English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ B ] / Bu işe yaramayacak

Bu işe yaramayacak traduction Français

527 traduction parallèle
Hayır, artık bu işe yaramayacak.
Non, tu ne m'auras plus comme ça non plus.
Hayır, üzgünüm, Dr. Parsons, korkarım bu işe yaramayacak.
Non, désolée, Dr Parsons. C'est inutile.
- Bu işe yaramayacak, artık git.
- Ça ne marchera pas Partez
Bu işe yaramayacak, İşe yaramayacak. İşe yaramayacak.
Ça ne marchera jamais, ça ne marchera jamais.
Harika. Mantığınızı dinlemenize sevindim. Çünkü bu işe yaramayacak.Tabi ki
Heureuse de vous voir devenir raisonnable car ça ne va pas marcher.
Üzgünüm. Bu işe yaramayacak.
Ça ne marchera pas.
Bu işe yaramayacak.
- Tais-toi, ou je vais etre méchante.
Bu işe yaramayacak.
Ça ne marchera pas.
Bu işe yaramayacak.
Ca ne servira à rien.
Bu işe yaramayacak Nagilum.
Ça ne marchera pas, Nagilum.
- Bu işe yaramayacak.
- Laisse tomber.
Los Locos sizi başka gezegene gönderir Bu işe yaramayacak. Cama bastırın.
Les tarés te cassent la gueule! Les tarés t'envoient les couilles dans l'espace! ça va pas ouvrir cette serrure, imbécile.
Bu işe yaramayacak.
Ça ne va pas du tout.
Bu işe yaramayacak.
Ça ne peut pas marcher.
Sanırım, bütün olanlardan sonra bu işe yaramayacak.
Ça ne marchera pas, après tout.
Biliyorsun ki, bu işe yaramayacak!
Ça ne marchera pas!
Bu işe yaramayacak.
On va pas y arriver.
- Bu işe yaramayacak.
- ça marchera jamais.
- Görüyorum ki bu işe yaramayacak.
- Je sais déjà que ça va pas marcher.
Kendi bölümünü korumaya çalışıyorsun, ama bu işe yaramayacak. Bu kararlar sana bildirilmedi, çünkü bunlar seni aşar.
Tu essaies de nous en mettre plein la vue, mais ces décisions te dépassaient.
Bu işe yaramayacak Jack.
Ca ne va pas marcher, Jack.
Hera, bu işe yaramayacak. İnsanoğlunun canlılığını asla kıramayacaksın.
Héra, tu ne briseras jamais l'esprit humain.
Hayır. Bu defa işe yaramayacak.
Vous n'allez pas me faire le coup à chaque battue!
İyi değil Watson bu işe yaramayacak. Ne işe yaramayacak?
- Ça ne marchera pas, Watson.
- Her asitten daha güçlü. Fakat bu kez işe yaramayacak.
Mais cette fois, ça ne marche pas.
Bu bir işe yaramayacak. Yine de ateş edecekler.
Ça marchera pas.
Hayır, bu bir işe yaramayacak.
Ça ne servira à rien.
Bu yüzden boşa tartışmayalım baba, çünkü işe yaramayacak.
Aussi finissons-en, père.
Sessizlik yemini bu kez işe yaramayacak!
Se taire n'arrangera rien!
Bu bir işe yaramayacak. Söyleyeceğimi söyleyeceğim.
C'est inutile.
Bu işe yaramayacak.
Votre recherche sera infructueuse.
Bana kalιrsa bütün bu vaazlar, dükkan açmalar, dua etmeler... hiçbir işe yaramayacak.
Toutes ces bonnes paroles et ces prêchi-prêcha, c'est comme pisser dans un violon.
Bu asla işe yaramayacak. Asla.
Ça ne marchera pas.
– Bu bir işe yaramayacak.
– Ça ne marchera pas!
Bir gün bu bile işe yaramayacak.
Un jour, ça ne marchera plus.
- Bu kesinlikle işe yaramayacak.
Ca ne va pas tenir.
- Bu asla işe yaramayacak. - İşe yarayacak!
- Ça ne marchera jamais.
Ve belki bu işe yarayacak, belki de yaramayacak.
Peut-être que ça marchera ou peut-être pas.
Bu... orta oyunu hiçbir işe yaramayacak Picard.
Avant de commencer, capitaine, vous devez parler aux enfants. Ils sembleraient s'être mis en grève.
O seksi gülüşün bu sefer işe yaramayacak.
Je ne pars pas. Ton sourire charmeur ne marche plus.
Diplomasiyi deneyeceğiz, ama sizi temin ederim ki, bu hiç işe yaramayacak.
Nous essaierons la diplomatie mais je vous promets que ça ne marchera pas.
Bu kesinlikle işe yaramayacak.
Ça ne marchera jamais.
Bu asla işe yaramayacak.
Ça ne marchera pas.
Bu kez, işe yaramayacak.
Ça ne marche plus.
Zamanı geldiğinde, bu dünyanın silahları işe yaramayacak.
Peut-être. Mais, le jour venu, aucune arme de cette terre ne sauvera l'humanité.
Çok inandırıcı, ama bu sefer işe yaramayacak.
Très convaincant, mais pas cette fois-ci.
Duyduğun şey muhtemelen işe yaramayacak bu yüzden sana neden bir şey vereyim?
Ce que vous savez sera sans valeur, alors pourquoi voudrais-je marchander?
- Bu kez işe yaramayacak.
Albert, ça ne marche pas, cette fois.
Pekala, bu işe yaramayacak çünkü o benim oğlum!
C'est mon fils.
Sanırım bu işe yaramayacak.
Cela ne se fait pas.
Bu işe yaramayacak Seth.
- Ca va foirer, Seth.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]