Ne yapacağımı bilmiyordum traduction Français
217 traduction parallèle
Ne yapacağımı bilmiyordum ama bir anda fark ettim. Neden bir lokanta açmayayım?
Ça m'était venu en parlant mais l'idée était bonne.
Delirdim. Ne yapacağımı bilmiyordum.
J'étais dépassé.
Ne yapacağımı bilmiyordum.
je te crois. Je ne savais que faire.
Hiçbir amacım yoktu. Ben sadece ne yapacağımı bilmiyordum. Sonra aşağıya inmeye kara verdim.
Je n'avais pas de but, c'est juste que je ne savais pas quoi faire.
Çünkü satamamıştım. Ne yapacağımı bilmiyordum. Korkmuştum...
- Parce que commeje pouvais pas la revendre, comme je pouvais rien en faire, j'ai eu peur.
Sermayemiz azalmıştı ve hastalık devam ediyordu..... ve gerçekten ne yapacağımı bilmiyordum. Bu yüzden size ulak gönderdim.
Quand Monsieur est tombé malade, j'ai pris le peu d'argent qui restait pour vous prévenir par messager.
Ne yapacağımı bilmiyordum.
Je ne savais pas quoi faire.
Ne yapacağımı bilmiyordum.
J'étais désemparée.
Kendimi çok iyi hissettim ama ne yapacağımı bilmiyordum.
J'étais si content que je ne savais que faire.
ama kasıklarıma koltuk değneği yedim. Ne yapacağımı bilmiyordum. Bir süre kalpazanlık yaptım.
Alors, je m'orientai vers la fausse monnaie.
Başka ne yapacağımı bilmiyordum. Eğer geri gitmezsem, hiç şansı kalmaz!
Autrement, il n'a aucune chance.
Ne yapacağımı bilmiyordum.
J'ignorais ce que j'allais faire.
Geldiğin için sağol.Ne yapacağımı bilmiyordum.
C'est gentil d'être venu.
Onunla ne yapacağımı bilmiyordum.
Je ne savais plus quoi faire.
Ne yapacağımı bilmiyordum. Bu işi yapamıyordum.
Je ne savais pas quoi faire, et simplement, je ne le pouvais pas!
Ve ne yapacağımı bilmiyordum.
Je savais pas quoi faire.
Amerikalıyım, ne yapacağımı bilmiyordum.
Je suis américain, je ne sais pas ce que je dois faire.
Korkmuştum. Burada ne yapacağımı bilmiyordum.
J'avais peur, je ne sais pas ce que j'aurais fait s'il n'avait pas été là.
Ne yapacağımı bilmiyordum, neredeyse onu bir kemikçiye gönderecektik.
Je ne savais pas quoi faire. J'ai failli l'envoyer chez le rebouteux.
Ama burayı ne yapacağımı bilmiyordum.
Mais je ne savais pas quoi en faire.
Ne yapacağımı bilmiyordum.
Je ne savais quoi faire.
Ne yapacağımı bilmiyordum. - Hangi yöne döneceğimi bilmiyordum - Burada sigara içilmiyor, baba.
Je savais plus à quel saint me vouer.
Ne yapacağımı bilmiyordum.
Je ne savais que faire.
Hiç bir değer doğruyu göstermiyordu. Ne yapacağımı bilmiyordum.
Je ne savais pas quoi faire.
Seninle ne yapacağımı bilmiyordum.
Je ne savais que faire de vous.
Yapayalnızdım, ne yapacağımı bilmiyordum.
J'étais tout seul et je ne savais pas quoi faire.
Eğer bana böyle birşey söyleseydi, ne yapacağımı bilmiyordum?
- Ça t'a plu? - Oui.
Şirketten ayrılmıştım, ne yapacağımı bilmiyordum.
J'ai quitté un cabinet sans savoir où j'allais.
Ne yapacağımı bilmiyordum.
Je ne valais pas un clou.
Tek başıma ne yapacağımı bilmiyordum.
Je n'ai jamais vécu de telle expérience.
Ne yapacağımı bilmiyordum. Lütfen.
Je vous en prie.
Ne yapacağımı bilmiyordum. Ben..
Je ne savais pas quoi faire.
Sanırım evet dedim çünkü başka ne yapacağımı bilmiyordum.
Je crois que j'ai dit oui parce que je ne savais pas quoi faire d'autre.
Tek başıma ne yapacağımı bilmiyordum.
Je ne savais pas quoi faire.
Benim için büyük şok olmuştu çünkü ne yapacağımı bilmiyordum.
Ce fut un choc terrible pour moi car je ne savais pas quoi faire.
Yardıma ihtiyacım vardı. Ne yapacağımı bilmiyordum.
Je ne savais plus quoi faire.
- Ne yapacağımı bilmiyordum.
- Je n'ai pas su quoi faire.
Ama ne yapacağımı bilmiyordum. Bilmiyordum.
Je ne savais pas quoi faire!
Benim için bir şey yapacağını biliyordum. Sadece ne ve nasıl olacağını bilmiyordum. Leonard, Leonard.
Je savais qu'elle m'aiderait, mais j'ignorais comment.
- Ne yapacağımı... bilmiyordum.
- Je ne savais pas quoi faire.
Ne yapacağımı hiç bilmiyordum.
Je ne savais pas du tout quoi faire.
Neyi, nasıl yapacağımı bilmiyordum.
Je ne savais rien faire.
Onu bulduğumda ne yapacağımı gerçekten bilmiyordum.
Mais j'ignorais ce que je ferais quand je le trouverais.
Normal yayın akışımızın dışına çıkıp... Başkan Can'ter'ın konuşma yapacağını bilmiyordum.
L'émission prévue ce soir ne sera pas transmise afin de... je ne savais pas que carter devait passer à la télé.
Ne yapacağımı bilmiyordum.
J'étais paniquée.
Gerçekten ne yapacağını bilmiyordum.
Je ne sais pas a quoi je m'attendais.
Ama bunu yapacağımı bilmiyordum ki!
Mais je ne savais pas que j'allais chanter!
O şeyler ile birlikte gelmemiş olsaydı, ne yapacağımızı bilmiyordum.
Je ne sais pas ce que nous aurions fait sans lui.
Ama nasıl yapacağımı bilmiyordum.
Je ne savais que faire.
İki saat sonra yazdığım her makaleyi dosyalamıştım ama Büyük'le ilgili ne yapacağımı hala bilmiyordum.
Deux heures plus tard,'avais classé tous mes articles, mais je ne pouvais classer ce qui s'était passé avec Big.
- Niçin yalan söyledin? - Ne yapacağımı bilmiyordum.
- Pourquoi as-tu menti?
ne yapacağımı bilmiyorum 300
ne yapacağımı bilemiyorum 59
ne yapacağımı biliyorum 69
ne yapacağımı bilemedim 64
ne yapacağımı söyleyeyim 34
ne yapacağımızı biliyorum 30
ne yapacağımızı söyleyeyim 24
bilmiyordum 699
ne yapıyorsun 7063
ne yapiyorsun 66
ne yapacağımı bilemiyorum 59
ne yapacağımı biliyorum 69
ne yapacağımı bilemedim 64
ne yapacağımı söyleyeyim 34
ne yapacağımızı biliyorum 30
ne yapacağımızı söyleyeyim 24
bilmiyordum 699
ne yapıyorsun 7063
ne yapiyorsun 66
ne yapacaksın 1355
ne yaptın 710
ne yapıyorsunuz 1080
ne yapıyorsun burda 17
ne yapmak istiyorsun 234
ne yapıyorsun ya 16
ne yani 731
ne yapabilirim 379
ne yapacağız 1293
ne yapayım 319
ne yaptın 710
ne yapıyorsunuz 1080
ne yapıyorsun burda 17
ne yapmak istiyorsun 234
ne yapıyorsun ya 16
ne yani 731
ne yapabilirim 379
ne yapacağız 1293
ne yapayım 319
ne yapıyorsun orada 124
ne yazık 321
ne yapmam gerekiyor 155
ne yazık ki öyle 24
ne yapıyorsunuz siz 45
ne yapıyorsun sen 411
ne yapalım 236
ne yazık ki 622
ne yaptım ben 178
ne yapacaksın ki 19
ne yazık 321
ne yapmam gerekiyor 155
ne yazık ki öyle 24
ne yapıyorsunuz siz 45
ne yapıyorsun sen 411
ne yapalım 236
ne yazık ki 622
ne yaptım ben 178
ne yapacaksın ki 19