Size değil traduction Anglais
3,043 traduction parallèle
Size değil Archer'a kızgınım.
I'm not mad at you, I'm mad at Archer.
Bu bir komplo değil size karşı.
This is not a conspiracy against you.
Hiç önemli değil, lordum. Size hizmet etmek- - Teşekkür ederim.
It's a great honor- - thank you.
Hayatım tehlikede değil, ve size anlatmadığım için üzgünüm.
My life is not in jeopardy and I'm sorry I didn't tell you sooner.
Ben size birazdan yetişsem sorun olmaz değil mi?
Do you mind if I catch up with you?
Biliyorum haddim değil ama,.. ... size bir tavsiyede bulunabilir miyim?
I know it's not my place, but do you mind if I give you some advice?
- Size ait olanları göndermemiz için bir adres bırakın. - Problem değil Bay Carson.
Leave an address where we will forward what is owing to you.
Size olamayacağını söyledik, değil mi?
We told you it couldn't be, didn't we?
Size defalarca söylediğim gibi, mahkemede Jack'in olması gerek, benim değil.
Like I told you ten times, Jack should be on trial here. not me.
Çünkü cevapları size lazım değil, öyle değil mi?
Because the answers aren't for you, are they?
Hesap numaraları, ayrıca gerçekte size bile ait olmayan mortgage varlıklarını ispat ederken ihtiyacım olacak her şey. Tabii beş para etmez olanlar dahil değil.
The account numbers, everything I need to prove that the majority of your mortgage assets aren't even yours... except, of course, the worthless ones.
Size söyledim, para burada değil.
I told you it's not here.
Size göre hava hoş tabi, baktınız olcek gibi değil gaçın gidin İstanbul'a.
When it's not going to work out you can always run back to Istanbul.
Yemeğinizin size karşı koyamayacağını sanıyordunuz, değil mi?
Bet you're not used to having your food fight back, eh?
Bu gizli değil ve size haklarınız okundu.
It's not a secret, and you did get your rights read to you.
Buraya gelirseniz Dignitas refakatçileri ile tanışacaksınız - doktorları ile değil - ve onlar size yardımcı olacaklardır.
'If you come here you'll be met by two Dignitas escorts -'not doctors - who guide you through the process.'
Size karşı defalarca yenilmesine rağmen vazgeçmedi değil mi?
Losing to you didn't stop her from running again and again, did it?
Size Na-mi'nin kızının belalılarını patakladığımızdan bahsetmedim, değil mi?
Didn't I tell you about when we beat up Na-mi's daughter's bully?
Size durun dediler değil mi?
Why don't you stop it?
"Truva Atı" mevzusu başına bela olmuştu. Bunu size de söylemişti, değil mi, Eleanor?
He told you he'd stumbled across Trojan Horse, didn't he, Eleanor?
Size yardım edersem, bir de yeni araba değil mi?
And a new car if I help you, yes?
Size göre, kızınızın başına gelebilecek en kötü şeyin sağır olmak olduğunu düşünüyorsunuz, değil mi?
Because being deaf is the worst possible thing you could imagine for your daughter, right?
Eminim ki Glen size, Tina'yla ben çıkmaya başladıktan sonra, velayet için nasıl savaştığını anlatmıştır. Eric'in gayri ahlâki bir ortamda büyüdüğünü söylüyordu, değil mi?
I'm sure Glen told you how hard he fought for primary custody after Tina and I started seeing each other, saying that Eric was growing up in an amoral environment, right?
Benimkileri giyersin. Ayak ölçülerimiz aynı, değil mi?
Wear mine We're the same size
Mesele balonun büyüklüğü değil, kaldırıp kaldıramayacağındır.
As Rick Paxton will tell you, it's not the size of the balloon, it's whether you can get it off the ground.
Size bina güvenli değil dedim!
I just said the building's not safe!
- Size söyledim. O silah benim değil.
I told you, it's not mine.
Hoş değil... Size izin vermemiştim!
That was not- - that was not--I did not give you permission to do that.
Tamam beyler, size mola aldırmamı istemiyorsunuz, değil mi?
Okay, boys, you don't want me to give you a time-out now, do you?
Bunu size söylemiştim, öyle değil mi?
Didn't I tell you?
Kızım sizin dedektiflerinizden biri diye size ihtiyacınız olan bilgiyi benim vereceğimi mi düşünüyorsunuz sizin de çalışmanıza hiç gerek kalmaz böylece değil mi?
Because I'm the father of one of your detectives, I should provide you with all the information you need so you don't have to work for it?
Bazı çocukların buna ihtiyacı olmadığını söylemiyorum. Ama hepsi bir değil!
I'm not saying that some kids don't need them, they do, but one size does not fit all.
Allison 38 beden değil, hayır.
Allison is not a size two...
Geç kalmıştınız teklifler size göre çok yüksekti değil mi?
You were running late, only the stakes for you were much higher, weren't they?
Şimdi, benim işim bir hata yaptınız diye size ceza kesmek değil.
Now, my job's not to pull you over for one moving violation.
Meme başlarının büyüklüğü göğüs büyüklüğüne uygun değil.
it's that the diameter of the areola is not proportionate to the size of the breast.
Bu kaset size ait değil mi?
This tape isn't yours?
Tüm bu olan bitenler size gayet normal geliyor, değil mi?
This must all seem kinda normal for you, right?
Ve sonra eşiniz size istediğiniz şeyi verdi, değil mi?
And then she gave you what you needed, didn't she?
Bayan Bell, dışarıda size uygun bir yer mevcut değil.
Mrs. Bell, there's nowhere for you to go out there.
Hayır, o size ait değil.
No, it's not yours.
Size bunu Albay Thornton yaptırıyor, değil mi?
Captain Thornton put you up to this, didn't he?
Kimi aradığına dair, size bir ipucu vereyim Phil Jackson değil.
I'll give you a hint who he called... it wasn't Phil Jackson.
Yapmak üzere olduğumuz şey için tam yüklü değil ama ben size Ford'un neden en iyi bir kamyonet olduğunu ispatlamak istiyorum.
It's not load-rated for what we're about to do, but I just want to prove to you why Ford is the ultimate truck.
Bir beden küçük alabilirdim, değil mi?
I could've gotten one size smaller, right?
Bir boks maçını 35 mm ile değil, 63 mm ile çekti.
He filmed a boxing match, not with the standard size of film, 35 millimeters, but with a negative that was 63 millimeters wide.
Davanın boyutu umrumda değil Diane.
I don't care about the size of the suit, Diane.
Size söyledim bu kişisel bir şey değil.
I told you, it wasn't personal.
Ne yazık ki hafızamız cüssemiz kadar büyük değil.
I'm afraid our memory is not as great as our size.
Şimdi size söylersem sürprizi bozulur, değil mi?
Uh, it wouldn't be a surprise if I told you, now would it?
Oh, öyleyse bu satın alma siparişlerindeki imzalar, size ait değil?
Oh, so then these aren't your signatures on these purchase orders?
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi canım 39
değil mi dostum 28
değil misin 154
değil mi anne 66
değil miyim 77
değil mi ya 25
değil mi çocuklar 56
değil mi efendim 66
değilsiniz 26
değil mi canım 39
değil mi dostum 28
değil misin 154
değil mi anne 66
değil miyim 77
değil mi ya 25
değil mi çocuklar 56
değil mi efendim 66