Orada duruyor traduction Espagnol
717 traduction parallèle
Dolunayın aydınlattığı her gece orada duruyor ve beni dinliyor.
Cada noche de luna llena, ella permanece allí, escuchándome.
- Uzun zamandır orada duruyor efendim.
- Lleva ahí mucho tiempo, señor.
- Orada duruyor.
- Ahí está.
Gişelerin orada duruyor.
Se ha detenido en la zona de peaje.
Niye orada duruyor?
¿ Qué es lo que lo sostiene?
Hep orada duruyor.
Siempre está ahí.
İşte, orada duruyor. En son bıraktığım yerde.
Bien, allí está, justo donde la dejé.
Sadece orada duruyor.
Está ahí.
Orada duruyor.
Él está aquí.
- Hala orada duruyor.
Sigue ahí.
Orada duruyor. Al gitsin.
Era para Ud. y ahí lo tiene, úselo.
İstersen arkadaşımın arabası orada duruyor.
- ¿ Quieres que te lleve? Tengo el coche de mi amigo. Allí.
Eldivenleri orada duruyor.
Ahí está el guantelete.
Orada duruyor ve artık adını söylemelisin!
¡ Está muerto! - ¡ Está aquí y debes decir su nombre!
Üstelik tam 15 yıldır orada duruyor.
Ha estado allí... enterrado quince años.
Hala orada duruyor.
Todavía está ahí.
Orada duruyor. Beyler, Paul Girard kısa bir süre içinde burada olacak.
Y, caballeros, Paul Girard llegará muy pronto.
Bir çok tablo orada duruyor.
Está robando un montón de cuadros.
Ve O orada duruyor.
Y ahí se queda.
Şişe orada duruyor, iç.
Ahí tienes la botella, así que bebe.
Tüm malım mülküm orada duruyor.
Lo único que tengo está ahí.
K-7'nin 100 km. dışında. Orada duruyor.
Está a 100 kilómetros de K-7.
Bak, işte bir tanesi orada duruyor.
Mira. Ahí está uno de ellos.
Orada duruyor.
Se detiene ahí.
- O yuva bin yıldır orada duruyor.
- Lleva siglos anidando ahí.
Orada duruyor ya.
- Está ahí mismo.
Çete yokedildi. Vagona altınlar yüklendi. Orada duruyor.
La banda ha sido destruida, el carro esta cargado con el oro, y solo esta esperando ahí.
Orada duruyor. Bir güzellik emsali.
- Ahí está, señorial, hermosa.
Orada öyle duruyor, bize bir faydası yok.
A nosotros no nos sirve de nada.
O üçü orada altı haftadır oturup duruyor... ve tek bir kürk satamadılar.
Hace seis semanas que esos tres están ahí sentados... y no han vendido ni una sola piel.
Orada bir garajda duruyor.
- La caravana. Está metida en un garaje.
Silah hala katilin parmak izleri üstünde olarak orada, bir ağacın altında duruyor.
El arma está todavía ahí, al pie de un árbol... con las huellas del asesino en ella.
Orada, ağır bir yemek gibi duruyor.
Se nos queda dentro, como una cena pesada.
Para ta orada eski bir deri çantada duruyor olsa da bizi paramparça ediyor.
Es veneno. Te está cambiando, nos está cambiando a los dos.
- Hala orada asılı duruyor.
- Sigue allí colgado. ¿ Sí?
- Orada duruyor.
- Es mucho oro!
Siyah üniforma... beyaz nişanlı. Orada, bir başına duruyor.
Con uniforme negro y plumas blanco, ahí, solo, es él.
Yüzlercesi orada kıpırtısız duruyor hepsi bu yöne bakıyor, bekliyor.
Son cientos esperando de pie, sin moverse todos viendo hacia acá, esperando.
Hâlâ orada duruyor.
Sigue ahí.
Orada öylece duruyor ve donuk bir şekilde ufka bakıyordu, yüzünde, korkunç bir ızdırabın izleri vardı.
Se erguía mirando al horizonte, con el tormento y la congoja interiores marcados en el rostro.
Orada saat 9'da hayat duruyor.
Es un pueblo de las nueve en punto.
Orada garajda duruyor.
Está en el garage sobre el triturador.
Orada tapınakta, bütün bunların sorumlusu duruyor.
En el templo está la causa de todos vuestros problemas.
Hala orada, eski bir balıkçı kulübesinde duruyor.
Aún está allí, en una vieja cabaña de pescador.
Şimdi sizi İngiltere kırsalındaki dar bir caddeye götüreyim ve orada çiftçi Gileslerin çitinin üzerinde ne duruyor dersiniz.
Me gustaría que vinierais de paseo conmigo por un camino en el campo. Y allí, ¿ qué vemos sobre la valla del granjero Giles? Pero si es un mirlo.
Orada asılı duruyor
La i tienen enamorados de más Para traer puestos sus anillos.
Orada, kayanın üzerinde duruyor.
Allí, sobre la roca.
Kabul et, Stillwell. Orada kapı yok! 24 saat değil, epeydir yok gibi duruyor.
No hay una puerta ahí, y hace más de 24 horas que no la hay.
Orada birbirlerine sokulmuş duruyor ve pencerenin dibinde idamlardan bahseden gardiyanları dinliyorlar.
¡ Están de pie juntos y escuchan a través de las ventanas a los guardias hablando de ejecuciones!
Orada bir yıldır hiç değişmeden duruyor olabilirlerdi ya da bir milyon yıldır...
Podrían haber seguido inmutables durante un año, o durante un millón de años.
Tekrar orada gözüktü, düz duruyor.
Se mantiene firme, Capitán.
duruyor 34
duruyorum 24
duruyoruz 18
orada 2281
oradaki 168
oradaydım 213
orada mısın 598
oradayım 18
oradaydı 145
oradasın 44
duruyorum 24
duruyoruz 18
orada 2281
oradaki 168
oradaydım 213
orada mısın 598
oradayım 18
oradaydı 145
oradasın 44
oradan 69
orada kimse yok 63
orada dur 223
orada biri var 50
orada ne var 123
oradadır 18
orada olacağım 346
orada neler oluyor 224
orada ne yapıyorsun 161
orada bekleyin 25
orada kimse yok 63
orada dur 223
orada biri var 50
orada ne var 123
oradadır 18
orada olacağım 346
orada neler oluyor 224
orada ne yapıyorsun 161
orada bekleyin 25
orada olurum 25
orada biri mi var 55
orada kal 348
orada mı 137
oradan uzak dur 20
orada mısınız 104
oradaki kim 37
orada olduğunu biliyorum 100
orada durun 51
oradan çık 18
orada biri mi var 55
orada kal 348
orada mı 137
oradan uzak dur 20
orada mısınız 104
oradaki kim 37
orada olduğunu biliyorum 100
orada durun 51
oradan çık 18