English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ B ] / Bunu yapmamalısınız

Bunu yapmamalısınız traduction Français

55 traduction parallèle
Amiral Devereaux, bunu yapmamalısınız.
Vous ne devriez pas. Tenez.
- Hayır Albay, bunu yapmamalısınız.
Non, colonel, il ne faut pas.
Sonsuza kadar cehennemde yanarsınız. Bunu yapmamalısınız bayım.
Vous iriez en enfer!
Bunu yapmamalısınız. Engel oluşturmayın.
Vous ne devez pas faire ca. Nous ne devons mettre aucun obstacle.
Bunu yapmamalısınız.
- Ne dites pas ça.
Ateş etmeyin çavuş. Bunu yapmamalısınız.
En joue!
Bunu yapmamalısınız, efendim.
Vous n'avez pas à le faire.
Hey, bunu yapmamalısınız.
Ne faites pas ça!
Leydim, bunu yapmamalısınız.
Lady, vous ne devriez pas faire cela.
- Bunu yapmamalısınız.
- Il ne faut pas.
Siz kızlar bunu yapmamalısınız ve sanırım yaptığınız şeyi babana söylemek zorundayım.
Je trouve ça risqué de faire de l'auto-stop, alors il va falloir que je lui dise.
Bunu yapmamalısınız.
Ne le faites pas.
Bence bunu yapmamalısınız.
Non, vraiment, vous ne devriez pas.
Kaybedeceksiniz. Bunu yapmamalısınız da ondan!
- Parce que vous n'avez pas le droit!
- Bunu yapmamalısınız.
- Ce n'est pas nécessaire.
- Belki de bunu yapmamalısınız.
Renoncez, alors.
- Bunu yapmamalısınız.
- Tu ne peux pas le publier.
- Belki de bunu yapmamalısınız.
- On ne devrait peut-être pas faire ça.
Şey, siz çocuklar bunu yapmamalısınız.
Les mecs, vous ne devriez pas faire ça.
Adamı tepe taklak oturtmak ya da... yüzüne sıkı bir yumruk indirmek. Ama bunu yapmamalısınız. Çünkü Kutsal Kitap'ta komşunuzla güreşmeyiniz yazar.
Un bon "marteau-pilon" sur la tête, ou un coup de poing dans la tête... mais il ne faut pas le faire car la Bible dit de ne pas catcher avec son prochain.
Meslektaşlarınıza bunu yapmamalısınız!
Vous n'avez pas besoin d'appeler nos camarades de travail!
Bence bunu yapmamalısınız.
Vous ne devriez pas faire ça.
Bunu yapmamalısınız. Peki ya şuna ne dersin, seninle bir anlaşma yapacağım. Şimdi sağa çekeceğim ve sana tecavüz edeceğim.
On s'arrete et je te viole
Bunu yapmamalısınız.
Il ne faut pas faire ça.
Bunu yapmamalısınız, değil mi?
Vous n'avez pas le droit, hein?
Charlie'yle bunu yapmamalısınız. " demek geldi içimden.
"Pourquoi traînes-tu avec ces gens? Toi et Charlie ne devriez pas..."
Bunu yapmamalısınız.
T'aurais pas du faire ça.
Gerçekten bunu yapmamalısınız durun
Je n'aurais aucun mal à vous pulvériser, alors arrêtez! Parlons.
Bunu yapmamalısınız. Amerika'da her gün iki yüz binin üzerinde öğrencinin zorbalıktan korktuğu için okula gitmediğini biliyor musunuz?
Vous pouvez pas. il y a plus de 200 000 victimes de harcèlement scolaire?
Bunu yapmamalısınız, majesteleri.
Votre Majesté.
Bunu yapmamalısınız doktor, çünkü bu, bu beni üzüyor. Neyi yapmamalıyım?
- Il faut que vous arrêtiez de faire ça, docteur, parce que ça a tendance à m'énerver.
Evet. Helen, bunu bir daha yapmamalısınız.
Helen, ne refaites plus ça.
Tanrım. - Bunu yapmamalısınız.
Ça ne se fait pas.
Siz de Al Denton'sınız ve şu an kaçmaktasınız. Ama bunu yapmamalısınız.
J'ai bien dit potions.
Binbaşı, bunu yapmamalısınız.
- Vous ne devriez pas...
Ve sana sorma küstahlığında bulundu, dayısına gönül eğlendirdiği kızın babasına, o namussuza teklifi sunmanı istedi o fahişenin babasına! Bunu yapmamalıydın!
Et il a l'impudence de te charger, toi, le prince Salina père de la petite qu'il a trompée, de faire ses propositions... au père de cette catin, de cette...
- Bunu onlara yapmamalısınız.
- Tu n'as pas le droit de leur faire ça. - Il le faut.
Ama bunu burda yapmamalısınız!
Mais, vous ne devriez pas!
Bunu ona yapmamalısınız.
Vous ne pouvez pas lui faire ça.
Özür dilerim ama bunu yapmamalısınız.
N'y allez pas, je vous en conjure.
Bunu yapmamalısınız!
Gare à toi!
Beyler, belki de bunu burada yapmamalısınız.
Les gars, on ne devrait peut-être pas faire ça ici
Ona sırrımızı söyledim, bunu yapmamalıydım.
Et je n'aurais pas du lui parler de notre secret.
Bunu yapmamalısınız sayın Vali Yardımcısı!
- Ordure!
Yüzde yüz emin olamıyorsan, bence bunu yapmamalıyız- - Bulabildiğimiz en iyi fikir bu.
Elle n'aura pas à s'asseoir longtemps, quelques secondes.
Ki bunu da yapmamalısınız.
Sauf si vous donnez un coup de pied dans son vagin plus tard, ce qu'il ne faut pas faire.
Hedeflerine ulaşmak istiyorsan, bunu yalnız başına yapmamalısın.
Si vous souhaiter accomplir vos buts, vous ne devez pas le faire seul.
Bunu yalnız yapmamalısın.
Je ne pense pas que tu devrais faire ça tout seul.
Bunu yalnız yapmamalısın, Christie.
T'as pas à traverser ça seule.
Çocuklar bunu ona yapmamalısınız.
Vous ne pouvez pas lui faire ça.
Bunu yapamayız. Yapmamalısın.
On ne peut pas faire ça.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]