English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ N ] / Neredeyse

Neredeyse traduction Français

32,896 traduction parallèle
Neredeyse bir aydır yoktular, değil mi?
Je dirais qu'ils sont partis un mois. Et toi?
Kocası tam bir kadın düşkünü ve karısının disparönisi neredeyse tamamen psikomatik arz ediyor.
Le mari est un vrai coureur de jupons et la dyspareunie de la femme semble psychosomatique.
Mesela ben boşandığımda neredeyse kutlama ilanı gönderecektim.
Par exemple, j'étais prête à faire la fête quand j'ai divorcé.
Neredeyse 40 yaşındayım ve tek aile olma şansımı kaçırmak üzereyim.
J'ai bientôt 40 ans et je vais perdre ma seule chance de fonder une famille.
Hayalet Nehir Tarihi'nin geçmişine ait neredeyse her şeyi toplamıştım.
J'ai collecté presque tous les faits anciens des chroniques du fleuve fantôme.
Tamam mı? Wynonna ve ben neredeyse kurban edilecektik.
Wynonna et moi avons presque été sacrifiés.
Neredeyse buralarda edindiğim tek dosttu.
A peu près le seul ami que j'avais ici.
Evet, protokol de neredeyse aynı.
Le protocole est quasiment identique aussi.
Toplinler'in anket soruları bizimkiyle neredeyse kelimesi kelimesine aynıydı boşalma yetersizliğinde uyguladığımız protokol de öyleydi.
Le questionnaire des Toplin était mot pour mot le même que le nôtre, tout comme leur protocole pour incapacité à éjaculer.
Bugün neredeyse bitti.
Trop tard pour aujourd'hui.
Hadi ama! Neredeyse 800 metre uzaktalar!
Ils doivent être à 700 m!
Eşinizi neredeyse öldürtecek adam..
Qui a failli faire tuer votre mari.
Erkek, 30'lu yaşlarda, neredeyse kalbine girmiş bir ok var.
Homme dans la trentaine, une flèche lui a traversé le cœur.
Neredeyse restoranı darmaduman eden aptal, riskli planından dolayı!
À cause de ton jeu ridicule qui a failli détruire le restaurant!
DeLuca'yla neredeyse Webber'a yakalanıyorduk.
DeLuca et moi, on s'est presque fait prendre par Webber.
Neredeyse unutuyordum DeLuca.
- Au fait, DeLuca...
Olamaz! Neredeyse çıkıyordum.
J'étais sur le point de partir.
Neredeyse 4 yıI!
Ça fait presque quatre ans!
Neredeyse geldik!
On y est presque!
Onlar neredeyse üç yıldır beni avcılık oldum.
Ils me chassent depuis presque trois ans.
Neredeyse 20 yıldır kaseden yiyordum.
Je prends ici à emporter depuis 20 ans.
Neredeyse her gün ağrı içindeyim.
J'ai quasiment tout le temps mal.
Denver'de neredeyse hiç siyahi yok değil mi?
Denver n'a presque pas de noir, pas vrai?
Oof, mutfaktaki koku neredeyse beni bayıltacak.
L'odeur dans la cuisine est à tomber raide.
Neredeyse iki yıldır buradaydım ben gizli ajanlık günlerimde.
J'étais ici pendant près de deux ans pendant mon infiltration.
Neredeyse aynılar.
Ils sont presque identiques.
Davetli listesini gördün. Hepsi neredeyse 4.5 veya üstü.
Les invités sont tous des 4,5 et plus.
Zaman neredeyse doldu!
Mon temps est presque écoulé.
Seni, Mike'tan haberin olduğunu söylerken kayda aldım ve neredeyse Anita Gibbs'e veriyordum.
je t'ai enregistré disant que tu savais à propos de Mike, et j'ai failli le donne à Anita Gibbs.
- Çok üzgünüm Harvey, neredeyse hayatını mahvediyordum.
- Désolé, Harvey. J'ai failli détruire ta vie
Neredeyse yenilmez hissediyorum.
Je me sens presque invincible.
Neredeyse hallettim.
J'y suis presque.
Yani sadece benim, neredeyse 300 defa falan teşhirlenen?
Donc il n'y a que moi qui ai vu 300 exhibitionnistes
Adamı neredeyse öldürüyorduk.
- On a failli tuer ce type.
Bebek neredeyse bütün kanını kaybetti.
Je le dois maintenant. Le bébé a pratiquement perdu tout son poids.
Neredeyse acil serviste torakotomi yapacaktık.
On a presque fait une thoracotomie aux urgences.
Hayır, neredeyse acil serviste torakotomi yapacaktık. Yapsaydık muhteşem bir şey olurdu.
Non, je veux dire, on a presque dû faire une thoracotomie aux urgences, ce que, tu sais, aurait été incroyable
Biz de neredeyse kocasını acilde ameliyat edecektik. Yapmayı çok istedim.
On a presque ouvert le mari en trauma, et c'était ce que je voulais faire.
Beni merdivenlerden neredeyse tekme tokat indirdin.
Tu m'as un peu jeté en bas des escaliers.
Neredeyse bizim kurbanımız gibi.
Exactement comme notre victime.
Evet, neredeyse 2 yıl boyunca.
Oui, pendant presque deux ans.
Neredeyse serbest kalıyordun.
Tu t'es presque libéré.
Benim Glades'te neredeyse öldürüyordu.
Il a failli me faire tuer.
Neredeyse ameliyatı engelleyecekmiş.
Qu'il avait presque foutu en l'air l'opération.
Neredeyse içki içmeyi bırakacaktım.
J'ai presque arrêté de boire à ce moment là.
Neredeyse.
Presque.
Onu neredeyse öldürüyordum.
Je l'ai presque tuée.
Şuraya bak. Sol koroner arter neredeyse tamamen tıkalı.
Megan est en train d'être transférée de Landstuhl.
Kalbimi kırdın ve neredeyse bir yıldır senden haber alamadım.
Vous cassez mon coeur et je n'ai pas des nouvelles de vous pour presque une année...
Bir İHA'yı parçalamadan içinde ne olduğunu söylemek neredeyse imkansızdır. Mesela bu İHA'nın kızıl ötesi görüşü var.
C'est presque impossible à dire, à l'oeil nu, mais ce drone a une caméra à image thermique.
- Neredeyse yakalanıyorduk.
- C'était juste.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]