Seninle konuşmak istiyor traduction Anglais
1,464 traduction parallèle
Anladım, seninle konuşmak istiyor.
Ah, she wants to talk to you. Got it.
Bernard gerçekten seninle konuşmak istiyor.
Bernard really wants to talk to you.
Seninle konuşmak istiyor.
She wants to talk to you.
İşte, seninle konuşmak istiyor.
Here, he wants to talk to you.
Seninle konuşmak istiyor.
He wants to speak with you.
Devlet Müsteşar Yardımcısı beş dakika içinde görüntülü bağlantı kuracak ve seninle konuşmak istiyor.
The Deputy Secretary of State is coming on an MTAC in five minutes and she wants to speak with you.
Abby seninle konuşmak istiyor.
Abby needs to talk to you.
David adam onkez aradı seninle konuşmak istiyor.
David, he's called like 10 times. He wants to talk to you.
Teşekkürler. Miranda seninle konuşmak istiyor. Smith eşcinselmiş!
And Miranda really wants to talk to you, and Smith is gay.
Yarbay Carter önce seninle konuşmak istiyor.
Colonel Carter wishes to speak with you first.
- Seninle konuşmak istiyor.
She wants to talk to you.
Sen olduğunu sana biri seninle konuşmak istiyor.
Someone wants to chat with whoever's pretending to be you.
Galiba seninle konuşmak istiyor.
It seems like he wants to talk to you.
Babam seninle konuşmak istiyor.
Daddy wants to talk to you.
Seninle konuşmak istiyor.
She wants to speak to you.
Şerif'e bağlayacaktım ama seni istedi. Televizyonda görmüş. seninle konuşmak istiyor.
I was gonna turn him over to the Sheriff's, but he says he saw you on TV and he wants to speak with you.
Biri seninle konuşmak istiyor.
Somebody wants to talk to you.
Birisi seninle konuşmak istiyor.
Someone wants to speak to you.
Seninle konuşmak istiyor.
- He wants to talk to you.
- Trueman alçağı seninle konuşmak istiyor.
Trueman, the Ass. VP, wants words.
- Um, Christina seninle konuşmak istiyor. - Eğlence sona erdi.
- Christina wants to talk to you.
- Mary seninle konuşmak istiyor.
- Um, Mary would like to talk to you.
Sadece seninle konuşmak istiyor.
She just wants to talk to you.
Ama o hala geleceğinle ilgili seninle konuşmak istiyor.
But he's still willing to talk about your future.
Seni TV'de görmüş ve seninle konuşmak istiyor.
He saw you on TV and wants to talk.
Babam seninle konuşmak istiyor.
My father would like to speak to you.
Seninle konuşmak istiyor.
He'd like to talk to you.
Tamam, seninle konuşmak istiyor.
All right, he wants to talk to you.
Üç silahşorlar seninle konuşmak istiyor.
Larry, Curly, and Moe want to talk with you.
CBS avukatları seninle konuşmak istiyor.
The CBS lawyers wanna talk to you.
Larry'e "Tommy seninle konuşmak istiyor" diyorum.
So I tell him now. Tommy say, "Yeah, I wanna talk to Larry."
Ryna, karım seninle konuşmak istiyor.
Ryna, my wife would like to talk to you.
Babam seninle konuşmak istiyor.
He wants to talk to you.
Sanırım seninle konuşmak istiyor.
I think she wants to talk to you.
Galiba seninle konuşmak istiyor.
She probably wants to talk to you.
- Seninle konuşmak istiyor.
- He wants to talk with you.
- Um, Christina seninle konuşmak istiyor.
- Um, Christina wants to talk to you.
Baba seninle konuşmak istiyor.
Dad wants to talk to you.
Driscoll seninle konuşmak istiyor.
Driscoll wants to talk to you.
Driscoll seninle konuşmak istiyor.
- Driscoll wants to talk. - Stand down.
Buchanan seninle konuşmak istiyor.
- Buchanan wants to talk to you.
- David Palmer seninle konuşmak istiyor.
David Palmer for you.
Mike Novick seninle konuşmak istiyor.
Mike Novick needs to speak with you.
Çin konsolosluğundan müfettiş seninle konuşmak istiyor.
The investigator from the Chinese consulate wants to talk to you.
Seninle konuşmak istiyor.
He wants to talk to you.
- Geçen hafta sonundan sonra seninle hala konuşmak mı istiyor?
She still talking to you after last weekend?
Beyaz saçlı McLaughlin seninle yalnızca konuşmak istiyor.
White hair McLaughlin only wants to talk.
Ama o seninle konuşmak istiyor.
Okay? Trust me.
Seninle konuşmak istiyor.
She wants to talk to you. It's okay.
Jenny, tatlım, Jason seninle bir kaç şey konuşmak istiyor.
Jenny, sweetheart, Jason would like to have a word with you.
Dursana, Hanna, hemşire seninle bir konuşmak istiyor.
Hanna, the nurse here, she wants to have a word with you. Okay.
seninle konuşmak istiyorum 561
seninle konuşmak istiyordum 23
seninle konuşmak istiyoruz 30
seninle konuşmak istemiyorum 39
seninle konuşmak güzeldi 57
seninle konuşmak istedim 34
konuşmak istiyorum 121
konuşmak istiyor 16
istiyorum 518
istiyorsun 66
seninle konuşmak istiyordum 23
seninle konuşmak istiyoruz 30
seninle konuşmak istemiyorum 39
seninle konuşmak güzeldi 57
seninle konuşmak istedim 34
konuşmak istiyorum 121
konuşmak istiyor 16
istiyorum 518
istiyorsun 66
istiyor 63
istiyorum ki 20
istiyor musun 190
istiyoruz 36
istiyorsan 64
istiyor musunuz 17
istiyordum 17
senin adın nedir 33
senin adın ne 311
senin 814
istiyorum ki 20
istiyor musun 190
istiyoruz 36
istiyorsan 64
istiyor musunuz 17
istiyordum 17
senin adın nedir 33
senin adın ne 311
senin 814
seninle 184
seninle olmak istiyorum 35
senin için çıldırıyorum 35
seninle evlenmek istiyorum 67
senin yüzünden 95
senin adına sevindim 78
senin için 556
senin derdin ne 338
seninleyim 95
seninle gurur duyuyorum 314
seninle olmak istiyorum 35
senin için çıldırıyorum 35
seninle evlenmek istiyorum 67
senin yüzünden 95
senin adına sevindim 78
senin için 556
senin derdin ne 338
seninleyim 95
seninle gurur duyuyorum 314