Çıkart onu traduction Anglais
873 traduction parallèle
Tamam, çıkart onu.
All right, get her out of here.
Çıkart onu.
Get it out.
Çıkart onu.
You might pull it off.
Buradan atıldı. Dışarı çıkart onu.
Well, she's been eighty-sixed out of here.
Dışarı çıkart onu.
Get him out here.
Ama bize kalırsa bu cezayı onun yerine senin çekmen gerekiyor. Neticede onu yoldan çıkartıp bir katile dönüştüren de senden başkası değil.
"But we feel that you ought to serve the sentence instead, since you and you alone led him astray, and made him a killer."
Onu çerçevesinden çıkartın ve yerine bunu asın.
Take it out of the frame and put this one in its place.
Dili... Onu da dışarıya çıkart.
The tongue... put it out.
Mac, onu dışarı çıkart.
Mac, take her outside. Hurry up.
Hakiki mermileri çıkartıp kurusıkı olanları koydum, kocam ateş ettiğinde, siz ölü numarası yaparsınız ben de onu buradan uzaklaştırayım ki, kaçabilesiniz.
I've taken out the real bullets and put in blanks, so when he fires, you pretend to die and I'll get him out of here and you make your escape.
Onu tekrar direğe çıkart!
Send him aloft again!
Onu direğe çıkart!
Send him aloft again!
Ona 5 dolarını ve papelini verin ve kardeşiniz onu... şoför olarak işe almadan önce dışarı çıkartın.
Well, give him the five dollars and the bucks too, and get him out of here... before your sister hires him as a chauffeur.
Dağıtıcı olarak kartları onun üzerinde dağıtıp onu ayna olarak kullanırsın... Rakiplerine iki kart.
Being the bank, you deal over it, as over a mirror... 2 cards to your opponent.
En iyisi onu dışarı çıkart, Frank.
You'd better take him outside, Frank.
Çıkartın onu, lütfen.
Unpin it, please.
- Onu buradan çıkart!
- Get him out of here!
Onu buradan çıkartın ve sessiz kalmasını sağlayacak bir şeyler verin.
Take him out of here and give him something to keep him quiet.
Geceleyin kamyonda onu kafesinden dışarı çıkartırdım.
At night, in the truck, I let him out of the cage.
Bir erkek seni üzüyorsa, onu hayatından çıkart.
If some man is upsetting you, pitch him out of your life.
Onu uzun yürüyüşlere çıkart.
Take her on long walks.
Onu kefaletle dışarı çıkartırım ve...
I'll get him out on bail, and...
Onu giydiriyordum, çıkartıyordum, ayakkabılarını giydiriyordum.
I used to dress her, undress her, put her shoes on...
Whitey, çıkart şu bandajları da onu yürüt.
Hey, Whitey, get those bandages off and go to walking him, huh?
Tamam. Onu da çıkart.
All right, bring her out.
Asla geç kalmayan Early diyemeden onu Higginsville'den çıkartırım.
I'll have her out of Higginsville quicker than you can say, "Never Late Early".
İyi çıkarsa onu listeden çıkartırım.
I'll take him off the schooling list.
Sonra bir gün... kadın onu bir çukurdan çıkartıp... posta arabası ile buradan götürdü.
Then one day, she upped and blew a hole in him, big enough to drive a stagecoach through.
- Onu sizin güvercinliğe çıkartırım.
- l'll take him up to your loft.
Yalan söyledi, geri dönüp onu yataktan çıkartın.
You lied to me. You ran back and got him out of bed.
Once onu Highcliff Cub Scouts'dan çıkart ve sonra da...
First, you cancel him out on a hike with Cub Scouts and the next thing...
Ama onu buradan çıkart.
But take him outta here.
Çıkart onu buradan.
Get it out of here!
Onu üst kata çıkart Joe.
Take him upstairs, Joe.
Onu incitecek ya da ağlatacak bir tek şey yaparsan, kalbini çıkartırım.
If you do one thing ever to hurt her, or make her cry, I'll have your heart cut out.
- Onu dışarı çıkartın!
- Bring him out!
Eğer onu görürsem, söyleyeceğim düğmeleri önce ona yuttur ve sonra midesinden dışarı çıkartırım.
If I see her I'll make her swallow them and pull them out of her stomach.
- Listeden çıkartın onu.
- Take him off the list.
- Onu dışarı çıkart lütfen.
- Please get him out of here!
Ben çıkar çıkmaz onu sahneye çıkart.
How? Put him on the stage as soon as I leave.
Yarın oraya giderim ve onu çıkartırım.
I'll go and get her off tomorrow.
Onu indir, bunu çıkar... Sonraki maça ikisini çıkart.
SHOVEL THEM I N, SHOVEL THEM OUT.
Eğer kişinin nefsi yeterince güçlü be temizse yaratığın ruhu çok yaşlanmadan önce onu vücuttan çıkartırız, fakat bir nedenden dolayı nefis güçsüzse anne babadan miras kalan bir zayıflık bir kazara doğum, o zaman...
But if the soul of the man is strong and clean... we'll generally exorcize the spirit of the beast... before it is many years old, but... if for some reason, the soul is weak... an inherited weakness... an accident of birth, then...
Onu çileden çıkartıyor.
It enrages him.
Evet ben de gördüm, binanın önünde, onu dışarı çıkartıp asmak isteyen bir kalabalık var.
Yeah, I saw him, and there's a crowd in front of the building... who want to take him out and hang him.
Onu dışarı çıkart.
Have him get out.
Çıkartın onu hemen!
Get him off, quick.
Onu bu evden çıkartın.
Get her out of this house.
Onu mezarından çıkartırken ben de bunu merak ediyordum.
I was wondering that, too, when I was pulling him out of the grave
Ashby adına zarar gelmesinden o kadar çekiniyorsan bence yapılacak en iyi şey, deli raporu çıkartıp onu kilit altına almak.
If you're so concerned about the good name of the Ashby family, it would be best to have her certified as a lunatic and locked up.
Onu çıkart buradan.
Show him out first.
onur 51
önünde 25
onun 448
onu severim 35
onun bunun çocuğu 24
onun adı ne 35
onu görmek ister misin 19
onu bul 30
onunla 141
onun neyi var 30
önünde 25
onun 448
onu severim 35
onun bunun çocuğu 24
onun adı ne 35
onu görmek ister misin 19
onu bul 30
onunla 141
onun neyi var 30
onu buldular 16
onu bana ver 330
onu sevdin mi 31
onu ben buldum 23
onu buraya getir 82
onu sevmiyorum 46
onu bana getir 26
onu buldum 214
onun için 179
onu seviyorum 468
onu bana ver 330
onu sevdin mi 31
onu ben buldum 23
onu buraya getir 82
onu sevmiyorum 46
onu bana getir 26
onu buldum 214
onun için 179
onu seviyorum 468
onu bilmiyorum 36
onu seviyorsun 78
onu biliyorum 95
onu duydum 61
önüne bak 138
onu seviyor musun 173
onun yerine 89
onu geri ver 55
onu sevdim 104
onun da 23
onu seviyorsun 78
onu biliyorum 95
onu duydum 61
önüne bak 138
onu seviyor musun 173
onun yerine 89
onu geri ver 55
onu sevdim 104
onun da 23