English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ B ] / Bana bir iyilik yapın

Bana bir iyilik yapın traduction Français

500 traduction parallèle
Bu akşam bana bir iyilik yapın ve beni Bayan Anton'un yanına oturtun. Olmaz mı?
Ce soir, placez-moi près de Mme Anton... oui?
Bay Keats, bana bir iyilik yapın, Cora'ya söyleyin...
Mais... il m'a eu. Rendez-moi un service.
Hey, onu içeri tıkarsanız bana bir iyilik yapın, tamam mı?
Si vous le bouclez, rendez-moi un service.
- Çok. O zaman bana bir iyilik yapın lütfen.
Alors, rendez-moi ce service.
Bana bir iyilik yapın ve kaygılanmayı bırakın.
- S'il vous plaît, cessez de vous inquiéter.
Bana bir iyilik yapın, Bay Cohen.
Alors, soyez gentil, M. Cohen.
- Elbette! Öyleyse bana bir iyilik yapın!
Toujours la faveur, alors!
Niyetinizi takdir ediyorum ama bana bir iyilik yapın ve bu işi kendi kendinize yapın.
J'admire votre intention mais faites-moi une faveur et devenez saintes toutes seules.
Bana bir iyilik yapın.
Rendez-moi service.
Cemaatinizi çağırarak bana bir iyilik yapın,... ayini açık havada yapacağız.
Faites-moi le plaisir d'appeler vos fidèles, nous allons saluer la messe en plein air.
Bana bir iyilik yapın olur mu? Defolup gidin buradan.
Faites-moi plaisir, d'accord?
Bana bir iyilik yapın. 3 aylık hamileyim sürekli midem bulanıyor. Kocamda para çok.
L'argent c'est mon mari.
Ama öldükten sonra, lütfen bana bir iyilik yapın.
Je suis un garde impérial. C'est mon devoir. Il faut que je sois l'un des deux.
Bana bir iyilik yapın.
Rendez-moi ce service.
Size yalvarırım Tatsuhey'in yeniden evlenmesi için bana bir iyilik yapın Çok soğuk.
C'est pour vous parler de la seconde... femme de Tatsuhéi.
Bayan bana bir iyilik yapın. Kendinize de...
Mademoiselle, rendez-nous service à tous les deux.
Bana bir iyilik yapın, işiniz bitince etrafı temizleyin.
Soyez gentilles, hein? Quand vous aurez fini, nettoyez.
Bana bir iyilik yapın ve arkadaşımı rahatsız etmeyin, çok yorgun.
Encore une chose : Ne dérangez pas mon ami. Il est mort de fatigue.
Bana bir iyilik yapın. Ona altı aydır beraber yaşadığımızı söyleyin. Kahretsin.
S'il te plaît, dis-lui qu'on vit ensemble depuis six mois.
- Bana bir iyilik yapın Bay Conroy. - Elbette.
Puis-je vous demander un service, M. Conroy?
Bana bir iyilik yapın lütfen. Eğer tekrar ararsa ona ilk otobüsle Varşova'ya geldiğimi söyleyin.
S'il appelle encore une fois, veuillez lui dire que je rentre à Varsovie.
Yalvarıyorum bana bir iyilik yapın.
Je te supplie de m'accorder une faveur.
Hanımefendi bana bir iyilik yapın lütfen, onun bunu isteyeceğinden eminim.
Achetez-lui sa bicyclette. Bonne journée.
Bana bir iyilik yapıp onu başka bir yerden alır mısınız?
Faites-moi une faveur, voulez-vous? Allez boire ailleurs.
Doc, bana bir iyilik yap ve bu konudan kimseye söz etme.
Dites, Toubib... N'en parlez pas, hein?
Bana değilse bile, kendinize bir iyilik yapın.
Si tu ne veux pas me faire une faveur, fais donc ça pour toi-même.
Bana bir iyilik yap güzelim. Gitme.
Fais-moi plaisir, ma puce, n'y va pas.
Dennis, bana bir iyilik yapıp o şeyden alır mısın?
Dennis, trouve-moi ce truc, tu veux?
Dinle... bana bir iyilik yapın.
Faisons un marché?
Bayan Chiyo, bana bir iyilik yap. Yarın şafak sökerken benimle köyün girişinde buluş.
Attends-moi demain matin à six heures, à la sortie du village.
Robin Hood hırsızmış aldıklarını hep dağıtmış... hayırseverlik iyidir, biraz da bana iyilik yapın bir iki cebe giriverin... bir iki cebe giriverin...
Robin des Bois, ce bandit Donnait ce qu'il volait Si tu veux me faire la charité Va donc faire quelques poches Il faut faire quelques poches, mes petits
Bana bir iyilik yap. Eğer patronun iki artı iki altı derse, haklısın de.
Promets-moi de dire amen à tout ce que dit ton chef.
Bana bir iyilik yap, bu konudan bahsetmeyelim.
Sois gentille, n'en parlons pas.
Bana bir iyilik yapıp, gözünüzü dört açın, olur mu? Tabii, Hawkins.
Sois gentil, essaie de me tuyauter.
Bana bir iyilik yapıp ve bu saygı değer gazeteyi sobamda yakar mısın?
Faites-moi le plaisir de l'incinérer.
Bana bir iyilik yapıp onları kodese atar mısınız?
Rendez-moi service : Mettez-les sous les verrous.
Bana bir iyilik yap. - Yarın. - Ne?
Mais s'il te plaît, demain, ne prends pas de notes.
- Bana bir iyilik yapıp, şunlara bakar mısın?
- Tu veux bien regarder ça.
Bizim için yaptıklarına müteşekkiriz ama bana bir iyilik yapıp buradan çıkar mısın? Lütfen.
J'apprécie votre aide, mais vous voulez bien sortir?
Bana bir iyilik yap. Sana yarın bir içki alayım.
Je te paierai un verre demain.
Neden kendine bir iyilik yapıp, onu neden aradığını söylemiyorsun bana.
Faites-vous du bien, dites-moi ce que vous lui voulez.
Bana bir iyilik yap ve arkadaşlarına da aynısını söyle.
Bien. Et fais passer le message si tu veux bien.
Bana bir iyilik yapıp bunları dışarıdaki mavi Civic'in ön koltuğuna atar mısın?
Pourriez-vous verser ça dans la Civic bleue garée devant?
Bana bir iyilik yapıp, bu kağıt parçasını imzalar mısın lütfen?
Voulez-vous avoir l'amabilité de signer ce papier?
Bana bir iyilik yap ve şu gözü yaşlı güzel kadın saçmalıklarını kes.
Ferme-la. J'en ai ras le bol de tes divas en détresse.
Arkadaşlığımızın kalan son parçasını kurtarmak istiyorsan bana bir iyilik yap.
Si tu veux sauver ce qui reste de notre amitié, fais-moi une faveur.
Merak ediyorum da bana büyük bir iyilik yapıp kalkma olasılığını değerlendirebilir misin?
- Me feriez-vous le plus grand plaisir en considérant la possibilité de vous réveiller?
Bana bir iyilik yapıp burnumu kaşır mısın?
Fais-moi une faveur. Gratte-moi le nez.
Bana bir iyilik yap ve bu yenileri kutuya değil sıramın üzerine koy.
Rends-moi service. Mets les verts sur le bureau, pas dans la boîte!
Bana bir iyilik yapıp İngilizce yazar mısın?
Rédige ça en anglais.
Ona dedim ki, "Bak bana bir iyilik yap da kafanı bir kovanın içine sok?"
- Oui. Je lui ai dit : "Mettez votre tête dans le seau."

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]