Senin işin traduction Anglais
6,465 traduction parallèle
Anlıyacağın, senin işin...
So your job...
Düşünmüştüm ki senin işin...
I thought that was your job...
senin işin gizli servisi atlatarak okulundan 500 mil uzaklıktaki bir partide körkütük sarhoş olmanın iyi bir fikir olduğunu düşünmeni sağlayan şeyi anne ve babana açıklamak.
Your job is to explain to your parents why you thought slipping your secret service detail to get wasted at a party 500 miles from your school was a good idea.
Vardiyan süresince, zamanını nasıl geçireceğini biliyorsun. Senin işin bu.
You know, how you spend your time off shift, that's your business.
Senin hayatın, senin işin.
Your personal life, that's your business.
Beni korumak senin işin değil.
Protecting me, that's not your job.
Gelecek yıl bu şey senin işin olacak.
Next year this is your job.
Mills, senin işin mi bu?
Wow. Mills, this your doing?
Senin işin bu.
It's what you do.
O senin işin.
That's your job.
Antrenörlük senin işin değil.
Coaching's not your thing.
Yolda Joe'yla konuşmaya çalıştım ama bu senin işin.
I tried to talk Joe down on the way here, but that's your thing.
Artık bu senin işin.
That is now your role.
Bu senin işin.
That's your job.
Böyle şeylere kafa yormak senin işin değil...
Not job to worry about these things.
Haber başlıklarını derinlemesine işlemek senin işin.
It's your job to go beyond the headlines.
Ancak bu dünyada gerçek bir farklılık yaratmak istiyorsan göründüğünden çok daha zor. Senin işin de para saçmak.
Your job is giving away money.
Bunu bilmek senin işin.
That's your job to figure out.
Bu senin işin yani.
Wow. So, that's your thing then.
- Senin işin soru sormak değil.
It's not your job to ask questions.
Senin işin bitti.
You're done.
Bu senin işin mi yoksa benim mi?
That your handiwork or mine?
Şimdi senin işin Komalinin Pencapta olan ailesiyle konuşmak.
Now your job is to talk to Komal's parents in Punjabi.
senin işin çok zor!
You have it so hard.
- Senin burada ne işin var?
- What the hell are you doing here?
Burada ne işin var senin Nadia, saati 12 dolar için telefonlara bakmak falan?
What are you doing here, Nadia, answering phones for 12 bucks an hour?
Bu işin senin açından nasıl biteceğini ikimiz de biliyoruz.
We both know how this ends for you.
ifadeyi duydun sanırım burda ne işin var senin?
Guess you heard already. What are you doing here?
Senin ise bir işin var.
You have a job.
Çünkü bu senin kişisel bir işin.
Because this is personal for you.
Hayır, hayır, bu küçük bir çocuk ve annesini umursamayacak kadar sıkışık olan onlara çok acı çektiren sistemin, yani senin kişisel işin.
No, no, no, this is personal for a little boy and his mom who've been put through hell because the system, meaning you, is too jammed up to give a damn about them.
- Ivy, burada ne işin var senin?
Ivy..., what are you doing here?
- İşin yoksa senin bu akşam saat 7'de
So if you have nothing else to do,
Senin mevki atlama işin olabilir, ha?
Could be your O.J. case, huh?
İşin senin çözmek için tutulduğun tarafını hallettik. Ama hala işimiz olabilir.
We've solved the problem that you were hired to address, but we might still have work to do.
Tamamiyla bunu soylemek istiyordum Kitty den yardim istediginde ben orada miydim senin zevksiz yan isin icin.
That's exactly what I would have said had I been present when you asked Kitty for her assistance with your tawdry side job.
Şimdi senin yasal bir işin mi var?
You have a legitimate job?
Peki ya senin şu ot işin ne oldu?
What about your pot business?
Burada ne işin var senin?
What are you doing here?
Burada ne işin var senin?
Why are you here?
Çok sağ ol ama senin de kendi işin var...
Thank you, but really, you have your thing and...
Bu senin yeni işin.
Now this is your new job.
Asıl senin ne işin var?
What are you doing here?
Ben Karen Moreno'yu görmeye gelmiştim asıl senin ne işin var burada?
I'm here to see Karen moreno.
Ben de senin gibi bu işin bir an önce bitmesini istiyorum. Ancak bana neler gördüğünü söylemelisin
I want this over as quickly and as badly as you do, but you gotta tell me what you're seeing.
Burada ne işin var ki senin? Evsiz!
Man, what are you doing here, homeless?
Tanrı aşkına, senin burada ne işin var Kyle?
Shoot for sherbet. What are you doing here, Kyle?
Ne işin var senin burada?
What the devil are you doing here?
Bu senin normal isin mi?
Does this normally work for you?
Ama belki, tum bunlardan sonra bu senin isin degildir.
But maybe, it's not really your job, after all.
Ama Annem dedi ki, senin bir işin yokmuş.
But mom says you do not have a job.
senin işin bu 21
senin işin bitti 18
işin 35
işini 16
işınla 31
işin var mı 24
işin bitti mi 39
işin bitti 115
işınlayın 81
işine bak 80
senin işin bitti 18
işin 35
işini 16
işınla 31
işin var mı 24
işin bitti mi 39
işin bitti 115
işınlayın 81
işine bak 80
işinin başına dön 48
işini bitir 29
işinin başına 19
işini yap 42
işiniz bitti mi 20
işiniz bitti 25
işini seviyor musun 21
işinize bakın 35
işini bitireceğim 18
işinizin başına 44
işini bitir 29
işinin başına 19
işini yap 42
işiniz bitti mi 20
işiniz bitti 25
işini seviyor musun 21
işinize bakın 35
işini bitireceğim 18
işinizin başına 44
işin aslı 146
işinizin başına dönün 22
işinize dönün 51
işin sırrı 20
işin gerçeği 35
işin doğrusu 120
işınlanıyor 21
işınlama odası 49
işine geri dön 18
işine dön 42
işinizin başına dönün 22
işinize dönün 51
işin sırrı 20
işin gerçeği 35
işin doğrusu 120
işınlanıyor 21
işınlama odası 49
işine geri dön 18
işine dön 42