English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ A ] / Anlaşmıştık

Anlaşmıştık traduction Espagnol

1,390 traduction parallèle
Francine, birer kişi öldürürsek ve bu sayılmasa diye anlaşmıştık ya?
Francine, ¿ recuerdas el acuerdo que hicimos en que podíamos hacérselo a una persona y no contaría?
Mali sorumlulukları benim üstlenmem konusunda anlaşmıştık hani?
Acordamos que me ocuparía de toda responsabilidad financiera.
Bana söyleyeceğin konusunda anlaşmıştık sanıyordum- -
Pensé que habíamos acordado que que me ibas a decir- -
- Bu konuyu bir daha açmayacağımız konusunda anlaşmıştık.
Estuvimos de acuerdo en nunca mencionar eso.
Taylor'la anlaşmıştık.
Taylor y yo teníamos un trato.
- Liza, anlaşmıştık.
No, lo acordamos.
Arkadaş kalacağımızda anlaşmıştık ama şimdi sen kafamızı karıştırıyorsun.
Estuvimos de acuerdo en ser amigos, y ahora confundes todo.
Zaten bu konuda anlaşmıştık.
Ya había acordado hacer eso.
Bu gece gelmeyeceğin konusunda anlaşmıştık.
Acordamos que tú no vendrías esta noche. No iba a venir.
- Yapmadık. - Ne? Patty, anlaşmıştık.
No lo hicimos.
Ona hiçbir zaman söylememe konusunda anlaşmıştık.
Acordamos no decírselo nunca.
Kirsten'ın bizi öğrenmemesi hakkında anlaşmıştık sanıyordum?
Pensaba que habíamos acordado eso, para que Kirsten no nos descubriese, ¿ no?
Böyle anlaşmıştık.
Que tenemos un trato.
- Böyle anlaşmıştık.
Que las dos acordamos
Hani kimseyle konuşmayacaksın diye anlaşmıştık?
Habíamos quedado en que no hablarías.
Mağaraya dönmeyeceğin konusunda anlaşmıştık.
Acordamos que no regresarías a las cuevas.
anlaşmıştık.
Teníamos un acuerdo.
- Hayır, anlaşmıştık.
No, estuvimos de acuerdo
Hepimiz bunu yapmamak konusunda anlaşmıştık.
Todos hemos estado de acuerdo en que nunca haríamos eso.
Bunun işimizi asla etkilemeyeceğinde anlaşmıştık.
Estuvimos de acuerdo en que nunca afectaría al trabajo.
- Anlaşmıştık.
- Lo estuvimos.
- Charlie, bu işin dışında kalacağın konusunda anlaşmıştık.
Charlie, lo habíamos aclarado. Quédate al margen.
- "C" eksi aldı diye ona para mı veriyorsun? - Öyle anlaşmıştık.
¿ Le pagas por sacar un 7?
- On bine anlaşmıştık değil mi?
- Oye, quedamos en 10.000, ¿ no?
Anlaşmıştık, Lois!
¡ Teníamos un trato, Lois!
Ve üşümemen konusunda seninle anlaşmıştık.
Y estábamos de acuerdo en que nunca más volviera a pasar frío.
3000'e anlaşmıştık. Anlaşma anlaşmadır.
- Se que arreglamos en 30.000.
Böyle anlaşmıştık.
Ese fue el trato.
Seninle böyle anlaşmıştık.
Ése era nuestro arreglo.
Hani anlaşmıştık? Sadece bir macera yaşayacaktık?
Habíamos acordado que sería una relación informal.
O zamana kadar onu korumakta anlaşmıştık.
Consentimos en protegerlo hasta entonces.
Resmi telsizden bana hitap şeklin konusunda böyle mi anlaşmıştık?
¿ Así acordamos que me hablaras por la radio oficial de la FCC?
Anlaşmıştık.
Teníamos un trato.
Başka türlü anlaşmıştık.
El trato era otro.
Bir gece hepimiz "Çimenli Taverna" da buluşmak için anlaşmıştık, fakat Chuck ve ben, Tarot ve I Ching hakkında ve benzeri çok ilginç konular hakkında derin ve uzun bir sohbete başlamıştık.
Bueno, una noche quedamos en vernos en Tavern on the Green. Pero Chuck y yo nos trenzamos en una larga y profunda conversación acerca del Tarot y el I-Ching y ese tipo de cosas completamente fascinante y...
Müdahale etmeyeceğimiz konusunda anlaşmıştık. Evet ama tahmin et ne olacak?
Acordamos no interferir.
Sedatif almaman konusunda anlaşmıştık.
Acordamos en nada de sedantes.
Böyle mi anlaşmıştık?
¿ Qué hay de cordial en eso?
- Öyle anlaşmıştık.
- Lo apostamos.
Günde 200,000'e anlaşmıştık, işte, 3 milyon veriyorum.
Eran 200,000 por día. Ten 3 millones.
Bu konuda anlaşmıştık.
Héctor, creí haber sido muy claro.
50 Euro'da anlaşmıştık.
- ¿ Qué? Dijimos 50 euros.
Saat 3 diye anlaşmıştık.
Vienes atrasada. Te agendé para las tres en punto.
Bu isimde mi anlaşmıştık?
En ese nombre quedamos, ¿ no?
Sansür konusunda anlaşmıştık, unuttun mu?
Acordamos no hablar de eso, ¿ recuerdas?
Takım arkadaşlarımla kendi aramızda anlaşmıştık. Aynı şeyi bize defalarca yaptırsa bile, "Bunu zaten öğrendik." demeyecektik.
Mis compañeros de equipo y yo prometimos que no importaba cuantas veces nos enseñara la misma cosa, nunca le diriamos "ya nos lo enseñaste".
- Biz tümdengelimli mantıkta anlaşmıştık.
- Acordamos usar la deductiva.
Evlenmeden önce kocamla mülklerimizin ayrı kalacağı konusunda anlaşmıştık.
Mi marido y yo acordamos antes de casarnos... que las propiedades de cada uno antes de unirnos no se verían afectadas por el matrimonio.
Bir mimarlık firmasıyla anlaşmıştım.
Trabajé con una firma de arquitectos.
Biliyorum, böyle anlaşmıştık.
Sabiía cuando entré de qué se trataba
Jez, anlaşmıştık.
Pero...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]