Istediğin kadar traduction Français
2,739 traduction parallèle
Ama "IHOP'daki istediğin kadar krep ye" için durmadan önce değil. - Tüm bunları nereden biliyorsun?
On s'est fait vacciner contre le papillomavirus et on a fait le plein de croquettes.
Bella'yı öldürmeden önce "IHOP'da istediğin kadar krep ye" yi 4 gözle bekliyorum.
Un cadeau de Jake pour mon bac.
İşler fesat, ayrıca üzerinde durmak istemiyorum ama programa bir kez çıkarsam, hadi kazanmadık diyelim kazandığımız parayla ortadan kaybolduğumuzda 10, 100, hatta istediğin kadar balık tezgâhı alabiliriz!
Elle rapporte presque rien, et excuse-moi d'insister, quand je serai entré, même si je suis pas le gagnant, à ma sortie, on se fera un fric fou, des poissonneries, on en rachètera 10, 100!
Onunla konuşmak istiyorsan bana on papel vereceksin sonra onunla istediğin kadar konuşabilirsin.
Vous voulez lui parler, donnez moi 10 $ et vous pourrez lui parler tant que vous voudrez.
Suçu istediğin kadar bana at ama bunu sana yardım etmek için yaptım, zarar vermek için değil.
Oui, et bien, vas-y, blâmes moi, mais je l'ai fait pour t'aider, et non te blesser.
Zengin çocuklarını istediğin kadar döv?
Frapper des petits riches?
Harika, istediğin kadar konuş.
Tu peux parler autant que tu veux. Tu sais comment j'ai perdu le championnat?
Kendini düzeltmek için istediğin kadar uğraşabilirsin. Ama buraya geri dönüp Rosie'yi benden daha çok sevdiğini söyleyemezsin.
Tu peux prendre tout le temps que tu veux pour essayer de tout régler mais tu ne peux pas revenir ici et dire que tu aimais Rosie plus que je ne l'aimais.
Bu bana yardım ettiğin için, istediğin kadar yiyebilirsin.
Je veux te remercier de m'avoir aidée. Mange autant que tu veux.
Beni istediğin kadar tehdit edebilirsin.
Tu peux me menacer.
Annem istediğin kadar kalabileceğini söyledi.
Ma mère dit que tu peux rester autant que tu le souhaite.
Eğer istediğin para ise, Sana istediğin kadarını öderim.
Si c'est de l'argent que tu veux, je payerai tout ce que tu demandes.
Jack, köken filozofisi hakkında istediğin kadar konuşabilirsin, ama bu gerçeği değiştirmez.
Jack tu peux argumenter en philosophie originelle tant que tu veux mais ca ne change pas les faits.
Peter, şimdi eve gelirsen, eski yatağımıza döneriz sen de istediğin kadar bana sarılırsın.
Tu comprendrais pas. Si tu reviens, on recolle nos lits. Et tu feras ce que tu veux.
Burada istediğin kadar kalabilirsin.
Reste aussi longtemps que tu le veux.
Gitmem lazım ama bak istediğin kadar burada kalabilirsin daha sonra seni arayacağım, tamam mı?
Faut que j'y aille, mais tu sais quoi? Reste ici autant que tu veux et je t'appelerai plus tard, ok?
Gücün ve istediğin kadar paran olacak.
Tu seras forte, t'auras tout le fric que tu veux.
Devam et, istediğin kadar gül, tamam mı?
Vas-y, rit tant que tu veux, ok?
Ölümlülerle ve toplumun diğer kesimiyle istediğin kadar eğlen, çünkü bu dünyanın kapıları artık sana tamamen kapandı... tüm yerler, tüm insanlar.
Tu peux profiter de tes mortels et de cette société à laquelle tu tiens, parce que ce monde est comdanée à toi..... tous les endroits et toutes les personnes.
O yüzden istediğin kadar üzülebilirsin ama kendine olan bu nefretini bir kenara bırak.
Alors tu peux être aussi triste que tu veux, mais laisse partir ta haine contre toi.
İçinde üç oyun var ama internetten istediğin kadar indirebilirsin.
Il y a déjà trois jeux, mais tu peux en télécharger d'autres.
İstediğin kadar kal.
Pas de problème.
İstediğin kadar Jedi numarası yap tek bildiğim bu.
Hé mec, tu peux utiliser ton truc de Jedi contre moi autant que tu veux, c'est tout ce que je sais.
# İstediğin kadar paran olsun
What're you getting out of living
İstediğin kadar canımı yak.
Hurt me autant que vous voulez.
İstediğin kadar gül.
Ris tant que tu veux.
- İstediğin kadar bağır.
- Crie autant que tu veux.
İstediğin kadar kilise müziği söyle Tanrı sana yardım etmek istemiyor bence.
Tu as beau chanter cette musique d'église, Dieu n'a pas l'air d'avoir très envie de t'aider.
İstediğin kadar kalabilirsin.
Reste aussi longtemps que tu le désires.
İstediğin kadar kalabilirsin.
Vous y resterez le temps que vous voulez.
İstediğin kadar iç şampiyon.
Fume un max, champion.
İstediğin kadar söylenebilirsin ama zamanında orada ol çünkü bu hafta sonu evleniyoruz.
Sois insulté, mais sois-le une fois car on va avoir un mariage ce week-end.
İstediğin kadar hızlı koşabilirsin, Daniel. Ama kendinden kaçamazsın.
Tu peux t'enfuir aussi loin que tu veux, Daniel, mais tu ne peux pas échapper à qui tu es!
hadi, lisedeki gibiolacak ama eve İstediğin kadar geç döneblieceksin.
Ça sera comme au lycée, mais sans couvre-feu.
İstediğin kadar al.
Prends-en autant que tu veux.
İstediğin bir şeyi görüyorsun, Ve sonra sıkıldığın için ondan vazgeçiyorsun. Ya da başka kimseyle ilgilemeyecek kadar bencil olduğun için!
Tu vois quelque chose que tu veux, et tu abandonnes parce que tu t'ennuies ou parce que tu es trop égoïste pour t'intéresser aux autres!
Sonra da ne kadar ücret istediğin sorusu gelirdi.
Et ensuite ils voudront savoir combien vous voulez être payée
Brady'nin haklarını anlayamayacak kadar hasta olduğunu kanıtlarsam istediğin itirafı elde edersin.
Si je certifie que Brady était trop malade pour comprendre ses droits, vous pourrez invalider son aveu.
Dışarıda olmak istediğin son adam biliyorum ama o görebiliyor ve kimin ne kadar bu durumda olacak bilemiyoruz.
Je sais que c'est ton dernier choix, mais sa vue est intacte. On ignore qui sera le prochain.
İstediğin kadar yadırga, ama en azından artık... Elimde bir koz var...
Juge autant que tu veux, mais au moins j'ai l'avantage...
İstediğin kadar "fahişe" olarak düşünebilirsin ama protokol aşkına neden bana "komiser" demeye başlamıyorsun?
Tu peux penser au mot "pouffiasse" autant que tu veux, mais, s'il te plaît, pour le protocole, pourquoi tu ne commencerais pas à m'appeler "Commissaire"?
İstediğin kadar alabilirsin.
Vous pouvez avoir tout ce que vous voulez.
İstediğin kadar kapı çarp.
Claque toutes les portes que tu veux.
İstediğin kadar dingleyebilirsin.
Vous pouvez faire dring ici jusqu'à la fin des temps.
İstediğin kadar konuk odasında kalırım.
Je resterai dans la chambre d'amis pour aussi longtemps que tu veux.
İstediğin nedir senin? Evlenecek misin onunla? Sonsuza kadar beraber mi olacaksınız?
Qu'est-ce que tu veux, euh, tu veux te marier avec elle, être avec elle pour toujours?
Yapmak istediğin şeyin ne kadar salakça olduğunu söylüyorum.
Je dis juste que ce que tu veux en faire est incroyablement stupide.
Söyledim ya zaten. Bana söylemek istediğin kadarını.
- Je t'ai déjà dit.
Ki bu da çoktan sana istediğin dozda ölümcül kimyasalı verecek kadar deli ya da çaresiz birini bulduğun anlamına gelir.
Ce qui veut dire que tu as déjà trouvé quelqu'un assez fou ou assez désespéré pour te donner ce qui revient à une dose de produits chimiques mortelle.
Ve istediğin şeyi elde etmeye o kadar kafanı takmışsın ki beraberinde kimi incittiğin umrunda değil.
Et tu es... tu es tellement obsédée. en ayant ce que tu veux, tu te fiches des gens que tu blesses sur le chemin
İstediğin kadar dalga geçebilirsin ama burayı almak aptalca bir fikir değildi.
faites votre fantôme. J'ai pas fait un achat stupide.
istediğin kadar kalabilirsin 18
kadar 19
istediğim 46
istedi 31
istedim 74
istediğin gibi olsun 39
istedim ki 16
istediğin benim 16
istediğimi yaparım 42
istediğin zaman 39
kadar 19
istediğim 46
istedi 31
istedim 74
istediğin gibi olsun 39
istedim ki 16
istediğin benim 16
istediğimi yaparım 42
istediğin zaman 39
istediğini biliyorum 28
istediğin bu mu 177
istediğini söyle 29
istediğini seç 32
istediğin bir şey var mı 35
istediğini yapabilirsin 35
istediğini al 19
istediğini yap 86
istediğin gibi 20
istediğim bu 49
istediğin bu mu 177
istediğini söyle 29
istediğini seç 32
istediğin bir şey var mı 35
istediğini yapabilirsin 35
istediğini al 19
istediğini yap 86
istediğin gibi 20
istediğim bu 49