English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ B ] / Bu iş buraya kadar

Bu iş buraya kadar traduction Français

44 traduction parallèle
- O halde bu iş buraya kadar.
- La question est réglée.
Evet arkadaşlar, bu iş buraya kadar.
Hé bien, les gars, c'est parti.
Bu iş buraya kadar Stapleton.
OK, Stapleton, nous y sommes!
Bu iş buraya kadar.
Voilà pour nos petits biscuits.
- Bu iş buraya kadar.
- Ca s'arrête là.
- Bu iş buraya kadar Benny!
- Démolis-la!
Diyorum ki... galiba bu iş buraya kadar.
Je dis... je crois que c'est fini.
Sanırım bu iş buraya kadar.
On est bons.
Bu iş buraya kadar.
J'en ai marre.
Bu iş buraya kadar!
Coucou!
Fark etmez. Bu iş buraya kadar.
Ca ne fait rien!
Bu iş buraya kadar.
Fini, tout ça.
Bu olayı kurcalamalarına müsade etmeyiz Bu iş buraya kadar nasıl geldi.
On en est là à cause d'elle.
İşte, bu iş buraya kadar, seni aptal İrlandalı!
C'est la fin de tout, espèce d'idiot!
Bu iş buraya kadar.
Ça suffit.
Bu iş buraya kadar.
La fin des haricots!
Bu iş buraya kadar. İki ay cezalı.
Privée de sorties pendant 2 mois.
Bu iş buraya kadar!
- Ma faute? Là, c'est trop!
Bu iş buraya kadar
C'est fini.
Bu iş buraya kadar.
C'ets terminé.
Bu iş buraya kadar.
C'est fini.
Hanımlar, beyler bu iş buraya kadar geldi.
Mesdames et Messieurs, voilà où on en est :
Bu iş buraya kadar dostum.
C'est fini, mec.
Ve bu iş buraya kadar.
Et c'est fini.
Bu iş buraya kadar.
Pour toi, ça s'arrête là.
Bu iş buraya kadar, Peralta.
J'en ai marre, Peralta.
Ben George St. Geegland'ım, sen de Gil Faizon'sun, bu iş buraya kadar çünkü içine ettin!
Je suis George St. Geegland et toi Gil Faizon, c'est fini, tu as tout gâché!
Korkarım bu iş şimdilik buraya kadar.
C'est raté!
- Bak, Jack eğer buraya gelene kadar o kamyonu yakalayıp geçemezsek bu iş yatar.
Si on ne peut les doubler avant... c'est fichu.
Scott, başka herhangi bir araştırmacı subayın kolayca yapabileceği... bu iş için, Broderick'i taa El Paso'dan buraya kadar sevk etmek zorunda kalmış.
Scott a dû envoyer Broderick... pour exécuter une mission.
Yani, bu kadar zamandır buraya geliyorum, sana bu kadar para ödüyorum ve niçin hala iş yapmak istiyorum?
Pourquoi ai-je encore envie de faire le tapin?
Bu iş buraya kadar.
L'affaire est réglée.
Bu iş buraya kadar.
Ras le bol de ce boulot. - Mais j'y peux rien.
Bu iş buraya kadar.
Ça y est!
Bu iş buraya kadar.
Les rondes sont finies.
Eğer Stringer Bell, Baltimore'dan buraya kadar böyle bir iş için gelmişse hakikatten bu işte bir iş vardır değil mi?
Si Stringer Bell vient jusque là du fin fond de Baltimore pour offrir ce genre de contrat, c'est que le coup doit vraiment rester secret, n'est-ce pas?
Bu iş buraya varacak.Bana söyle, yaşamak için neden bu kadar alçalıyorsun.
Il faut donc que vous me disiez pourquoi vous êtes censée vivre.
Bu iş nasıl buraya kadar geldi?
Comment en êtes-vous arrivé là?
İş buraya kadar gelmediği için şanslıyız bence. Demek istediğim, eğer bu yolu seçseydi bunu anlayabilirdim.
Je suppose qu'on a eu de la chance de ne jamais en arriver là, mais... en fait, si elle l'avait choisi, j'aurais compris.
Dürüst iş adamlığı buraya kadar. Adamın gerçek ismi Jin Ming ve bu resim 18 yaşındayken... sokak yarışçısı bir çetesiyle araba çalarken yakalandığında çekilmiş.
Et bien, autant pour l'homme d'affaires intègre, le vrai nom de ce type est Jin Ming et la photo de son casier a été prise quand il avait 18 ans quand il a été arrêté pour vol de voitures
Onlarda müthiş bir iş çıkardınız doktor. Buraya kadar bunca yolu bu yüzden geldik.
Vous avez fait des merveilles, c'est pour ça que nous sommes revenus.
Bu kadar ufak bir iş için buraya gelmenize çok teşekkür ederim. çünkü... bu acil bir durumdu. Hiç sorun değil.
Je voulais vous remercier d'être venu aussi rapidement parce que c'était vraiment urgent.
Bu partiyi, başkentte iş isteyen her insan buraya gelip kaydolana kadar gece gündüz, 7 gün 24 saat devam ettireceğiz.
Et la fête va continuer 24 h / 24 jusqu'à ce que tous ceux qui cherchent un emploi à Washington viennent ici pour s'inscrire.
Orada bulaştığı bir iş onu buraya kadar takip etmiştir belki dedim ama bu konuda bir şey bilmiyorlar.
J'ai pensé qu'elle était peut-être impliquée dans quelque chose là-bas et que ça l'aurait suivie ici, mais ils ont dit qu'ils n'en savaient rien.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]