Biliyordum zaten traduction Espagnol
492 traduction parallèle
İyi bir kadın olmadığını hep biliyordum zaten!
"¡ Siempre supe que no eras una mujer decente!"
Biliyordum zaten, sizler...
Siempre sabía que los tipos como usted eran...
Biliyordum zaten.
Sabía que cumplirías.
Bir gün kıracağını biliyordum zaten.
Sabía que algún día me pegaría.
Bunu biliyordum zaten.
Siempre lo supe.
Aşçı olmadığını biliyordum zaten.
Siempre supe que no eras cocinera.
Başka bir nedeni olduğunu biliyordum zaten.
Sabía que había otra razón. No estabas enfadado conmigo para nada.
Açmadan içinde ne yazdığını biliyordum zaten.
Sabia lo que decía esa carta antes de abrirla.
- Parry'nin suçlu olduğunu biliyordum zaten.
- Igual, sabía que Parry era culpable, así...
- Biliyordum zaten.
- Sabía que no lo harías.
Biliyordum zaten. Bu vadi ve kalenin havadaki dalgaları toplayıp büyük bir anten görevi yapacağını biliyordum.
Lo sabía, el valle y el castillo forman como un gran plato que recoge las ondas del espacio.
- Bunu biliyordum zaten.
- ¡ Lo supe todo el tiempo!
Biliyordum zaten.
Lo sabía.
- Biliyordum zaten.
- Ya me lo dijiste.
İsteyince çok zalim olabiliyorsun, bunu biliyordum zaten.
Sabéis ser cruel cuando queréis, siempre lo he sabido.
Hadi oradan sen de. Hiç bir yeri soymadığını biliyordum zaten, seni numaracı.
Sabía que no había robado a nadie, farsante.
Biliyordum zaten, yakalanırsak... cesaretini kaybederse, Vegas'taki adamdan söz edecekti.
Sabía que si nos atrapaban y me delataba, iba a decir algo de ese tipo en Las Vegas.
- Güzergâhını neden değiştirdiğini biliyordum zaten.
- Yo ya sabía por qué lo cambió.
Hatırlayacağını biliyordum zaten.
Y entonces fue condenado a muerte. ¡ Alabemos al señor!
Biliyordum zaten.
Ya lo sabía, por supuesto.
- Biliyordum zaten.
Ya lo sabía.
Bana o harika yeni yaşantımızı anlatırken, bunun ne anlama geldiğini biliyordum zaten.
Ahora sé lo que quieres decir con tu nueva vida.
Baştan beri senin için hiç de kolay olmayacağını biliyordum zaten.
Bueno, desde el principio supe que no te iría bien.
- İtalya'nın bir hayal olduğunu biliyordum zaten.
- Siempre supe que lo de Italia no pasaría.
Size güvenemeyeceğimi biliyordum zaten.
Me arriesgué mucho con todos ustedes.
Biliyordum zaten.
Ha sido como escalar una montaña y alcanzar la cima.
Senin yerine onu atamam gerektiğini biliyordum zaten.
Sabía que debí elegirlo a él en tu lugar.
Biliyordum zaten...
Siempre supe...
Senin ülkene yardımcı olmak istediğini biliyordum zaten.
Ya sabía yo que querías ayudar a la justicia.
Seni kaltak, beni aldattığını biliyordum zaten!
Necesito al hombre debajo de ti, zorra.
Bu kadar iyi hissetmemin bir nedeni olduğunu biliyordum zaten.
Ya sabía yo que por algo me sentía tan bien.
Önceden biliyordum zaten.
Siempre lo supe.
Onu öylece bırakamayacağını biliyordum zaten.
Sabía que no lo dejaría con tanta facilidad.
Yapabileceğimi biliyordum zaten.
Sabía que podía hacerlo.
Biliyordum zaten...
Lo sabía.
SARAY TİYATROSU SAHNE KAPISI Kız iyiymiş, Jack. Ben zaten biliyordum.
" Mi querida Srta. Held, es importante que me vea antes de firmar ningún contrato.
Bu kısmı zaten ezbere biliyordum ama.
Claro que me lo sabía de memoria. Bebamos.
Öyle olacağını biliyordum zaten.
- Deje que la corte yo. - No.
Aramızda bir sorun olmadığını biliyordum zaten.
Ya sabía que no habría problemas.
Evli olduğunu zaten biliyordum.
Siempre he sabido que estaba casado.
Dua etme arzusunun zaten bir dua olduğunu çok iyi biliyordum... ve Tanrı benden daha fazlasını isteyemezdi.
Sé que desear rezar equivale a rezar, y que Dios no pide más.
Tabii, biliyorum Zaten biliyordum.
Sí, ya lo sé. Eso ya lo sé.
Zaten biliyordum.
Ya Io sabía.
Yapayalnız kalacağımı zaten en başından biliyordum.
Sabía perfectamente que me iba a quedar terriblemente sola.
- Zaten biliyordum.
- Ya lo sabía.
Ama bunu zaten biliyordum.
- Pero ya lo sabía.
Daha da önemlisi, başarılı oldum. Başaracağını hep biliyordum zaten.
Lo más importante es que he triunfado.
Zaten komşunun bahçesinden gitmen gereksizdi. O yolu biliyordum.
No tenías que haber dado el rodeo por el jardín del vecino, conozco el camino.
Zaten biliyordum.
Yo lo sabía.
Ama biliyor musun, ben hayatın anlamını zaten biliyordum.
¿ Pero sabes qué? Yo siempre la he apreciado igual de bien.
İtiraf etmeliyim, ki zaten bir sır değil bir zamanlar ben de burada yaşadım ve sorunlarını biliyordum.
Que antes todo estaba mejor. Con sinceridad tengo que confesarles una cosa, aunque... seguramente no será un secreto para ninguno de ustedes. Yo conozco muy bien esta ciudad.
zaten 253
zaten biliyorum 27
zaten biliyorsun 19
zaten öyle 24
zaten geç kaldık 17
biliyorum 15888
biliyorsun 4418
biliyormusun 262
biliyor musun 6673
biliyor 196
zaten biliyorum 27
zaten biliyorsun 19
zaten öyle 24
zaten geç kaldık 17
biliyorum 15888
biliyorsun 4418
biliyormusun 262
biliyor musun 6673
biliyor 196
biliyorum tatlım 44
biliyorum canım 32
biliyorum ama 99
biliyorum hayatım 20
biliyorsunuz ki 33
biliyor musunuz 1377
biliyorum baba 24
biliyorsunuz 744
biliyorum biliyorum 28
biliyor musun al 19
biliyorum canım 32
biliyorum ama 99
biliyorum hayatım 20
biliyorsunuz ki 33
biliyor musunuz 1377
biliyorum baba 24
biliyorsunuz 744
biliyorum biliyorum 28
biliyor musun al 19
biliyorum efendim 52
biliyorum ki 71
biliyorum bunu 16
biliyorum anne 31
biliyordum 1178
biliyorsun değil mi 147
biliyoruz 271
biliyorsun ki 112
biliyor musun baba 17
biliyorsundur 23
biliyorum ki 71
biliyorum bunu 16
biliyorum anne 31
biliyordum 1178
biliyorsun değil mi 147
biliyoruz 271
biliyorsun ki 112
biliyor musun baba 17
biliyorsundur 23