English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ I ] / Istediğiniz zaman

Istediğiniz zaman traduction Français

516 traduction parallèle
Yine de istediğiniz zaman boşama hakkına sahipsiniz.
Vous pouvez cependant divorcer quand vous voulez. "
Byam, istediğiniz zaman gelin. 15 santim uzaktayım.
Passez quand vous voulez, j'habite à 25 cm.
Dönüşte istediğiniz zaman yola çıkarsınız.
Vous partirez demain.
Bir süre burda kalacağız, istediğiniz zaman gelip ziyaret edebilirsiniz.
On va rester là un bon moment... je veux que vous vous sentiez libre de passer quand vous voudrez.
O zaman zekam istediğiniz zaman emrinizdedir.
Vous pourrez disposer de mon esprit quand cela vous chantera.
Beni istediğiniz zaman arayın.
Appelez-moi à n'importe quelle heure du jour ou de la nuit.
Öğle yemeği istediğiniz zaman servise hazır Bayan Diane.
Le déjeuner est prêt.
Bay Hickok, lütfen istediğiniz zaman ziyaretimize gelin.
N'hésitez pas à passer quand vous voulez.
Bizi istediğiniz zaman yok edebilirsiniz.
Tu peux toujours nous détruire avec ça.
Beni istediğiniz zaman arayabilirsiniz.
Appelez-moi à n'importe quelle heure.
Unutmayın, Bay Powell. Bizi istediğiniz zaman çağırabilirsiniz.
Et n'hésitez pas à nous appeler, M. Powell!
- Tabi, yapmalarını istediğiniz zaman yaparlar!
- Si ça vous arrange!
Her şeyden uzaktadır. Eğer izniniz olursa, lütfen istediğiniz zaman uğrayın.
Si vous avez du temps libre, passez donc.
Feribot aşağıda sizi bekliyor istediğiniz zaman gidin.
Le bac est là-bas. Il attend ceux qui veulent partir.
Ama onu Doğu Berlin'e istediğiniz zaman getirebiliriz.
Dresde. Mais on peut le prendre à Berlin-Est.
Sen ve Algernon istediğiniz zaman buraya gelebilirsiniz.
Vous et Algernon serez toujours les bienvenus ici.
Tekrar gelebilir ve telefonu istediğiniz zaman kullanabilirsiniz.
Venez quand vous voulez. Le téléphone est à votre disposition.
- İstediğiniz zaman beni arayın.
- Si tu veux me voir, appelle-moi.
İstediğiniz zaman bırakabilirsiniz.
Vous pourrez toujours partir.
İstediğiniz zaman istediğiniz yere gidebilirsiniz.
Vous pouvez aller où vous voulez, quand vous voulez.
İstediğiniz zaman gelebilirsiniz.
Venez quand vous voulez.
Burası hepinizin evidir. İstediğiniz zaman gelin ve istediğiniz kadar kalın.
Cette maison sera toujours la vôtre.
Ve eğer işler sizin istediğiniz gibi gitmezse, eğer biz kazanırsak işte o zaman geri dönerim.
Et si vous ne vous en sortez pas et qu'on gagne, alors je reviendrai.
- Istediginiz zaman, seve seve
- Comme vous voudrez.
- İstediğiniz zaman beni çağırabilirsiniz.
Je suis à votre disposition à toute heure.
- İstediğiniz zaman alın.
Merci. - Je peux acheter ce magazine?
İstediğiniz zaman arayın size- -
Appelez-moi et je... je...
- Altın nerede? - O şimdi konuşamaz. Yarın kendini iyi hissettiği zaman, bilmek istediğiniz her şeyi size söyleyecek.
Quand il ira mieux, il vous dira ce que vous voulez.
- Yine gelebilir miyim? - İstediğiniz zaman.
- Je reviendrai?
Haydi madam, hiç birisinden kurtulmak istediğiniz bir zaman olmadı mı?
Ne me dites pas ne jamais avoir pensé... à vous débarrasser de quelqu'un.
İstediğiniz zaman el çantasını yapabilirim!
Mais sa mère est une véritable gorgone!
İstediğiniz zaman gelin.
Venez quand vous voulez.
- İstediğiniz zaman kullanabilirsiniz.
Vous pouvez vous en servir.
Rica ederim. İstediğiniz zaman arayın.
Notre Service est á vos ordres.
O zaman istediğiniz- -
- Ensuite...
İstediğiniz zaman içeri çekilip, geri dönebiliyor musunuz?
Mais vous "rentrez" dès que vous voulez?
İstediğiniz zaman uğrayın.
Quand vous voulez.
İstediğiniz zaman, Ekselans.
Votre plaisir, Altesse.
İstediğiniz zaman gidin.
Je ne vous retiens pas.
İstediğiniz zaman kaydolabilirsiniz. Fakat adınızı yemekte görmek istiyorsanız sizden hemen 6 Dolar almalıyım.
Passez d'abord à la caisse. 6 dollars.
- İstediğiniz zaman.
– Quand vous voulez.
İstediğiniz zaman gelip uçma...
Je vous emmène en avion?
Kendi zevkiniz ve zamanınız doğrultusunda istediğiniz düzenlemeleri yaparsınız.
Vous ferez les retouches qui vous plairont quand vous en aurez envie.
İstediğiniz zaman alabilirsiniz.
Elles sont à votre disposition.
Bana demek istediğiniz halkınızın kendilerine söylendiği zaman dezentegrasyon makinelerine girdiği mi?
Vous voulez dire que... vos citoyens viennent se faire désintégrer quand on le leur demande?
Atları dinlendirmek için biraz duracağız. O zaman istediğiniz kadar gevezelik edebilirsiniz.
Nous allons faire une halte pour reposer nos bêtes, vous aurez le loisir de bavarder.
İstediğiniz zaman onu görmeye gelebilirsiniz.
Venez quand vous voudrez.
İstediğiniz zaman gelebileceğinizi mi sanıyorsunuz?
Vous croyez que vous êtes les bienvenus ici?
İstediğiniz zaman gidebilirsiniz.
Vous avez toujours été libre de partir.
İstediğiniz zaman ne kadar yardımcı olduğunuzu biliyorum.
Je sais que vous êtes efficace... quand vous le voulez.
İstediğiniz zaman.
Quand vous voulez.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]