Ben ve o traduction Espagnol
11,381 traduction parallèle
Yâni ben ve onlar. O ise...
Bueno, yo lo soy, y ellos, y ella...
Ya da Emily ve Ben ile karşılaşmaktan korktuğun için mi?
¿ O es porque te da miedo encontrarte a Emily y Ben?
Görünüşe göre o ve Ben Lady LeMarchal'ın ortak çıkarlarımıza zarar verecek girişimini önlemişler.
Resulta que Ben y ella han podido frustrar el intento de la Srta. LeMarchal de fastidiarnos a todos.
Ve ben de sadece işimi yapmaya çalışıyorum, yoksa şimdiden polis protokolünü unuttun mu?
Y yo estoy haciendo mi trabajo ¿ o ya se te ha olvidado el protocolo policial?
O da bundan korkuyordu. Bu yüzden ziyaretlerimiz seyrekleşti ve ben acınası bir haldeydim.
Él tenía el mismo miedo y, así, las visitas se hicieron raras y yo me sentía desdichado.
Yani bu, ben ve davranışım, hususi olarak kimseyle, Hitchcock veya Scully hariç evet, sıkıntı yok.
Es decir, se trata de mí y de mi comportamiento, específicamente, no de ningún otro... No de Hitchcock o Scully, pero, sí, estoy bien.
Bir noktada, hikayeyi ben yazmadım. O beni aldı ve yolculuğa çıkardı.
En un momento, no era yo quien escribía la historia, ella me escribía a mí, solo me tomó, y me dejé llevar.
Daha sonra beni öldürmeye çalıştı, ama ben kaçtım ve o günden beri onu nasıl durduracağımı bulmaya çalışıyorum.
Y luego, intentó matarme, pero escapé, y he estado intentando descubrir cómo detenerle desde entonces.
Ben Aminata Diallo ve o da kocam Chekura Tiano.
Yo soy Aminata Diallo y este es mi esposo, Chekura Tiano.
Ve ben de o mekikle istasyondan GY gemisini çalmaya giderken sana güvenmiştim.
Y confié en ti cuando fui a ese transporte... a esa estación para hacernos con el crucero de la A.G.
Sen günümüzde genç kızlardaki bütün yanlışları temsil ediyorsun ve ben de senin ve o birlik dediğin o sözde krallığının işini yok edeceğim ve buna kontratınızı iptal ederek başlayacağım.
Tú representas todo lo que está mal con las chicas de hoy en día, y voy a terminar contigo y tu llamado reino que llamas hermandad, y voy a empezar revocando sus estatutos.
Seninlike birlikte olabilirdim, ve birden sana bakardım ve kafanın arkasını görürdüm, ve kafanın arkasını o çirkin çaylaklarından biri gibi, hayal ederdim ve ben...
Mira, te estaría follando y de repente miraría abajo y vería la parte de atrás de tu cabeza, y luego me imaginaría lo mismo de una de tus no iniciadas. Y yo...
Hey, o benim kız kardeşim! Ve o bir sürtük değildir, ama ben öyleyim.
Oye, esa es mi hermana, y ella no es ninguna perra, pero yo si soy.
Hatırlıyor musun, büyük bir fırtına vardı ve sen çok korkmuştun ve benimle yatmak istemiştin ve ben biraz tuhaf karşılamıştım ama sen benim kankamsın o yüzden evet demiştim ve sonra sen... Benim alete dokunmaya çalışmıştın?
¿ Te acuerdas de cuando hubo una gran tormenta y estabas muy asustado y me pediste meterme en la cama conmigo y estaba un poco confuso pero, eras mi hermano pequeño y dije que vale, y luego, intentaste tocar mi salchicha?
Ve o şöyle dedi ; "ben onun favori porno starıymışım."
Me dijo que yo era su estrella favorita.
Ve senin repliğin, " Yani hayır, ben sana hiç o şekilde bakmadım
Y la frase principal de ella es :
Daha 10 saniye oldu, ve ben şimdiden o kelimeyi söyledim, "gergin".
Fueron como 10 segundos, y ya dije la palabra con "N", "nerviosa".
bana iletilerin kaynağını ve ya hedefini bul ben de mümkün mertebe zinciri kırayım.
Joder, consígueme el origen y / o el destino de tales transmisiones, y las correré en la cadena ASAP.
Un, masadan aşağıya dökülürdü... ve ben dizlerimin üzerinde dururdum. O an, masanın altından tortellini çalardım.
La harina caía de la mesa yo estaba de rodillas y en ese momento bajo la mesa, me robaba los tortellini.
Ben hamile değilim, sen hamilesin ve benim yüzünden ama bu bebeği doğuracaksan, o halde...
No estoy embarazado, y tú sí, y es culpa mía pero di vas a tener este bebé, entonces...
Arkadaşlarım ve ben Zoe ile birlikte o kapıdan çıkacağız.
Mis amigos y yo saldremos caminado con Zoe por esa puerta.
O insanlar, Dedektif Bell, birer sen ve ben değil.
La gente, Detective Bell, no son como tú ni como yo.
- Asla! O benim kocam ve ben onu daha çok seviyorum!
¡ Es mi marido y lo quiero más!
O ölümden dirildi ve ben de onun adıyla yeniden doğdum.
Él se levantó de entre los muertos... y yo he renacido en su nombre.
O zaman ben de senin teklifini desteklerim ve oyumu değiştiririm.
Entonces apoyaré tu idea y cambiaré mi voto.
Stefan ve ben onun yasını tutarken o Avrupa'da kan emmek ile meşguldü.
Dándose un atracón de sangre en Europa mientras Stefan y yo cargábamos con su pérdida.
Ve bu haberi ben yaparsam sonunda zarar gören o olacak.
Si yo lo reportó, In Ha saldría herida.
O parayla hayatı değişecekti ve ben önüne geçip hayatına sıçtım.
Ese dinero iba a cambiar su vida, y luego lo dejé colgando frente a él y se lo arrebaté.
Bakın, ben o insanları öldürdüm ama yine de bana erken emeklilik verdiler ve emekli maaşımı da.
Miren, yo maté a esas personas. Y aun así me dieron jubilación anticipada... y me dejaron quedarme mi pensión.
Gator en palavra dolu, o su ıslak olduğunu söyledi eğer, Ben benim parmak sokmak ve kendim için hissetmek gerekir.
Gator está tan lleno de mentiras que si me dijera que el agua estaba mojada, tendría que meter mi dedo y comprobarlo por mí mismo.
Ben onu tanıyamadım ama o beni tanımış ve...
Yo no la reconocí, pero ella me reconoció y...
- Ya da sen ve ben gibi.
O como tú y yo.
Annen her zaman benim yanımda oldu ve bir çift gibi görünmek ona yardım edecekse o zaman ben bunu yapmak istiyorum.
Bueno, tu madre siempre ha estado ahí para mí, y si que seamos una pareja va a ayudarla entonces quiero hacerlo.
O bu oyunu sert oynayamaz ve konu Macintosh ise ben ne istersem onu yapar. - Kutuda ne var?
También no es un pirata, y cuando se trata de Macintosh, va a hacer lo que le pida hacer.
Ben ise Wozniak'la o lanet garajda oturdum ve geleceği icat ettim.
Me senté en un maldito garaje con Wozniak e inventé el futuro.
O "Deputy Yeoman of the Royal Cellars" olucak,... ve ben "Ekselansları'yım"
Es, "guardia real adjunto de las cavas reales", y yo soy "Su Alteza".
Şimdi de içeride bir adamları var ve o adam, ben değilim.
Tenían a alguien dentro y no era yo.
Mesela, ben ve Branch, küçüklüğümüzden beri futbol oynardık ve o hep oyun kurucu olurdu.
Sabes, Branch y yo jugábamos futbol desde que éramos chicos... y él siempre fue el mariscal de campo.
Sadece herşeyi itiraf etmesini istedik. Sonra Ben ve Nikki Karavanla gelince... ve o da hiçbir sorun yokmuş gibi devam edince... sanki hem Noah ile yatıp hem de bizimle arkadaş kalabilecekmiş gibi.
Solo queríamos que lo admitiera, así que cuando Nikki y yo aparecimos en la caravana y ella seguía como si nada, como que podía estar jodiendo con Noah y ser nuestra amiga...
Karakolda bir doktordan sürekli telefonlar geliyor... ve hiçbirine geri dönmüyor. Ben de anlamaya çalışıyorum. İstemediği için mi aramıyor... yoksa kendini Will Balint davasına mı kaptırdı.
Un doctor lo ha estado llamando a la estación... y él nunca le devuelve el llamado... por lo que estoy tratando de saber si es porque no quiere... o está ocupado con el caso de Will Balint.
O parayla hayatı degisecekti ve ben onune gecip hayatına sıctım.
Ese dinero iba a cambiar su vida, y luego lo dejé colgando frente a él y se lo arrebaté.
Bakın, ben o insanları oldurdum ama yine de bana erken emeklilik verdiler ve emekli maasımı da.
Miren, yo maté a esas personas. Y aun así me dieron jubilación anticipada y me dejaron quedarme mi pensión.
Sen Bridget Jones değilsin ve ben de Bridget Jones'un erkek karşılığı neyse o değilim.
Tú no eres Bridget Jones y yo no soy... el equivalente masculino a Bridget Jones sea cual sea. - Mis amigas te cayeron mal.
Ve Lloyd Llewellyn ben değilim, o.
¡ Archer!
Biliyor ya da bilmiyor olabilirsiniz. Michael Gray ve ben sevgiliydik.
Y quizá lo sepan o no, Michael Gray de la tele y yo fuimos amantes.
O adamlar geri geldi ve Meksika'ya geri götürdüler ve ben hiç bir şey yapamadım.
Esos chicos vinieron y se lo llevaron a México, y no pude hacer nada.
Kendi kafasına falan vurdu ve düşen bir kayanın altına yürüdü ki ben yapmışım gibi gözüksün.
¡ Lo que pasó es que él se golpeó a sí mismo en la cabeza o algo, se dio contra una roca para hacer ver como que yo lo hice!
Ama Henry o hayatı geride bırakmıştı ben de ona bir şans verdim ve beni hiç pişman etmedi.
Pero Henry, había salido de esa vida, así que le di una oportunidad, y nunca me arrepentí de ello.
Belki o hiçbir şey söylememiştir ve ben de hiçbir şey sormamışımdır.
Quizás no lo dijera, y yo no preguntara.
Axl aradı ve yardıma ihtiyacınız olduğunu söyledi bu hafta sonu işleri varmış o yüzden ben geldim.
Axl llamó y dijo que usted necesitaba ayuda, y que él tenía algo planeado para este fin de semana, así que aquí me tiene.
O kadar süper şeyler yapıyor ve ben de bunlara o kadar alıştım ki Caltech'e kabul edilmesine gerçekten sevinemedim bile.
Ella hace cosas increíbles y yo estoy tan acostumbrada, que ni siquiera le doy importancia a lo de Caltech.
ben ve sen 24
ben veririm 44
ben verdim 28
ben vermedim 18
ve onun 18
ve ona 35
ve onu 25
ve onlar 24
ve o 216
ve ondan sonra 16
ben veririm 44
ben verdim 28
ben vermedim 18
ve onun 18
ve ona 35
ve onu 25
ve onlar 24
ve o 216
ve ondan sonra 16