English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ V ] / Ve o da

Ve o da traduction Espagnol

26,666 traduction parallèle
Şu an stajyer direktörü benim ve o da bir stajyer.
Yo soy el director residente ahora, y él es un residente.
Gidişinden beri çok şey değişti ve o da hissediyor sanırım.
Porque creo que han cambiado muchas cosas desde que estuvo aquí y lo nota.
Kendini oyuna getiriyorsun ve o da bunun mümkün olduğuna inandırıyor seni!
Tú misma te has engañado, ¡ y él te hace creer que es posible!
Ve o da bu yüzden kendini öldürdü. Benim yüzümden!
Y por eso se suicidó. ¡ Por mi culpa!
Bir numaralı fantezi bilim kurgudur ve o da şöyleydi : "O ne sikim şey?" Her neyse!
¡ Es la mejor serie de ciencia ficción de la historia! ". Y él flipando. En fin.
Ya da belki Viggo Mortensen geldi, seni izledi ve David Cronenberg'e fikrini anlattı.
- O quizá fue Viggo Mortensen... - ¡ Café! ... te observó y llamó a Cronenberg con la idea.
Yaşlı bir zenginin genç karısı, yani sen canım, kabarık saçı ve koca göğüsleriyle gelir. O orada oturur, biz gülümseriz, adı ve ailesi hakkında küçümseyici şeyler söyleriz. - O da çoğunu anlamaz.
La mujer-trofeo, esa eres tú, cariño, viene con su pelazo y sus tetas grandes, se sienta y le sonreímos, y decimos sutilezas sarcásticas sobre su nombre y su familia que normalmente no entiende. ¿ No es así?
Sonra "Seninle tanışmak harikaydı" deyip onu yollarız, arkasından güler, çayımızı içeriz. Sonra da Benjamin Franklin'in berberinin kuzeninin proktoloğuna ait olma ihtimali olan bir sallanan sandalye alır, güzel bir iş çıkardığımız için birbirimizi över, evimize döner ve kızı tamamen unuturuz.
"Nos ha encantado conocerte", la despedimos, nos reímos, tomamos el té, compramos una mecedora que pudo o no haber sido del proctólogo del primo del barbero de Benjamin Franklin, nos felicitamos por un trabajo bien hecho,
Şu an Rahm ya da Stratton veya White'ın parası var ve onlara bağışlayacakları birini göstermeliyim.
No queremos que el dinero vaya a Rahm o Stratton o White. Tenemos que darles a alguien.
Ben bir avukatım ve endişelenmeniz gereken bir şey varsa o da avukattır.
Soy abogado, señora. Si hay alguien Usted debe estar preocupado acerca, es un abogado.
Biz, ölüme bu savaşabilir ya da biz vagonu durdurabilir, ve ben onuru benim son shreds dışarı yürüyebilir.
Podemos luchar esto hasta la muerte, O podemos detener el carro, Y puedo salir con mis últimos trozos de dignidad.
Baykuş için Tapınağı ve bana yardım edebilir, ya ya da beni durdurmaya çalışan ölebilir.
Al Templo del Búho, y tú puedes ayudarme, O puedes morir tratando de detenerme.
Bana taç verin ve şimdi Darkspore olabilir, ya da bunun için Ana-sett dünyada takip edebilir and Crown tutun.
Dame la corona, y ahora puedes tener el Darkspore, O puede perseguir a Ana-Sett en todo el mundo por ello, Y mantener la Corona.
Ve ne kadar süreceğini bilmiyorsam eğer, o zaman ofise ne zaman döneceğimi bilemeyeceğim, ya da işimi ne zaman bitireceğimi, ve bu hiç hoşuma gitmez.
Y si no sé cuánto tiempo va a tomar, No voy a saber cuándo voy a volver a mi oficina o qué hora voy a terminar mi trabajo, y no me gustaría eso.
İşte o yüzden ilkin The Keep'i kontrol etmek istedim, ve Bader'ı da o zaman buldum.
Por eso me fui a ver cómo The Keep, en primer lugar, y fue entonces cuando me encontré con el Dr. Bader.
Ve... bu da bana kendimi senin için bir proje ya da çözmen gereken bir problemmişim gibi hissettiriyor.
Y... que me hace sentir como un proyecto o un problema para que usted pueda resolver.
Termal kameralı dron ve sinyal alıcılar gönderip biyolojik ya da radyolojik bir saldırı...
También querrá enviar drones con sensor de calor y rastreadores del aire para buscar cualquier cosa biológica o radiológica en la zona.
Belki o seni gerçekten tanıyordur bedeninin yatakta olmadığını ya da kafanın işte olduğunu biliyordur ama gizlediğin sen, o kimseye göstermek istemediğin kişi kendini tanıması bir yana rezil olan bir kadın var ve yine de seni seviyor o.
Quizá él conoce quién eres de verdad... no tu cuerpo en la cama o tu mente en el trabajo, sino tu yo secreto, la persona que no quieres que nadie vea, mucho menos reconocer tú misma, Quizá él conoce quién eres de verdad... no tu cuerpo en la cama o tu mente en el trabajo, sino tu yo secreto, la persona que no quieres que nadie vea, mucho menos reconocer tú misma, una mujer que está hecha una mierda, y a la que él quiere igualmente.
Çünkü kolumu her çekiştirdiğinde ve kulağıma fısıldadığında mahkemeye verdiğin sinyal avukatına güvenmediğin oluyor da.
Y cada vez que me tiras de la manga o me susurras al oído, lo que consigues es mandar una señal a la sala de que no confías en tu abogado.
O zaman Bob Drag'ı ara ve ona belli ki "ie istisnası" yazım kuralını asla öğrenememiş birinci sınıf avukatla çalıştığımızı ve öyle ya da böyle zafere ulaşacağımızı söyle.
Pues llama a Bob Drag y dile que tenemos a un abogado de fama mundial que, al parecer, no sabe que antes de b y p siempre m, y dile que, de un modo u otro, emergeremos victoriosos.
Sonra beraber koşuyorlar ve Lut'un karısı eşyalarını falan çok özlediğinden sanırım koşarken özlem içinde geriye bakıyor. Ve bir anda toza dönüşüyor.
Así que todos están corriendo, y luego la mujer de Lot, porque extraña sus cosas o lo que sea, se da la vuelta, como con melancolía, mientras corre, y se convierte en una estatua de sal.
Han, bu çok enteresan ve bir o kadar da rahatsız edici bir şey.
Han, eso es fascinante, aunque turbador.
1980'lerde Avusturalya'da lginç bir deney yapılmış. Büyük şehirde yaşayan bir grup yerli şişman, diyabetik veya diyabetik olmak üzerelermiş. Yüksek tansiyon ve daha bir sürü kalp hastalığı belirtisi.
En los años ochenta, se hizo un experimento en Australia con un grupo de aborígenes que vivían en la ciudad y padecían sobrepeso, prediabetes o diabetes, hipertensión y otros marcadores de enfermedades cardiacas.
Sen hayatını kurtardın ve şimdi o da seni öpmek istiyor!
No, le salvaste la vida, ¡ y ahora quiere besarte!
Biliyor musun her şeyin ilk ne zaman ters gitmeye başladığını anlamaya çalışıyordum ve görünüşe göre o zaman tam da senin mutfağıma ilk geldiğin an.
Mira, he intentado entender cuándo empezó a ir todo mal, y parece que coincide con el día en que apareciste en mi cocina.
O ve Protestan lordları İskoçya'da Mary'nin tahtını yok etmeyi istiyormuş.
Él y sus lores protestantes en Escocia están buscando destituir a María del trono.
Sev ya da sevme sen grimmsin, ve işlerin aslında nasıl yürüdüğünü biliyorsun
Te guste o no, eres un Grimm y comprendes cómo funcionan las cosas.
... ya da geçmişimizden bir şeyler öğreniriz ve onu onurlandırırız.
O podemos aprender de ella. Y honrarlo.
O kadar büyük bir görüş alanı. bir o kadar da küçük vizyon. Eğer gelinciği ve arkadaşlarını durdursak yani astreoitin yolunu değiştirmekten...
Tan buena vista, pero no tienes casi ninguna visión... si evitamos que la comadreja y sus amigos... desvíen el asteroide... matará a la comadreja y a todos los demás... mientras nosotros volamos seguros por encima de todo.
Er ya da geç kendi kanatların olacak Ve gökyüzüne uç.
Tarde o temprano tendrás tus propias alas y volarás por el cielo.
- Ya da Bill ve Moiralara. Posta kodumuz aynı.
O a casa de Bill y Moira, el código postal es el mismo.
Ve birkaç bira ısmarla o da sana gerçeği söyler tamam mı?
Invítale a unas cervezas y él será franco contigo.
Araba iptal oldu. Ve düşük not verdi. Yani şimdi başka bir tane tutmam lazım ve puanım da düştü.
El del coche se ha marchado y me ha valorado mal, o sea que tengo que pedir otro y encima he bajado.
Ama sistemimizin özünü ortaya çıkaracak ve onlar da her şeyi mahvedip ortada bir keşmekeş bırakacaklar. Zenginlerin hâlâ her şeyi olacak ama doların bir kuruş değeri kalmayacak o yüzden zengin olman kimin umurunda?
Pero va a revelar la verdadera naturaleza de nuestro sistema y ellos sólo derrumbarán todo, sólo será un lío del carajo, así que las personas ricas seguirán teniéndolo todo pero un dólar no valdrá más que una moneda de diez centavos,
Kaplanını da ejderhanı da al ve git yoksa kıçını tekmelerim buradan.
Así que crouch su Tiger, ocultar tu dragón, o voy a Wang Chung tu culo fuera de aquí.
Ve düşünüyor olsan da olmasan da bir kez başladığında, bir daha bırakamıyorsun.
y si eran o no, Una vez que empiezas, ya no se detienen.
Ama senin diğer tarafını da gördüm ve o kişiyi geri istiyorum.
Pero yo he visto tu otro lado. Y quiero que regrese.
Ya bana bilmek istediğim her şeyi hemen şimdi anlatırsın ya da kaçak Brady'e geçerim ve sen de şansını mahkemede denersin.
Así que vas a decirme todo lo que quiero saber ahora mismo, o me voy a ver a nuestro huidizo Brady y tú te la juegas en los tribunales.
Daha da kötüsü, Heather'a bedavaya verdiğim bütün o temizleyicileri ve maskeleri artık alamaz oldum. Bir de üstüne iki ay nafaka ödeyemeyince, bilin bakalım ne oldu?
Peor, ya no pude conseguirle a Heather todos los limpiadores y exfoliantes que le regalaba y me salté dos pagos de la manutención, ¿ y saben qué?
Bay ve Bayan Lutz, ya hemen benimle merkeze gelirsiniz ya da yakınlarda özel olarak konuşabileceğimiz bir yer buluruz.
Sr. y Sra. Lutz, pueden o bien venir conmigo a comisaría ahora mismo, o pueden encontrar algún sitio por aquí donde podamos hablar en privado.
Öyle bir şey olmayacağını açıkça belirttim. O da sorun yok dedi ve belki fikrimi değiştiririm diye telefonunu verdi.
Estaba claro que no estábamos haciendo eso, y él me "No hay problema" dijo y me dio su número de teléfono en caso de que he cambiado de opinión.
Sadece yazılım değil, parmak izi analizinde son nokta. Aşınmış ya da bu olaydaki gibi ısıdan zarar görmüş yüzeysel tepelerin ve çukurların görüntülerini geliştiriyor.
No es solo software, es lo último en análisis de huellas digitales que nos permite mejorar los surcos y las crestas que podrían haberse difuminado, o, en este caso, dañados por el calor.
Diyelim, eğlence sektöründe çalışıyorsunuz ya da sporcusunuz ve isminizi markalaştıracak bir ilgi, para kazandıracak bir ün istiyorsunuz.
Imagine que es un artista o atleta y busca la clase de atención que puede hacerle un nombre, una celebridad reconocida.
Jim ve Linda'yla bunun hakkında konuştuk ve en iyisinin ya gidip onlarla birlikte yaşamam ya da bebekten tamamen vazgeçmem olduğuna karar verdik.
Hablé con Jim y Linda, y todos estamos de acuerdo en que es mejor ya sea, ir a vivir con ellos O puedo darles al bebé por completo.
Evet ama ya annem bir sabah uyanır ve bu küçük kızla çekip gitmek istediğine karar verirse? O zaman Jim ve Linda, peşlerinden gitmek için gereken velayet haklarına da sahip olmayacak.
Sí, excepto que ¿ Sí mi mamá se despierta una mañana y decide que quiere irse con la pequeña y entonces, Jim y Linda no tienen la patria protestad que necesitan para ir tras ellas?
Geçen hafta, Brie uğradı ve ben akşam yemeğini hazırlarken, o da köpeğimizi dolaştırmaya çıkardı. Telefonunu tezgahın üstünde bırakmış.
La semana pasada, Brie vino, y mientras le cocinaba la cena, ella llevó a nuestro perro a caminar y dejó su teléfono en el mostrador.
Ama isim ya da Dwight'ı Ziklon'a bağlayan herhangi bir detay vermeden önce onu ve oğlunu koruyacağımızı kanıtlamam gerekiyordu, ki kanıtladım.
Pero no estaba dando nombres dando detalles o conectando a Dwight con Zyklon de modo alguno hasta que pudiera probar que ella y su hijo estarían protegidos... lo cual hice.
Bütün bu suçların bu adreslerle bağlantılı olduğunu ve bütün bu evleri satın alarak sahibi olan kişi ya da kişilerin sanığın yargılandığı cinayetle doğrudan ilişkili olduğunu kanıtlayabilir misiniz?
¿ Puede demostrar que todos estos crímenes se conectan a estas direcciones, y que todas las casas fueron compradas y pertenecían a una persona o personas directamente conectado a todos los asesinatos de los que el acusado está siendo juzgado?
İzleyicilerden ve yargıçtan da şüphelenmiyorduk ama yine de...
No estábamos recelosos del público o del juez, - pero tuvimos que...
Bay Borja, zaten kendi kaybımızın yasını tutuyoruz. Ve milyonlarca dolar değerindeki kayıp silahlar dışarıda bir yerde. Onları bulmak zorundayız yoksa çok daha fazla insan ölecek.
Sr. Borja, ya estamos de luto por uno de los nuestros, y hay un millón de dólares de armas desaparecidas por allí tenemos que encontrarlas o, más vidas se perderán.
Bu da zaman alacak ve o silahlar elimizden kaçabilir.
Lo que va a tomar tiempo, y esas armas podrían desaparecer.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]