English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ B ] / Bil

Bil traduction Espagnol

8,352 traduction parallèle
Bil bakalım ben kimim.
Adivina.
"Şunu bil ki sen yokken yatakta yapayalnız hissediyorum."
"Quiero que sepas que mi cama se siente tan vacía cuando no estás en ella".
Olmuş bil.
Dicho y hecho.
Oldu bil kaptanım.
- Entendido, mon capitaine.
# Ve seni sevdiklerini bil #
* Y sabed que os quieren *
# Ve seni sevdiklerini bil # Haydi biraz daha...
* Y sabéis que os quieren * Vamos... un poco...
- Oldu bil.
- Lo haré.
Çok iyi biri gibi duruyorsun ama bil diye söylüyorum buradayım çünkü kardeşim daha fazla dışarıya çıkmamı istedi.
Un placer. Bueno, pareces muy majo, pero para que lo sepas, solo estoy aquí porque mi hermana quería que saliera más.
Şunu bil ki boynuzlu miğferleriyle şarkı söyleyen tombilik kadınlar olacak.
Esto van a ser unas putas gordas cantando con cuernos en el casco.
Ama bil bakalım ne diyeceğim?
Pero adivina.
Bil bakalım kaçıyla hala konuşuyor?
Adivina con cuántos sigue hablando.
Oldu bil.
Dalo por hecho.
Viktor, eğer bunu dinliyorsan, lütfen bil ki senin tarafını savunuyorum.
Viktor, si nos está escuchando sepa que intento abogar por usted.
Bil diye söylüyorum, kıskacı hazırlıyor şu an.
Solo para que lo sepas, está preparando las pinzas.
Bil diye söylüyorum, FBI'ın sürecini gözlemliyorum.
Para que lo sepas, he estado comprobando los progresos del FBI.
Ama bil ki ona seçim yaptırmak zorunda kalacaksın.
Pero que sepas que vas a hacerle elegir entre nosotros.
Ben kendi iyiliğin adına O'ndan günahlarını affetmesini istiyorum. Ve bil ki artık günahlardan arındın.
Yo, yo soy el que borro tus rebeliones por amor de mí mismo, y no me acordaré de tus pecados.
Kendi hatan için sorumluluk almayı bil.
Asume la responsabilidad de fallar.
- Bil bakalım ne oldu?
- ¿ Adivina que?
Değerini bil.
Atesora eso.
Endişelenmene gerek olmadığını bil istedim.
Quería que supieras que no debes preocuparte.
Şunu bil ki ; para klinikten gelmeyecek.
Y para que conste, el dinero no puede venir de la clínica.
Yalnızca bilmen gerekeni bil.
Necesidad de conocer sólo
Haddini bil.
Conseguiste clase.
Tatlım, bil bakalım bana küm çarptı?
Cariño, ¿ adivina quién me chocó?
Sadece seni kırmak istemediğimi bil. Hayır mı diyorsun yani?
Solo quiero que sepas que nunca quise hacerte daño. ¿ Entonces es un no?
# Tüm kalbinle bil, beni yerimden oynatamazsın #
* Sé que con todo tu corazón no me puedes hacer temblar *
# Tüm kalbinle bil, beni yerimden oynatamazsın #
Sé que con todo tu corazón no me puedes hacer temblar *
Annemizin kanserden öldüğünü ve babamızın canı çıkana kadar içmesini benden bil. Ah!
Culpame porque mi mamá muriera de cáncer y de mi papá bebiera hasta la muerte, ¡ si!
Her kim isen bil ki bu olay işe yaramayacak.
Quienquiera que seas, deberías saber que esto no funcionará.
Hakkımda ne düşünürsen düşün kardeşim, şunu bil ki sana söylediğim her şey gerçeği yansıtıyor.
Sea lo que sea lo que pienses de mí, sabes que... Lo que te digo, esa es la verdad.
Beni göndermeden evvel şunu bil.
Antes de rechazarme, deberías saber esto.
Hiçkimse, hiçbir şey umurumda değilmiş gibi davranmak zorundaydım ama şunu bil ki seni incittiğim zaman...
Tenía que hacer que pareciera que no me importaba nada, nadie, pero tienes que saber que cuando te lastimé...
Nasıl onarılabileceğimi düşünüyorsun bilmiyorum ama bil ki sen hiç yapamadın.
Así que, aunque pensabas que me podías reparar, por favor entérate que nunca pudiste.
Suçların için ödemen gereken bir bedel var ve sadece ıstırap ve kanla ölçülebilir ama bundan hiç keyif almayacağımı bil.
Hay un precio que debes pagar por tus crímenes que solo puede ser medido con agonía y sangre, pero sé que no lo gozaré.
Ben iyi olacağım, bunu bil yeter.
Sé que estaré bien.
- Şu elbisede kendine bir bak. - Bil bakalım kimi yakaladım?
- Mírate con ese vestido.
- İhtiyacın olursa yanındayım bil.
- Cuentas conmigo.
Eğer böyleyse arkasından ağlamayacağımı bil.
Si él fue noqueado fuera su percha, no lloraría.
Daniel, elinden gelen her seyi yaptiginı bil yeter.
Daniel, tienes que saber que hiciste todo lo que pudiste.
Kendini üstün görüp kibirli kibirli geziniyorsun. Ama bil bakalım ne var adi!
Siempre buscando ligar como un gallito. ¿ Pues sabes qué, mofeta?
Titus, bu zamanların değerini bil.
Titus, disfruta de este momento.
Hakkımda ne derlerse desinler şunu bil ki, bunu yapmak zorundaydım.
Digan lo que digan sobre mí, necesito que sepas que tuve que hacerlo.
Akıntıyı kaçırırsam Smasher, kendini ölmüş bil.
Mira, si pierdo la marea, Bombón, eres hombre muerto.
Danny "Sokaklara dikkat et, nerede olduğunu hep bil." der.
Danny dice que si prestas atención a las calles, siempre sabrás en dónde estás.
- Motor nerede bil bakalım.
Adivina dónde está el motor.
Bil bakalım bu kim Frank?
Adivina quién es este.
- Oldu bil.
Está bien.
Oldu bil.
No digas nada más.
"Kendini bil."
"Conócete a ti mismo".
Şunu bil.
Bueno, para que sepas.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]