English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ G ] / Gitmedi

Gitmedi traduction Espagnol

6,372 traduction parallèle
- Planladığın gibi gitmedi, ha?
No salió como lo planeaste, ¿ no?
- Hayır, gitmedi.
No.
Hiç hoşuma gitmedi Jackie.
No me gusta esto, Jackie.
- Geçen sefer hoşuna gitmedi mi?
- ¿ No te divertiste la última vez?
Toplantı başkanımız açısından iyi gitmedi.
Esa reunión no fue bien para nuestro presi.
Hayır, gitmedi.
No, no lo ha hecho.
Sadece görev planladığım gibi gitmedi.
Es sólo... Mi misión no salió como estaba previsto.
Bu hiç hoşuma gitmedi.
- No me gusta. Debería ir contigo.
Sadece yakıt ve erzak için, ancak kimse iskeleden öteye gitmedi.
Solo para abastecernos de combustible y comida pero nadie salió del puerto.
Bu hiç hoşuma gitmedi.
No me gusta el sonido de eso en lo absoluto.
Sana gelirsek, ses tonun hiç hoşuma gitmedi.
Yo Don apos ; t gusta ese tono.
O gece evden öylece çıkıp gitmedi, değil mi?
Ella no se fue de la casa esa noche, ¿ verdad?
Bu yüzden orada işleri iyi gitmedi ve bu... En azından kötü hissediyorken yanında olmak istiyorum.
Por lo que sé, por eso no le fueron bien las cosas y es... lo mínimo que puedo hacer es consolarlo cuando está triste.
Gördün mü, bunu tanımamasının sebebi de onda hiç olmaması, çünkü o, Harvard'a gitmedi.
Ves, la razón de que no la reconociera fue porque nunca tuvo una, ya que... nunca fue a Harvard.
Ve hiç hoşuma gitmedi.
Y no me gustan.
Pekala, bu hoşuma gitmedi.
Vale, esto no me encanta.
Şansımız yâver gitmedi.
No tuvo suerte. ¿ Ustedes?
çiçekler bencede daha uygun işi kabul ediyorum diye bence ilişkimiz bu durumda olmamalı peki diyelim ki devam ettik ve iyi gitmedi.
Con un gran gusto eligiendo flores. No debí decirte que consideraba aceptar el trabajo de ese modo. Digamos... que no soporto demasiado bien las resacas.
Şansımız yaver gitmedi.
Aquí no ha habido suerte.
Paulson'ın arabasına sızdığınızda bir şeyler yolunda gitmedi.
Como cuando hackeaste el auto de Paulson y no funcionó como se planeó.
- Senin açından istediğin gibi gitmedi.
- En tu caso, no fue rentable.
Dün gece eve gitmedi.
No volvió a su casa.
İyi gitmedi.
No salió bien.
Beş yıl önce bir ev partisinde buraya geldi ve hala gitmedi.
Hace cinco años, consiguió colarse en una de las fiestas que hice en mi casa y nunca se fue.
- Hoşuma gitmedi. Özensiz.
Es descuidado.
Dairesinde üniformalar var ama dün geceden beri evine gitmedi.
Tenemos agentes vigilando su apartamento, pero no ha vuelto desde anoche.
O hiç ortaokula gitmedi mi?
¿ Nunca fue al instituto?
İyi gitmedi.
No fue bien.
Bu ses hiç hoşuma gitmedi.
Bueno. eso sonó raro.
Tabii. Yıllardır diş doktoruna gitmedi ve 7-Eleven sosislileri ile hayatta kalıyor ama çok cesur ve spontane.
Claro, hace años que no se pasa por el dentista, y vive de los perritos calientes del 24 horas, pero es valiente y espontánea.
Bir türlü gitmedi.
Nunca se daría por vencida.
- Bu hiç hoşuma gitmedi.
Esto no me gusta.
Söyleyiş tarzı hiç hoşuma gitmedi.
No me gusta la manera en que has dicho eso.
Ama yanılıyorum değil mi? Aslında o hiç gitmedi.
Pero estaba equivocado, ¿ a que sí?
Bu hiç hoşuma gitmedi.
No me gusta esto.
- Hoşuma gitmedi.
- No me gusta.
Evet, ama Valerie bunu biliyordu ve polise gitmedi.
Sí, pero Valerie sabía eso, y no acudió a la policía.
Elbette bu hiç hoşuma gitmedi diyebilirim.
Evidentemente, no me sentía cómodo con eso, ni mucho menos.
Ona kız kardeşime yardım etmek için gitmiştim ama işler pek de planladığım gibi gitmedi.
pero las cosas no salieron exactamente como las tenía planeadas.
Belki de kaçırıp fidye isteyeceklerdi birinden ama işler istedikleri gibi gitmedi.
Quizá fue un secuestro que salió mal.
Hoşuna gitmedi mi?
¿ No te gustó?
Bu hoşuma gitmedi.
No me gusta esta.
Sanırım Emma istediğin yoldan gitmedi.
Vaya, creo que no lo hizo.
Sırt masajı için teşekkürler, yalnız "yavrum benim" demen pek hoşuma gitmedi.
- Agradezco el masaje de espalda. No estoy seguro de que me guste que me digan "Srta. Cosa".
- Pek hoşuma gitmedi. - Gördüğüne çok sevindim çünkü...
Me alegro mucho de que lo hayan visto, porque- -
Eğer Whitney babasını bulduysa neden doğrudan Şerif'e gitmedi ki?
Espera, ¿ si Whitney encontró a su padre asesinado, por qué no acudió directamente al sheriff?
Bu hoşuma gitmedi.
No me gusta esto.
- Ona böyle demen hoşuma gitmedi.
No me gusta que le llames así.
Hoşuma gitmedi bu.
No me gusta esto.
- Umduğumuz gibi gitmedi.
No como esperábamos.
- Gitmedi.
Él no lo hizo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]