Yalancısın traduction Anglais
2,447 traduction parallèle
Sen çok kötü bir yalancısın.
You're a really bad fucking liar.
Sen bir yalancısın!
You're a fucking liar!
Sen bir yalancısın.
You're a liar.
Sen de en az bu düzenbaz kadar yalancısın.
You're as big a liar as this fabricator!
Kötü bir yalancısın.
You're a terrible liar.
Nasıl biri olduğumu bilmiyorsun... neymişim ben? Sen bir yalancısın.
What... you don't know what I'm... what is so like me?
- Sana yalancısın demiyorum.
I'm not calling you a liar.
Sen adi bir yalancısın.
You're a big, fat liar.
Daha kötüsü yalancısın!
Worse, you're a fucking liar.
Sen bir yalancısın.
You are a liar.
Diyeceğimi yanlış anlama, hayatım ama sen inanılmaz iyi bir yalancısın.
And don't take this the wrong way, sweetheart, but you are an amazing fucking liar.
Çok kötü bir yalancısın.
Aren't you a terrible liar?
- Sen bir yalancısın, Dean.
- You're a liar, Dean.
Tam bir yalancısın!
You're a big liar!
Yalancısın.
" You're a liar.
Güzel bir yalancısın.
Wow, you're a good liar.
Sen çok kötü bir yalancısın, Rachel.
You're a terrible liar, Rachel.
Çünkü çok kötü bir yalancısın.
Because you're a terrible liar.
Sen yalancısın, suçlusun.
You're a liar and a criminal.
Tabii ki olmaz. Çünkü sen manipülatif bir yalancısın.
Of course not,'cause you're a manipulative liar.
Yalancısın.
You're a liar.
Sen patolojik bir yalancısın.
You're a pathological liar.
Çok yalancısın.
You are such a liar.
- Yalancısın sen!
- You liar!
Ama sende başkaları gibi yalancısın!
But you're a liar just like everybody else!
Berbat giyinen bir yalancısın!
A trashy dresser and a liar.
Sen bir yalancısın!
You're a liar.
- Demek istediği şu : Ya yalancısınız ya da bilmek istemiyorsunuz.
No, what the detective is saying is you're a liar or you don't want to know.
Çok yalancısın, dedektif!
You're full of shit, Detective.
- Pardon? - Yalancısınız da.
Excuse me?
Ya kötü bir yalancısın ya da kötü vejetaryensin.
You're either a bad liar or you're a bad vegan.
- Sen lanet bir yalancısın.
- You are a fucking liar.
Sen bir yalancısın!
! You're a liar!
- Yalancısın.
- You're a liar!
Aynı zamanda muhteşem bir yalancısınız.
You are also an excellent liar.
- Çok kötü bir yalancısın.
- You're such a liar.
- Çünkü iyi bir yalancısın.
- Because you're so good at fibbing.
- Yalancısın.
You're a liar.
Tamam, sen bir yalancısın.
Okay, so you're a liar.
Yalaka, sahtekâr ve yalancısın.
You're smarmy, you're fake and a liar.
Bir ibne için korkunç bir yalancısın.
You're a terrible liar for a faggot.
Hayır, sen yalancısın.
No, you're a liar.
Çok iyi bir yalancısın.
Trip...
- Sen bir yalancısın!
You're a liar!
- Yalancısınız. Hepiniz. Hayır, yemin ederim.
No, I swear to you.
Karın, onu yalancı olarak düşündüğünü biliyor mu?
Does your wife know that you think that she's a liar?
- Yalancısınız. - Dedektifin demek istediği...
What the detective is trying to say...
Hanna, sence neden, hademe, küçük kızın yalancı olmadığını bilen tek kişi olabilir?
Why do you think that the janitor in the play... is the only one who knows the little girl's not a liar?
Korkunç bir yalancısın.
You're a terrible liar.
Bayanlar baylar tüm kanıtları dinledikten sonra eminim davalının bir yalancı korkak ve insanı sırtından vuran biri olduğunu düşüneceğinizden eminim.
Ladies and gentlemen, after listening to all the evidence, I'm sure that you will agree that the defendant is a liar, a coward and a backshooter.
Yalancının teki ve bir daha ondan haber almak istemiyorum.
He's a liar, and I never want to hear from him again.
yalancı 695
yalan 387
yalan yok 19
yalan söyleme 168
yalan söylüyorsun 705
yalandı 35
yalan söylemedim 30
yalanlar 47
yalan söyledim 210
yalan bu 39
yalan 387
yalan yok 19
yalan söyleme 168
yalan söylüyorsun 705
yalandı 35
yalan söylemedim 30
yalanlar 47
yalan söyledim 210
yalan bu 39