Çıkaramıyorum traduction Anglais
784 traduction parallèle
Aklımdan çıkaramıyorum.
I can't get it out of my head.
Bazen içimdeki şarkı öyle büyük ve hoş oluyor ki, dışarı çıkaramıyorum.
Say, sometimes a song so big and sweet inside, I just can't get him out.
Seni rahatsız etmek istemem ama bunu tek başıma çıkaramıyorum.
I don't mean to bother you, but I need some help.
Toplantılarımız sırasında pek çok kez bahsi geçti ve anlamını hâlâ çıkaramıyorum.
It's recurred several times in our discussions, and its meaning still eludes me.
Bunu aklımdan çıkaramıyorum.
I can't get that out of my mind.
O melodiyi aklımdan çıkaramıyorum.
I can't get that tune out of my head.
Bir anlam çıkaramıyorum.
I can't make it out.
Orda duruyor, ama ortaya bir şey çıkaramıyorum.
I've tried it separately and together.
Cebimde çakmak var ama çıkaramıyorum...
I have the lighter in my pocket, but I can't...
- Onu aklımdan çıkaramıyorum ki.
I got him on my mind, all right.
Ne olduğunu çıkaramıyorum ki!
Why, I can't make it out.
Onunla karşılaştığım andan beri aklımdan hiç çıkaramıyorum.
Ever since I met him, I can't get him out of my mind.
Aklımdan çıkaramıyorum.
I can't get it out of my mind.
Ayağım sıkıştı, çıkaramıyorum.
My foot's stuck, and I can't get it out.
Ayağım sıkıştı, ve çıkaramıyorum.
My foot's stuck, and I can't get it out.
Ayağım sıkıştı, ve ordan çıkaramıyorum.
My foot's stuck, and I can't get it out.
Bisikleti altından çıkaramıyorum.
I can't get the bicycle free.
Onu aklımdan çıkaramıyorum.
I can't get him out of my mind.
Kao'yu aklımdan çıkaramıyorum.
I can't seem to forget Kao.
Yüzünü hayal meyal hatırlıyorum ama adını çıkaramıyorum.
THE FACE IS VAG U ELY FAMILIAR, BUT THE NAME ESCAPES ME.
Çıkaramıyorum.
I can't place it.
- Ama nerede, çıkaramıyorum.
- I can't remember where, though.
Eteğimdeki kanları hala çıkaramıyorum.
I still can't get the blood off my skirt.
Evine son geldiğimde söylediğin şeyi aklımdan bir türlü çıkaramıyorum.
The last time I was at your house, you said something I can't get out of my mind.
Bu karalamadan bir anlam çıkaramıyorum.
I can't make much out of this scrawl.
- Elimi çıkaramıyorum.
- I can't get my hand out.
Çıkaramıyorum.
I cannot trace it
Çıkaramıyorum
I can't get it off. ( Squelch ) - Paul?
Aklımdan çıkaramıyorum.
That's what I can't get out of my head.
Ellerimi çıkaramıyorum.
Can't get my hands out.
Bu geceki seyircileri aklımdan çıkaramıyorum.
I can't stop thinking about that audience tonight.
Milletvekiline yaptığımız yanlışlık için insanların çevremde ucuzluk varmış gibi dolaşmasını aklımdan çıkaramıyorum.
I can't get it out of my mind that it's wrong to go around dumping congressmen and people like that.
Çıkaramıyorum, şimdi sen kaç yaşındasın Julie?
Thanks. I can't get over you, Julie. How old are you now?
Yazıcı Thompson'ın bir avuç toza dönüşmesini aklımdan çıkaramıyorum.
I can't forget the picture of Yeoman Thompson crushed to a handful of dust.
Bozukluğu ortaya çıkaramıyorum.
I cannot filter out the distortion, sir.
Lanet olsun, kemerini çıkaramıyorum.
Damn, I can't get his belt off!
Bir türlü aklımdan çıkaramıyorum.
I can't help myself.
Yüzünü de çıkaramıyorum...
Can't place the face...
Sadece nereden tanıdığımı çıkaramıyorum.
I just don't know from where and how.
Biliyor musun o ineği aklımdan çıkaramıyorum.
You know, I just can't get that cow out of my mind.
Bunu aklımdan çıkaramıyorum.
I can't get it off my mind.
Ben hala sizin özel telefon numaranızı nasıl elde ettiğini çıkaramıyorum.
I still can't figure out how he'd get your private phone number.
Ben de bu çetrefil durumu aklımdan çıkaramıyorum, tıpkı sizin gibi.
I can't get this mess off my mind either, no more... no more than you can.
Çünkü kafam çok karışık, Biliyormusun? . Onu kafamdan çıkaramıyorum.
Because she entered my mind, understand?
Vanda ve Isabel'i aklımdan çıkaramıyorum.
I keep thinking of Vanda... and Isabella.
Lanet olası eldivenleri çıkaramıyorum.
I can't get these goddamn mitts off!
Duvardaki raptiyeyi çıkaramıyorum.
Hurry. I can't get the thumbtack in the wall.
- Ayağımı çıkaramıyorum.
- I can't get my foot loose.
seni aklımdan çıkaramıyorum.
I can't get you out of my mind.
Seni aklımdan çıkaramıyorum.
It's simple really...
Bir anlam çıkaramıyorum.
Just as well, that cat's got nine lives. I must know the contact before I move.
çıkar 159
çıkarın 68
çıkart 35
çıkardım 26
çıkartın 17
çıkarın beni 132
çıkar beni 102
çıkar ağzındaki baklayı 23
çıkar onları 25
çıkar şunu 136
çıkarın 68
çıkart 35
çıkardım 26
çıkartın 17
çıkarın beni 132
çıkar beni 102
çıkar ağzındaki baklayı 23
çıkar onları 25
çıkar şunu 136