Çıkardım traduction Anglais
9,390 traduction parallèle
Onu ben çıkardım. Çok büyük acılar da çekebilir. Belki bunların hiçbiri yaşayamayabilir de.
I pulled him out just so he can go through hell and maybe not make it at all.
Evet, ama içindeki kurabiye hamurunu çıkardım bile.
Well, yeah, but I already picked all the cookie dough out of it.
Seni arkadaşım olduğun için çıkardım.
I bailed you out as a friend.
Bölgedeki hastanelerden polis bölgelerinden ve DEA uyuşturucu dozaşımıyla yakalanmalardan bilgi topladım ve bütün bunların şehirde yapılan özel bir bileşiminin haritasını çıkardım.
I pulled data from area hospitals, police districts and the DEA- - drug overdoses, seizures- - and I mapped every single occurrence of this particular compound in the city.
Babasının kaleşnikofu kafama dayalı bir şekilde Afgan bir çocuğun göğüsünden şarapnel çıkardım.
I pulled shrapnel from an afghan boy's chest With his father's a.K. Pointed at my head.
Biliyorum, sana bir sürü sorun çıkardım.
I know I gave you a lot of grief.
Mara'yı daha önce ortaya çıkardım.
I got Mara out before.
Şu ana kadarki ödeme ve giderlerin bir listesini çıkardım Yargıç Pike.
I have a list of fees and expenses thus far, Justice Pike.
Caracal civarında yüzlerce kara mayını çıkardım.
I dug up hundreds of landmines around Caracal.
Kafatasının iç kısmındaki örümcek ağı çatlakların haritasını çıkardım.
I mapped the spider-web fractures on the interior frontal bone on the skull.
Sana aşık olduktan beri yaptığım şeylerin bir listesini çıkardım.
I made a list of all the things that I've done since I fell for you.
Kai öldü ve meclisin kalan üyeleri de peşinden gidiyorlar. Sizi ise çok daha önemli bir konuda bana yardım etmeniz için oradan çıkardım.
Kai is dead, and all the Geminis are going down with him, and I grabbed the two of you to help me deal with a bigger problem.
Bir ekibi parçalanmış evlerin birinden çıkardım. Harika.
Took a crew out to one of the houses that was crushed.
Bunu çıkardım.
I got it off this.
Şu ana dek Jamie Toliver'ı ve Brian Mitchell'ı temize çıkardım.
So far, I've cleared jamie toliver And brian mitchell as suspects.
Dewey'den önderlik ile ilgili çok ders çıkardım.
I mean, I learned many lessons of leadership from Dewey.
Defalarca taslağını çıkardım ve sonunda ortaya bu çıktı.
I kept sketching it over and over and then finally had it done.
Onu dışarı çıkardım.
Well, I brought him outside.
- Hayır, mezarından çıkardım.
No, I disinterred her body.
Bir kez daha... Çıkardım.
One more piece... [sighs] Got it.
- Eşyalarımı çıkardım. Onlar da aşağıya gelip selam vermeden önce üzerlerini değiştirecekler.
- I've unpacked and then they're changing tonight so they can come down and say hello.
- Akciğerinin altından çıkardım.
Tucked up under her lung.
Adımızı temize çıkardık. Temiz kalmaları için fazladan çalışmamız gerek.
Now that we've cleared our names, we gotta work extra-hard to keep'em clear.
Çıkardığı sesten anlamıştım.
But I-I knew from the sound it made that, uh...
Sanırım Holst ve bebeği yüzünden. İçimdeki eski mevzuları açığa çıkardı.
I think it's all this with Holst and his child that's raking up all sorts of old shit inside me.
- Köpeği yürüyüşe çıkardın mı?
You got the dog out?
Tekrar düşündüm de, kalbini çıkartacağım çünkü annemi öldürdüğünde kalbimi çıkardın benden!
You know what? On second thought, I'm gonna cut out your heart because that's what you took from me when you killed my mother!
Mıcırların çıkardığı kıvılcım petrole bulanmış samanı yakıyor.
The spark created by the flints light the kerosene-soaked straw.
Neleri açığa çıkardığının farkında mısın sen?
Do you have any idea what you've exposed me to? !
- Soyağacımı mı çıkardın sanki?
Oh, you know my lineage?
En son Bay Clarke'la bir cadı meclisini ortaya çıkardığımızdan beri olmadı.
Not since summer last have Mr Clarke and I unearthed a coven of witches.
Üzgünüm ama bu sabah Potomac nehrinden annenin cesedini çıkardık.
I can give you her cell phone number though, if you... I'm sorry, but we recovered your mother's body from the, uh, Potomac River this morning.
Yani o evde yokken biri evdeki bilgisayarından koleksiyonunu satılığa mı çıkardı?
So you think someone else used her home computer while she was out of town to sell her collection?
Lyle Chumley'i gölden çıkardığımda ek bilgi ; öyle bir şeyi bir daha yapmamalıyım kıyametten bahsetmeye başlamıştı.
Well, when I fished Lyle Chumley out of the lake and, um... sidebar... I should never do that again. He started talking about the end of days.
Geçen gün sana zorluk çıkardığımı biliyorum.
I know I bust you up the other day.
Çıkardılar da, işte o zaman kaçmayı başardım.
When they did, that's when I managed to escape.
Cat muhteşem bir iş çıkardığımı söyledi.
Cat said I did great work.
Hank ve eski takımı senin Dünya'ya geldiğin kapsülden çıkardılar bunu.
Hank and his old team recovered it from the pod that brought you to Earth.
Mahkemede, Doug'un, Times Meydanı'nda... çekim yaptığımız gün, Bob hakkında uzaklaştırma emri... çıkardığını söylediler.
In court, they said Doug had put an order of protection on Bob after, you know, that day we shot in Times Square.
Bayan Renziger sesi duydu ve onun ölü kocası olduğunu sandı kızı da Boyd'dan tersini ispatlamasını istedi sonra da senin ve Joan'un yaptığı gibi, Boyd tüm bunları ortaya mı çıkardı?
Mrs. Renziger hears the noise and thinks it's her dead husband, so her daughter asks Boyd to prove otherwise, and then Boyd finds all this, same way you and Joan did?
İnsanlardan sakladığımı nereden çıkardın?
What makes you think I don't want people to know?
Mary neden bu kadar olay çıkardığımı merak etmez miydi?
But wouldn't Mary have wondered why I was making such a thing of it'?
Birdenbire şimşek çarpınca cıyaklayıp nasıl da morartana kadar kolunu sıkardım, hatırlıyor musun?
Do you remember how every time a bolt of lightning came down I'd let out a yelp and grab onto your arm tight as i could?
O şeyi göğsünden çıkardığım an kötüleşeceksin asıl.
If I remove that from your chest, that's when you're gonna be in trouble.
Eğer başarırsan, hatalarından ders çıkardığını kabul etmeye hazırım.
If you succeed, I'll be prepared to accept that you've learned from your mistakes.
Eğer ortaya çıkardığın kesin olan şeyle razıysan ki ben de razı olacağım.
If you're satisfied with the certainty of what you uncover, I will be, too.
Çıkardığımız bu yaygara hepimizi kapı dışarı ettirebilir.
- We'll all be kicked off - with the fuss we're making.
Utandığımı nereden çıkardın.
I am not ashamed.
Şu yaptığımız röportajda iyi iş çıkardığını söylemek istedim.
What's up? Uh, wanted to say good job on the interview we did.
Bavulundan bir silah çıkardı, suratıma doğrulttu ve bir daha onsuz adım atarsam beni öldüreceğini söyledi.
And he pulled this gun right out of his suitcase, and he stuck it right in my face and said that he'd kill me if I ever stepped out on him again.
Skuba takımı onları kısa bir süre önce çıkardı.
Scuba team pulled them up a little while ago.
çıkar 159
çıkarın 68
çıkart 35
çıkartın 17
çıkarın beni 132
çıkaramıyorum 22
çıkar beni 102
çıkar ağzındaki baklayı 23
çıkar onları 25
çıkar şunu 136
çıkarın 68
çıkart 35
çıkartın 17
çıkarın beni 132
çıkaramıyorum 22
çıkar beni 102
çıkar ağzındaki baklayı 23
çıkar onları 25
çıkar şunu 136