English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ Î ] / În

În traduction Anglais

2,895,351 traduction parallèle
Ama sanki onun cinayetini rastgele bir saldırgan işlemiş gibi bakmaya çalışsam bile taciz unsurlarından kaçınamıyoruz.
It seems like even when I try to look at her murder as the work of a random lone wolf, the abuse issues always come back in.
Bunun hakkında gerekenin yapıldığını gördüğümüz bir dünyada, öyle bir yerde yaşayabilmemiz lazım.
And there needs to be a world, there needs to be a place that we live in, where people wanna see something done about that.
Sıkıntı bodrumumda. Haşereler giriyor.
I'm having a problem with my basement. vermin are getting in.
Kutunun içindeki zehirlerden koydum biraz,
I've put some of that poison you had in the box,
İki fincanın içine koydum o yüzden dikkatli olun, tamam mı?
I put some of that down in a couple of saucers, so just be careful.
Sen kapılara el ilanı koyarken yardım eden kızlar kimdi?
Yeah, who were those girls helping you put flyers in the doors earlier?
Bir garajda yaşadığını bilselerdi ne derlerdi?
What would they say if they knew you were living in a garage?
Size bir sorunu var gibi geliyor muydu?
And did he seem in any kind of trouble to you?
Nedense, düşünmeden edemiyorum Onun hayatında bir kapı açarak, tüm kötü şeyleri de içeri aldın.
For some reason, I can't help thinking you opened up a door into his life and let all the bad things in.
Burada kimse yok, konuşabiliriz...
There's no-one in here, we can...
Hiç yalnız kaldı mı evinizde?
Was he ever alone in the house?
- Philip'in arabasından indim, bilirsin, ayrılmıştım ondan.
- I went out to Philip's car, you know, breaking up with him.
Çalışılmaz lan burada.
You can't fucking work in here.
Evinde çalışmış bir tamirci.
Builder was working in her house.
Parkta kimse var mıydı?
Anyone in the park?
- Bir dakika dedim!
- I said, "In a minute"!
Parkta seninle kim konuşuyordu bugün?
Who were you talking to in the park today?
Bu bölgede bir hırsız olduğunu söyledi
She said there was burglaries in the area
Hayatımda yeterince boktan ilerleyen şey olmadığını nı düşünüyorsun?
You think I don't have enough crazy shit going on in my life?
Bin arabaya.
Get in the car.
- Gece mi?
- In the night?
Son iki yılda o ocağın dibindeki üç atlayıcı...
Three jumpers at the bottom of that quarry in the last two years.
Bu deneyde, solvent miktarının olası en az düzeyde kullanılması önerilir.
In this experiment, it's advisable to use the minimum amount of solvent possible.
Yani, soğutmada benzoik asit çözeltide durmaz.
So, the benzoic acid does not remain in solution on cooling.
Farklı yerlerde çalışır.
He works in different places.
Akşamları hep buradayız.
We're always here in the evenings.
- Şu ikisinin yaşları çok yakın görünüyor.
- These two look very close in age.
Arama emrin olmadan o kapıyı açarsan eğer,
If you open one door in here without a warrant,
- seni yüksek mahkemeye dava ederim!
- I'll sue you in the High Court!
- Ne var içeride?
- What's in here?
İçeri girme!
Don't go in there!
İçeri girme! Hayır!
Don't go in there!
Howth'ta yaptığı bir iş için bir hesap.
An estimate for a job he did out in Howth.
Sabah çıkarım dışarı.
I'll go out there in the morning.
Çalıştığım...
Boss I had in work said to me one time...
Geçidin altında bir garajda yaşamak.
Living in a garage down an alleyway?
James Morecroft'un dairesindeydim bugün.
I was in James Morecroft's flat today.
- Biri diğerini dolaba kilitlemiş.
- One of them had the other one locked in a cupboard.
- Neredeki dolap? !
- In a cupboard where?
Eğer beni aşağı alsalardı, aklımda hiç şüphe olmazdı.
If it was just down to me, there'd be no doubt in my mind.
- tamamen yasal olduğunu söyleselerdi... bu herifle odada bir saatim varken, zincirlemek bile istemezdim... savaşmak isterdim.
If they told me it was all legal - - I could have an hour in a room with this guy, and I wouldn't want him chained up, either. Want to fight him.
Yada bir kutuda tutup..... beslerdim.
Or keep him in a box..... and feed him.
Rüyamda içeri girdiğini gördüm.
I dreamt he'd come in.
İçeri gelmemi ister misin?
Do you want to me to come in?
- Callum Denny'nin garajındaki yangının adli tıp bulguları.
- Forensics on the fire in Callum Denny's garage.
Noel partisi, kulüpteki.
The Christmas party, in the club?
- Senin dairende mi?
- In your flat?
Tesco'nun getirdiği şu küçük yemeklerle mi?
With one of those little meals for one you get in Tesco's?
Şey gibi, dünyanın tamamının burada olduğunu biliyorum, ama hiç biriyle ilgilenmiyorum.
It's like I know the whole world is there, but I'm not interested in any of it.
.. arka bahçede bir gece kamp yapmıştık.
.. camped out one night in the back garden.
Her neyse, çadırda kamp yapıyorduk ve ben...
Anyway, we were camping in the tent and I...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]