Ödül mü traduction Anglais
186 traduction parallèle
Bir ödül mü alacaktı?
She was supposed to get an award?
Ödül mü istiyorsun?
Want a reward?
Ödül mü?
Reward?
- Ödül mü?
- Reward?
Çok sevdiğin arkadaşın için.. bir ödül mü istiyorsun?
You want a reward for helping a friend you love so much?
Yoksa bir ödül mü?
Is this a reward?
Ödül mü?
Rewards?
Ödül mü?
What about the reward?
- Ödül mü?
- A reward?
Bu bir ödül mü?
That's a reward?
Ödül mü?
Giveaway?
Ödül mü?
A prize?
Yani o tür müziğe bir de ödül mü veriyorlar!
They give awards for that music? I thought just ear plugs.
Ödül mü?
A reward?
Ödül mü kazandım?
I win a prize?
Büyük ödül mü?
A major award?
Yan Phoenix Kuruluşu her görevden sonra sana ödül mü veriyor?
So you mean the Phoenix Foundation pays you a bonus after every assignment?
Ödül mü vermemiz gerekiyor?
What do you want?
Bir tür ödül mü?
Is it a prize of some sort? - No.
Ödül mü?
Then there is no chance to win the prize.
1.000 $ ödül mü?
$ 1,000 reward?
- Katılayım da kafama ödül mü koysunlar?
- And have a price on my head too?
Ödül mü verdiler.
No payoff.
Ödül mü?
Do you reward?
Ödül mü sürgün mü?
Reward or exile?
Ödül mü?
- Rewarded?
Geri dönmenin tek sebebi ödül mü yani?
It's all about the trophy?
Ödül mü aldın?
Are you suitably rewarded?
Ne istiyorsun? Ödül mü vereyim?
What do you want, a cookie?
Sence gerçekten bu kadar büyük bir ödül mü?
You think it such a great reward?
Devlet sana bu yaptıkların için ödül mü veriyor?
Has the government awarded you a contract to do this?
Kaybetmek için bir ödül mü? .
A prize for losing.
- Ödül mü?
- AWARD?
- Ödül mü? Ne için?
For what?
- Ödül mü?
- Rewards?
— Ödül mü? Ne ödülü? Başkan, sanırım çocuklar çok önemli bir şeye parmak basıyor.
Mayor, I think the boys may have stumbled on to something here.
Ödül mü?
Award?
Oraya girecek cesaretin olduğu için ödül mü istiyorsun?
Credit for having the guts to walk in here?
Ödül mü?
Finder's fee?
Bilirse ödül mü alacak?
Does he get a prize if he guesses?
- Ne yani? Ödül mü istiyorsun?
- What do you want?
Ödül mü alacağım?
I'm getting a gift?
Bu güçsüz küçük adamın başına ödül mü var?
That weak little guy has a bounty?
Ödül mü?
? A prize?
Kafanı ödül olarak koyacaklar, silahlarını süs mü sandın?
You're the prize they're setting up. Think their guns are ornaments?
Ama gördün mü, ödül hiç senin olmadı.
But, you see, the prize was never yours.
Kucağına oturmak başlı başına bir ödül mü olmalı?
"Sitting in his lap is its own reward"?
Ödül mü bekliyorsun?
You want points for that?
Ödül mü?
Finders fee?
Ödül mü!
what did she get? Banishment?
Ödül mü?
a 300 dollars finder's fee. Finder's fee?
murray 151
mutlu yıllar 555
mullet 22
müsait misin 44
musashi 31
mükemmel 2580
mullen 21
murph 40
murdock 227
murdoch 26
mutlu yıllar 555
mullet 22
müsait misin 44
musashi 31
mükemmel 2580
mullen 21
murph 40
murdock 227
murdoch 26
mueller 30
mutluluklar dilerim 16
muhteşem 1010
muriel 143
mutlu ol 66
müdür 145
mutlu günler 26
müthiş 502
mümkün 194
mutlu 183
mutluluklar dilerim 16
muhteşem 1010
muriel 143
mutlu ol 66
müdür 145
mutlu günler 26
müthiş 502
mümkün 194
mutlu 183