.
Kendisini öldürmemi o da istiyordu, biliyorsun.
You know he wanted me to kill him.
Herif daha doğrusu kendisini sinirlendirdi.
Guy practically pissed himself.
Kendisine, kendisini bıçaklıyor gibi göründüğü'intiharcı kral'da denilir. Tabii öyle olup olmadığı yada onun eli olup olmadığı tartışılabilir.
He's also called the suicide King because he appears to be stabbing himself, although it's debatable whether or not it's his hand doing the stabbing.
Anladığınız üzere, İngiltere krallığının kendisini bitirmeyi görev edinmiş kişilerle masaya oturması pek de sık rastlanan bir şey değil.
As you can understand, it's not often the King of England asks to sit down with the very people whose mission it is to end his reign.
Roma'dan beri kendisini takip ediyorum.
Yes. I've been tracking him since Rome.
Adli tıp tırnaklarında sizin derinizi buldu, kendisini öldürmenizi engellemeye çalışıyordu.
Forensics matched your skin under her fingernails As she fought to keep you from killing her.
Kendisini saplantı haline getirdiğini eminim Lane biliyordu.
I'm pretty sure that Lane knew you were obsessed with him.
Her halükarda, sabahki ziyaretiniz onu şaşırtmış olmalı. Zira kendisini buraya ben davet etmedim.
Either way, your visit to her this morning must have rattled her, because I didn't invite her to come down here.
Şurası ortada ki, kendisini takip edenin onu Olimpos'u kullanarak takip ettiğinin farkında değil.
Obviously, she failed to understand that her stalker had been using Olympus to watch her all along.
... bir ölüm emri verdi ama bu, kendisini özgürlüğe bir adım dahi yaklaştırmadı.
that saves Genovese, but does nothing to earn Luciano his freedom.
Makine'nin kendisini birden fazla noktaya dağıtmış olması muhtemel.
It's possible that the Machine has distributed itself in more than one place.
Makine kendisini lüks bir binada saklamıyordur herhalde.
Surely, the Machine isn't hiding itself in a high-end apartment building.
O kadar zor anlaşılır bir kara kutu ki kendisini Tanrı bilir nereye taşıdı.
The black box so slippery it moved itself to God knows where?
Kendisini direkt olarak ülkenin elektrik şebekesine yükledi.
It uploaded itself directly into the nation's electrical grid.
O bok kafalı kendisini..
- That hothead's about to get himself into some hot water.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]