English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ C ] / Cesur adam

Cesur adam traduction Français

363 traduction parallèle
Onlar en cesur adamı bile korkak bir ödleğe çevirebilir.
Avec eux... les héros deviennent des lâches.
Kısa süre sonra, o da kendini toparladı... ve keyfi yerine geldi, tabii yaşadığı dehşeti unutsun... ve onu kurtaran cesur adamı düşünmeye başlasın diye... ona bir sürü şey anlatmıştım.
Elle se remit, et retrouva le sourire... grâce à ce que je lui racontai pour lui faire oublier sa peur... et pour qu'elle ait une haute opinion de son sauveur.
İki adamınız öldürüldü. Benim gibi ülkelerine hizmet eden cesur adamlar.
Deux de vos hommes ont été tués en servant leur pays... comme moi!
Onu hemen şimdi görebilirsin, cesur adam. Spor salonunda.
Il est à la salle d'entraînement.
Üç cesur adamım ölmemiş, ikisi de yaralanmamış olurdu.
Cela m'aurait épargné d'avoir trois braves hommes tués et deux blessés.
Korkak adam öpücükleriyle, cesur adam kılıcıyla yapar.
Les lâches avec un baiser, les braves avec une épée.
Peki, efendim, hayatım boyunca bu kadar gözü kara, cesur adam görmedim.
De ma vie, je n'ai jamais vu une mule aussi obstinée!
Bayanlar ve baylar, az önce üç adet son derece müthiş ve son derece cesur adamın hikayesini dinledik.
Vous venez d'entendre l'histoire... de trois hommes très courageux.
Bunu herkese anlatacağım bu kovaladığım... en cesur adam Comanche Todd'dur.
Je vais pouvoir raconter partout que Comanche Todd... était l'homme le plus brave que j'aie jamais pendu.
Şimdiye kadar gördüğüm en cesur adam.
L'homme le plus courageux.
Tüm Sicilya'daki en cesur adam olmakla övünürsün ya!
Tu te vantes d'être l'homme le plus brave de Sicile!
Buraya üç oğlumu ayakta duramayacak hale gelinceye kadar döven 20 cesur adamını şikayet etmek için gelmedim.
Je ne me plains pas que vingt de vos braves aient rossé trois de mes garçons. Ils l'avaient peut-être cherché. Ils sont adultes, ça les regarde.
Bugün çok, cesur adam öldürdük.
J'ai sûrement tué un tas de braves.
Ama tanıdığım en cesur adam Tom'du.
Mais Tom était probablement le plus courageux.
Dünyadaki insanlara, gaddarlara itaat etmemek için birkaç cesur adamın neler başarabileceğine dair bir örnekti.
Ce fut un exemple pour tous les hommes libres à travers le monde, de ce que quelques braves peuvent accomplir quand ils refusent de se soumettre à la tyrannie.
Cesur adam.
Courageux camarade.
- Söylesene, cesur adam...
Dites-donc, mon brave!
- Cesur adam.
Parfait.
O bir çok cesur adamın ölmek zorunda kaldığını söylüyor.
- Non. Il dit qu'il perd trop de braves guerriers.
Senin gibi cesur bir adam istediği her şeyi kolayca elde edebilir.
Quelqu'un qui a ton courage mérite d'avoir de la chance.
Böyle cesur bir adamın neden süslenmediğini anlamış değilim.
Pourquoi ce brave n'est-il pas décoré?
Çok cesur bir adam olmalı.
Mettons le clown à sa droite.
- Bu taraftan. Cesur bir adam olduğunu duydum.
Là, par là, on sera tranquille!
Her adam, cesur bir savaş atına biniyor... ve guru'su için öldürmeye hazır.
Tous les hommes montent un cheval vaillant et sont prêts à tuer pour leur gourou.
Raynald'ın küçük, cesur bir adam olmadığını söyleyemezsiniz.
On ne peut pas dire que Raynald n'est pas brave.
Bayan Crosbie bir adam öldürdü, evet ama her cesur ve kendine saygısı olan kadının, aynı şeyi yapmak için bir an bile tereddüt etmeyecek olduğu koşullar altında.
Mrs. Crosbie a tué un homme. Quelle femme, à sa place, n'aurait pas agi exactement comme elle?
Bildiğiniz gibi, cesur bir adam değilim.
Vous le savez, je ne suis pas brave.
Cesur bir adam değildi..
Ce n'était pas un homme courageux.
Büyüyüp vaftiz babaları gibi kibar, cesur bir adam olduğunda ona annesinden söz edin. Yaşamayı çok isterdi deyin. Oğlum için yaşamayı.
Quand il sera bon et courageux comme ses parrains parlez-lui de sa mère, qui aurait tant voulu vivre pour lui.
Cesur ve dürüst bir adam.
un homme honnête.
Kendisi cesur bir adam Juanito. Aynı senin gibi.
C'est un homme courageux, comme toi.
Annemle tanışmaya lâyık olup olmadığına emin değilim sinyorita çünkü cesur bir adamın nasıl olduğunu unutmuşsun.
Je ne suis pas sûr que vous méritiez de rencontrer ma mère... car vous avez oublié ce qu'est un homme courageux!
Cesur bir adam, tahtı onu oturtmalısınız.
Il est courageux. Accordez-le lui.
Cesur bir adam olduğunu sanıyorsun.
Vous vous prenez pour un brave.
Silah taşımayan bir adam için oldukça cesur laflar bunlar.
Vous êtes sûr de vous, pour un homme sans arme.
Kasabaya senin gibi cesur bir adam lazım, Katil.
La ville a besoin d'un homme de votre trempe.
Cesur adam ha, belinde silah varken.
Vous etes brave, shérif, avec votre arme!
Adam çok cesur.
Cet homme a du courage.
O sadece bir asker, ama iyi bir adam, cesur ve çok dürüst.
Mais c'est un homme bon, courageux, très honnête.
- Çok cesur bir adam.
- C'était un homme courageux.
Cesur bir adam olduğuna şüphe yok.
Un homme brave.
Cesur bir adam.
Il avait du courage.
O cesur bir adam.
Ça non, il a pas froid aux yeux.
- Ama cesur bir adam.
- Eh bien, il est courageux...
Rusya'da bir yerlerde.. .. cesur ve samimi.. .. zeki ve dürüst bir adam var mı?
Existe-t-il, dis-moi, un homme courageux, sincère, intelligent, honnête, quelque part en Russie?
Sheriff, senin kadar büyük bir yalancı, ya da cesur bir adam hiç görmedim.
Shérif, vous êtes soit le plus grand des menteurs, soit le plus grand des...
Mortimer, cesur bir adam, bir asker.
Mortimer! Un homme courageux, un soldat.
İmparatorluk Donanması'ndan emekli bir subay. Çok iyi ve cesur bir adam.
Un officier de la marine impériale à la retraite.
Babasının nasıl cesur bir adam olduğunu bilerek büyüyecek.
Il grandira en sachant que son père a été brave.
Ringo ile bu şekilde konuşmak için bir adamın çok cesur olması gerekir.
Il faut du courage pour parler comme ça à Ringo.
Maske adamı cesur yapıyor.
Les masques rendent audacieux.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]