Olan oldu traduction Anglais
2,378 traduction parallèle
Kedi : Niye bağırıyo ki bu? Olan oldu zaten!
He shouldn't cry over spilled milk.
Olan oldu.
The damage is done.
Hayır, artık olan oldu, kafasında hep evlilik var.
No, it's already out there, it's in his head... marriage.
Bebeğim, olan oldu.
Baby, what's done is done.
Olan oldu.
What's done is done.
Olan oldu bir kere.
What's done is done.
Olan oldu, artık unutalım.
What happened happened.
Olan oldu.
Well, what's done is done.
Olan oldu artık.
Whatever happened, happened.
Olan oldu, onlar kendi başının çaresine bakacaktır, onun için şimdi beraberiz, Thor.
Whatever was happening, it will take care of itself, for we are together now, Thor.
Olan oldu bir kere.
But what's done is done.
Katılırsın ya da katılmazsın, olan oldu!
Agree or not, it's done!
Olan oldu.
It's done.
Olan oldu.
What's done is done and done.
Olan oldu Frank.
What's done is done, Frank.
Sonra olan oldu.
And then it just kicked off.
İşler bu hale nasıl geldi iyi biliyorum. O mahkemeden çıktığı anda olan oldu zaten.
I know where he's at and where he's at is not where he started when he left the courthouse.
O mahkemeden çıktığı anda olan oldu zaten.
Where he's at is not where he started when he left the courthouse.
Şirket tarafından terapiye katlanmam emredildi. Çünkü olan oldu.
I was ordered by my company to undergo therapy because this is what happened.
Senin saçmalıklarını dinlerken olan oldu.
I was listening to your bullshit.
Bu oyunda çıkarı olan herkes beni kullandı ve engel oldu.
Everybody with an agenda in this game has played me up and down the block.
Aynen, bu durumda Sam'den çok daha zinde olan astronot Tyler'ın Randal'ı itebilmek için zamanı vardı. Bu çılgınlık. Sonra ne oldu?
Right, so, Tyler the astronaut- - who is much fitter than Sam- - had time to- - push Randal off- - that's insane.
Sırf bana değil, hepimize olan şey oldu.
Something happened to all of us, not just me.
Kaderle olan randevumuz, sadece ertelenmiş oldu.
Our appointment with destiny has merely been delayed.
Farkına vardım ki tüm inandığım, doğru olan her şey... son hassas geçen birkaç ay içerisinde tepetaklak oldu.
I find that... all that I believed, all that I held true has been turned upside down in these last few fragile months.
Akşam yemek yedik. Böylece son derece çirkin ve değersiz olan bu adamı tanıma fırsatım oldu.
We had dinner so I could get to know him and find what you see in such an ugly, insignificant guy.
O zaman gerçekleşen başlıca olaylardan birisi de, esasında biyolojik bir silah olan hastalıkların kıtaya taşınması oldu.
One of the main things that happened was the introduction of diseases, which was basically biological warfare.
Aile için kullandığımız araba, en uzun süredir elimizde olan araba. 12 yıl önce ikinci el aldığımız bir Toyota Previa. Her türlü anımız oldu o arabada.
The one we use for the family is the car we have had the longest, which is, we've got a Toyota Previa, bought second hand 12 years ago, and we've had any number of scrapes in it.
Üstat, belki de var olan hayatın ne kadar kısa ve önemsiz olduğunu bu kadar çok irdelediğimiz için Agarta, belki de bugün, bu kadar harap oldu.
Elder, perhaps it is because the world of Agartha has learned too much about how short and meaningless life is in the present... Isn't that why it has begun to fall into ruin?
Şili'de olan onca kaos sadece bir sır ortaya çıktığı için oldu.
In Chile, all that chaos that happened because one secret was released.
- Ne? Geçmiş dört saat içinde bilgin dahilinde olan bir alkol tüketimi oldu mu?
Did she consume any alcohol in the last four hours to your knowledge?
Eşinizin Lindsey'le olan ilişkisinden ne zaman haberiniz oldu?
When did you learn of your husband's affair with Lindsey?
Yani nereden bakarsanız bakın masum bir adam olan Alex Baker balkondan aşağı bir kar küresi uğruna atılmış oldu.
So for all intents and purposes, Alex Baker, an innocent man, was thrown off of a balcony for a snow globe.
Peki ya bazıları yaşam için hayati olan ve birçoğunu değerli saydığımız diğer elementlere ne oldu?
What of the remaining elements, some of which are vital for life and many of which we hold most precious?
Sonra yetkililer gelip onu aldılar. Gözden ırak olan gönülden de ırak oldu.
You made her your mission, and then the social worker takes her away, and... you know, out of sight, out of mind.
Kokmaz bulaşmaz tavşan boku gibi. Olan bize oldu.
We're the ones who were hard done by.
Önemli başarılarım oldu ve bu onları işe sokarak onlara olan borcumu ödemek için bir fırsat.
You know, I've had huge success, and this is my chance to pay that forward and help them get work.
Olan bana oldu.
It's something to me.
İnanılmaz değerde olan sanat eserlerinin yüklü olduğu bir Alman denizaltısı buldunuz. Sanat eserleri yangında yok oldu. Yangının dolap olduğuna ve sanat eserlerinin hâlâ var olduğuna inanılıyor.
You discovered a German U-Boat with an incredibly valuable cargo of art aboard, the art was destroyed in a fire, believe the fire may have been a ruse, and the art still exists.
Diğer taraftan, bir barmen olan Sean, bir gece içinde efsanevi bir mimar oldu.
Sean being a bartender, on the other hand, became a legendary architect overnight.
Bu, devletin Baja California eyaletine egemen olan birkaç suç çetesiyle savaşmak için polis şefi olarak görevlendirilen General Salomon Duarte'nin ana gündemi oldu.
It has been General Salomón Duarte's primary agenda after being named chief of police for the state to combat various criminal groups that are taking over the state of Baja California.
Kilise korosunda yer alan ve izci olan bu genç 1966'da Texas Üniversitesi'nin saat kulesine tırmandı ve askeri eğitimi ve uzun menzilli tüfeklerini kullanarak Amerika'nın ilk seri katili oldu.
A former altar boy and eagle scout, he climbed the university of Texas clock tower in 1966 and, using his high-powered rifles and marine training, he became America's first spree killer.
Homo erectus'a olanın aynısı oldu.
The same thing that happened to Homo erectus.
Olan sana oldu diye beni de boka batıracağını mı sandın yani?
And just because you've lost your balls doesn't mean you're gonna take me down with you.
Bir bebek oyunu olan "ce-ee" ona hayatı boyunca kullanacağı bağlantılar kurmasında yardımcı oldu.
A childhood game of peekaboo has helped her build connections that will stay with her for the rest of her life.
Sana olan şeyler aynen bana da oldu.
It was done to me as much as it was done to you.
Projeye olan inancım, Teşkilatta iki yıl kaybetmeme neden oldu.
My blind faith in that project set me back two years at the Agency.
Ama geçen gece olanlar oldukça yeni ve her şey çok hızlı oldu. Ve o insanınla olan ilişkin hâlâ tamamen sona ermedi.
But last night- - it's just this is all so new and everything's happening so fast and- - and you're still not quite over your human.
Jean-Pierre'in müziğe olan tutkusu ona evrenin sınırlı olduğunu söyleyen bu fikri geliştirmesine neden oldu.
Jean-Pierre's passion for music gave him a profound cosmic insight - - that the Universe appears to be finite.
Bu geceki konuğumuzun, vaftiz ismi ile Vincent olan... ama sonra Rock yıIdızı oldu ve rockvari bir isim seçti, Alice.
My guest tonight was christened Vincent but then he became a rock star and decided he needed a rock-starry name so he changed it to Alice.
Ama şimdilik bizim tarafımızda olan bir göt oldu.
It's just now he's a dick that's on our side.
olan oldu artık 19
oldu 1287
öldü 1127
oldu mu 547
öldü mü 447
öldüm 57
oldum 49
oldukça 284
öldün 58
öldürdü 16
oldu 1287
öldü 1127
oldu mu 547
öldü mü 447
öldüm 57
oldum 49
oldukça 284
öldün 58
öldürdü 16
öldürdün 19
öldür 344
öldürecek 16
öldüreceğim 51
olduğunu biliyorum 33
öldürürüm 37
öldüğünde 37
öldürür 25
oldu bil 39
öldürmek 62
öldür 344
öldürecek 16
öldüreceğim 51
olduğunu biliyorum 33
öldürürüm 37
öldüğünde 37
öldürür 25
oldu bil 39
öldürmek 62
öldürülmüş 50
oldu o zaman 19
öldük 27
olduğun yerde kal 516
öldürecekler 16
öldürdüm 50
öldürüldü 143
öldün mü 25
öldür beni 219
oldu bitti 17
oldu o zaman 19
öldük 27
olduğun yerde kal 516
öldürecekler 16
öldürdüm 50
öldürüldü 143
öldün mü 25
öldür beni 219
oldu bitti 17