Rezalet bu traduction Anglais
615 traduction parallèle
İşte içine düştüğüm rezalet bu kaptan.
So that's the mess I'm in, Skipper.
Rezalet bu!
This is outrageous!
- Rezalet bu.
- That's outrageous.
Rezalet bu.
that scandal.
Bu ne rezalet!
This is a disgrace
Bu ne rezalet, operet tam bir başarısızlık!
What a disgrace, the operetta is a failure!
Bu yaptığınız şey tam bir rezalet.
You make a fine mess of it.
Bu bir rezalet.
This is an outrage.
Bu bir rezalet. Ben önce yemeğimi bitireceğim.
Its an outrage. I ´ mm going to finish my dinner.
Senin pozisyonunda ki birisi için bu bir rezalet.
This is an outrage. A man in your position.
Bu rezalet...
This is outrageous.
Bu bir rezalet!
This is an outrage!
- Bu bir rezalet.
- This is disgraceful.
Bu bir rezalet Haggerty.
This is terrible, Haggerty.
- Bu bir rezalet.
- This is an outrage.
Bu rezalet bana ne kadar bencil olduğumu gösterdi.
This mess has made me realize how selfish I've been.
Hımm, bana sorarsan bu bir rezalet?
Well, if you ask me it's disgraceful,
Bence bu... rezalet.
I think it is... scandalous.
Bu bir rezalet.
I say this is outrageous.
Doğru anımsıyorsam, "Bohemya'da Rezalet" adını verdiğin öyküde sis ve yangın alarmı konusunda yaptığım küçük deneyi yazmıştın. Bu öykü Strand Magazine'de daha yeni yayınlandı.
If I remember correctly, you wrote about my little experiment with the smoke and the cry of fire in the story you entitled "A Scandal in Bohemia", which has just appeared in the Strand Magazine.
Bu resmen rezalet.
It's simply an outrage.
Bu rezalet.
It's ridiculous.
Bu rezalet.
This is outrageous.
Bu rezalet yerde hiçbir şey bulamazsın!
In this awful place you can't get anything!
Bu ne rezalet!
This is outrageous!
Bu tam bir rezalet!
This is positively outrageous!
Bu bir rezalet!
This is a disgrace!
Bu rezalet olur.
That would be degradation.
- Bu rezalet mi bayram?
- This charade? !
Bu ne rezalet! Eskiden böyle mi kırbaçlanırdı?
It's not like the good old days!
Tek söyleyebileceğim, bu geceki gösteri rezalet olacak.
All I can say is, tonight's show is gonna be a mess.
Bu rezalet.
Outrageous.
Philippe, rezalet çıkartıyorsun. Bu hiç hoşuma gitmiyor.
Philippe, you're causing a scene, and I hate that.
Göze çarpmayacak bir tekne istemişsiniz ama bu rezalet!
They said you wanted a boat no one would notice, but that's a disgrace!
Bay Bracket, bu Webster tüm reklam camiası için bir rezalet.
Mr. Bracket, this man Webster is a disgrace to the business.
- Bu bir rezalet, bayım!
A scandal! - What happened?
- Evet bayım! Bu bir rezalet!
- Yes, it's a scandal.
- Ama bu bir rezalet!
- Really, this is outrageous!
Bu rezalet, hamam çok uzakta.
It's awful, the bath so far away.
Bu rezalet!
It's outrageous!
Bu bir rezalet! Duydun mu beni?
It's a disgrace.
Bu mümkün değil, Komiser! Bu bir rezalet!
But this is outrageous.
Bu bir rezalet.
It's a disgrace.
Bu bir rezalet.
This is outrageous. [DUCHESS BARKING]
Çünkü raporun bu eklenmeden de rezalet durumda.
Because your record already looks like a bunch of pig tracks.
Bu bir rezalet!
- GERMAN ACCENT :
Doktor, bu rezalet hakkında siz ne düşünüyorsunuz?
Doctor, what do you think about this reproachable event?
Şaklaban bunlar. Ne bu rezalet böyle? "
He's a clown, what is this?
Bu devasa hal rezalet.
A gigantic pattern is vile.
Bu bir rezalet!
It's a disgrace!
Bu büyük bir rezalet.
It's disgraceful!