English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ Y ] / Yarın akşam

Yarın akşam traduction Anglais

3,250 traduction parallèle
Yarın akşam olur mu?
Tomorrow night?
- Yarın akşam sayım mı yapacaksınız?
You have inventory tomorrow night, right? Yep.
Yarın akşam yemeğe davetliyiz bu arada.
And by the way, we've been invited to dinner tomorrow.
Yarın akşam tam 8'de havaalanında olmalıyız.
We have to be at the airport at 8 : 00 sharp tomorrow night.
Justin, sen ve ailen yarın akşam ne yapıyorsunuz?
Hey, Justin, um, what are you and your parents doing tomorrow night?
- Yarın akşam misafirlerimiz gelecek.
We're having some people over tomorrow night.
Yarın akşam geç saatlerde dönmüş olurum. Sana söylemiştim, hatırlıyor musun?
I'll be back late tomorrow night.
Yarın akşam birkaç destekçi ile görüşeceğim.
I'm meeting with some boosters tomorrow night.
Yarın akşam antrenmandan sonra lokantaya uğra.
Stop by the diner after practice tomorrow night.
Yarın akşam, benim evimde, bir kişinin hazırladığı, iki kişilik yemek.
Tomorrow night, my place, dinner for two, cooked by one.
Neden yeni kızı... -... yarın akşam yemeğe çağırmıyorsun?
- for dinner tomorrow night?
Yeni bir bebek evlat edinme planımızı söylemek için yarın akşam tüm aileyi bize davet ettik. Evet.
We're having the family over tomorrow night... to tell them we're planning on adopting a new baby.
Yarın akşam odana dönersin zaten.
You're gonna be back in your own room by tomorrow night.
- Yarın akşam bizimle akşam yemeği yiyeceksin.
Hey, you're havin'dinner with us tomorrow night.
Yarın akşam sana katılmayı çok isterim.
I'd love to join you tomorrow night.
Yarın akşam üstü Bermuda'ya uçuşum var.
I'm flying a charter to Bermuda late tomorrow afternoon.
Sanırım yarın akşam müsaitim.
I guess I can make tomorrow night work.
Göçlerinin gidişatına bakacak olursak, Pterozorlar yarın akşam vakti burada olacak.
At their current rate of migration, the pterosaurs will be here by nightfall tomorrow.
Yarın akşam yemeğine, karımın yayıncısı geliyor bize.
But my wife's publisher is coming over for dinner tomorrow.
Ama yarın akşam makalemi bitirmem gerekiyor.
Hh... I've got to finish my essay tomorrow night.
Bu arada yarın akşam İspanyol mezeleri eşliğinde sangria içmek ister misiniz bizde?
By the way, do you guys want to come over tomorrow night for sangria and tapas?
Barda sipariş verirken muhabbet açıldı. Ekmek isteyeceğimi anında tahmin edince güldük ettik falan derken yarın akşam çıkıyoruz.
Struck up a conversation at the bar while ordering, she guessed bread right away, we laughed, it was a thing, boom, going out tomorrow night.
Biliyormusun ayrıca sana başka birinin, sana yemek yapmasını da hak ediyorsun, yarın akşam bize gel.
You know, you also deserve to have someone make you a nice dinner, so if you want to come over tomorrow night...
Yarın akşam, romantik bir gece sadece sen ve ben.
Tomorrow night, romantic evening, just you and me.
Nora'yla yarın akşam iş gezimiz var.
Nora and I have that work cruise tomorrow night.
Yarın akşam 9'da Driftwood'a rezervasyon yaptırdım.
I have a 9 : 00 reservation at driftwood tomorrow night.
Yarın akşam ki zile kadar, Lion-O kardeşi tarafından ihanete uğramış gibi hissedecek.
By even'bell tomorrow, Lion-O will feel betrayed by his brother.
Yarın akşam için, Dereotu soslu somon balığı, sebze ve pilav yapıyorum.
For tomorrow night I'm gonna make a nice salmon with a dill sauce and vegetables and a rice pilaf.
Herbert yarın akşam Cape'e giden bir gemi buldu.
Herbert has found a ship that sails tomorrow night for the Cape.
Yarın akşam, Pip, Magwitch'i hazırlamalısın.
Tomorrow night, Pip, you have to get Magwitch ready.
Yarın akşam ona bakacağız, kaleyi yaparsam çok sevnir.
We're babysitting him tomorrow, and he'd love it if I had a fort.
Peki ya yarın akşam?
And what about tomorrow night?
Tabard'ı yarın akşam 7'de getireceğim.
I'll bring Tabard tomorrow night at 7 : 00.
Yarın akşam görüşürüz.
See you tomorrow night.
Her neyse, yarın akşam görüşürüz. Seni seviyorum.
Anyway, see you tomorrow night.
Charles Hamilton yarın akşam müzede böyle bir balo verecek.
Charles Hamilton is hosting a ball tomorrow night at the museum.
Yarın akşam gelecekmiş.
But he said he'd see you tomorrow night.
Yarın akşam George ve Chip Şov'un gelecek bölümünde görüşürüz.
We'll see you tomorrow night with the next George and Chip show.
Yarın akşam Nana'dayız.
Ha, ha. Oh, Nana's tomorrow night.
Yarın akşam eşimle bana yemekte eşlik edermiydiniz?
Would you like to have supper with my wife and me tomorrow evening?
- Yarın akşam.
- Tomorrow night.
Renee, sevgil, tatlı, korkunç kız. Yarın benimle akşam yemeği onurunu bana lütfeder misin?
Renee, dear, sweet, horrible girl, would you do me the honor of dining with me on the morrow?
Tamam, yarın gelip haplarını al ve Pazar akşamı da bize gel.
Okay, well, look, take your pill tomorrow and then come over Sunday night.
Yarın akşam.
Tomorrow night.
Sadece o değil. Birkaç akşam önce caddenin karşısındaki bir komşu gecenin bir yarısında buradan garip sesler geldiğini duymuş. O da pencereden bakmış ve bir kamyonetin yanaştığını görmüş.
Not only that, but a couple of nights ago, guy from across the street says he hears some noises in the middle of the night, so he goes to the window, and sees a semi pulling up.
Tamam o zaman, ben... ben... bu akşam çalışacağım ve yarın sabah çekini getireceğim.
Okay, you know what, I, I... I... I am working tonight and I'll bring you check tomorrow morning.
Seçmeler yarın, ve tüm gün çalıştım,... sen de bir gece önceden Rahat olmamı söylemiştin bu akşam da bir parti var.
I know my audition is tomorrow, but I practiced all day. And you said I should relax the night before... and there's this party tonight.
Akşamın bulaşığı, yarının bok küreğine karşı.
Dishes tonight, against the pooper scooper tomorrow.
"Yarın gece akşam yemeği için müsait misin?"
"Are you available for dinner tomorrow night?"
O akşam, hepimiz entrikaların, planların ve dolap çevirmenin... basit, tek bir şeyle yarışamayacağını anladık. Gerçekle.
That night, we all realized that the plots, plans and schemes couldn't compare to one simple thing, the truth.
Oh, sen akşam yemeğine gelmelisin, yarın.
Oh, you should come tomorrow for dinner.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]