Bunu kabul edebilirim traduction Français
103 traduction parallèle
Bunu kabul edebilirim sonra. O kadar yüzsüzün tekiyim.
J'aurais le toupet de vous prendre au mot.
Ama ancak çocuk parkındaki görevime dönersem bunu kabul edebilirim.
Si je récupère mon poste au terrain de jeu.
Bunu kabul edebilirim, yüz yüze konuşmuştuk.
D'accord. On jouait à chances égales.
Bunu kabul edebilirim.
Je l'ai accepté.
Bunu kabul edebilirim.
Ça me pendait au nez.
— Ne? — SEN canımı sıkmaya başlıyorsun! — Bunu kabul edebilirim.
C'est toi qui commences à me déprimer.
Bunu kabul edebilirim.
Je l'accepte.
Eh, bunu kabul edebilirim.
Là, je te donne pas tort.
O bebeğin başı köpeğin çenesine girmesi için zorlanmamışsa bunu kabul edebilirim.
Si la poupée n'a pas forcé la mâchoire du chien, je l'admettrai.
Bunu kabul edebilirim.
Je peux accepter ça.
Bunu kabul edebilirim bak.
Je m'en souviendrai.
Bunu kabul edebilirim.
Ça, je peux l'accepter.
Güzel, bunu kabul edebilirim.
Cela, je peux l'accepter.
Ben gerçekçiyim. Bunu kabul edebilirim.
Je vois la réalité.
Durum böyleyse bunu kabul edebilirim.
Dis-moi ça, d'accord. Je marche.
Bunu kabul edebilirim.
Ça me va.
Ve aslında, bunu kabul edebilirim.
Et tu sais, je l'accepterai.
- Bunu kabul edebilirim.
- Je peux l'accepter.
Eğer arkadaşlık yapıyorsa o John, ismi neydi, bunu kabul edebilirim.
Si ce John Machin Chose devient son ami, j'en suis heureux.
- Peki. Bunu kabul edebilirim.
Bon, ça fera l'affaire.
Schiff'e danışmalıyım ama bunu kabul edebilirim.
Schiff devra l'approuver, mais je suis prête à passer un accord.
İşi yapmak istemiyorsan tamam bunu kabul edebilirim. Konuşmayı orada bırakırız.
Tu veux pas faire le boulot, d'accord, restons-en là
Umurumda değil. Kendimi işime verdim bunu kabul edebilirim.
Le boulot et moi, ça fait qu'un... et ça me dérange pas.
Bunu kabul edebilirim.
Je respecte ça.
Bunu kabul edebilirim.
Je peux l'accepter.
Ancak sen de bir başkasıyla evlenirsen bunu kabul edebilirim.
Mais seulement le jour où tu épouseras quelqu'un d'autre.
Eğer gitme sırası bendeyse ve cennette ailemle olacaksam bunu kabul edebilirim.
Si mon heure est venue d'aller rejoindre ma famille, ça ne me pose pas de problème.
Eğer ölüm sırası bendeyse ve cennette ailemle olacaksam bunu kabul edebilirim.
Si mon heure est venue d'aller rejoindre ma famille, ça ne me pose pas de problème.
Bunu kabul edebilirim.
Et je l'accepte.
Bunu kabul edebilirim.
Je peux accepter ça...
Bunu kabul edebilirim, başaramayacak olsalar bile.
Je vivrai avec. Eux, c'est pas sûr.
Buna saygı duymak gerektiğini biliyorum. Bunu kabul edebilirim.
Et c'est une chose importante à respecter au sein de notre communauté, je suis d'accord.
Bana şimdi güvenemezsen, bunu kabul edebilirim.
Si tu ne peux pas me faire confiance, je l'accepte.
Kendime evet diyordum. Bencil, kaba ve aykırı biri olabilir. Ama bu onun tarzı, bunu kabul edebilirim.
Je me disais, bon d'accord elle est égoïste, grossière, excentrique mais c'est son milieu, je m'y ferai.
Ve eğer... benimle olmayacaksan... bunu kabul edebilirim.
Et si tu ne veux pas être avec moi... je peux l'accepter.
Benim de hoşuma gitmiyor. Ama onu dinlemek bombayı almamızı sağlayacaksa, bunu kabul edebilirim.
Ecoute, je n'aime pas ça plus que toi, mais si l'écouter nous permet de ramener la bombe,
- Bunu kabul edebilirim.
Fais attention à ce que tu dis.
Bunu kabul edebilirim.
- Ca je l'accepte.
Bunu kabul edebilirim.
Je peux le croire.
Sakın bana bu tonla hitap etme, Üsteğmen, yoksa, bunu bir isyan kabul edebilirim.
Changez de ton ou je vous casse pour insubordination!
Bunu belki kabul edebilirim.
Mais je ne vois rien à redire à cela.
Bunu hükümetten daha kolay kabul edebilirim.
C'est autrement plus plausible que le gouvernement.
Birçok şeyi kabul edebilirim ama bunu asla...
Je pourrais accepter beaucoup de choses, mais ça, jamais.
- Bunu nasıl kabul edebilirim?
- Je ne peux accepter.
Onu reddetmişken bunu nasıl kabul edebilirim?
comment puis-je accepter cela?
Bunu ne kabul edebilirim ne de buna katlanabilirim.
Je ne l'accepte pas et je ne la tolérerai pas.
Bunu kabul edebilirim.
J'achète.
Bunu kabul edebilirim.
Ok.
Sanırım bunu bir iltifat olarak kabul edebilirim.
C'est plutôt flatteur.
- Bunu kabul edebilirim.
Allez vous faire!
Hatta bir gün bunu bile kabul edebilirim.
Je m'en remettrai peut-être un jour.
bunu kabul edemem 111
bunu kabul et 28
bunu kabul etmiyorum 18
bunu kabul ediyorum 44
edebilirim 23
bunu duyduğuma sevindim 230
bunu biliyorum 710
bunu biliyor musun 150
bunu al 228
bunu alabilirsin 17
bunu kabul et 28
bunu kabul etmiyorum 18
bunu kabul ediyorum 44
edebilirim 23
bunu duyduğuma sevindim 230
bunu biliyorum 710
bunu biliyor musun 150
bunu al 228
bunu alabilirsin 17
bunu yapma 481
bunu bana neden yaptın 18
bunu yapmana gerek yok 38
bunu nereden biliyorsun 159
bunu da 65
bunu yapabilirim 231
bunu bilmiyordum 213
bunu yapabilir misin 143
bunu sevdim 345
bunu unutma 219
bunu bana neden yaptın 18
bunu yapmana gerek yok 38
bunu nereden biliyorsun 159
bunu da 65
bunu yapabilirim 231
bunu bilmiyordum 213
bunu yapabilir misin 143
bunu sevdim 345
bunu unutma 219